Sanalparalar Helal Midir?

admin

Administrator
Yetkili
Admin
Global Mod
Bir paranın caiz olabilmesi için kullanıcılar arasında değiştirilebilmesi ya da kıymet ölçüsü olarak genel kabul edilen, kaynağı itibariyle kullanıcılara güven veren bir özellikte olması gerekmektedir.

Bu noktada önemli olan husus, para olarak bilinen değişim aracının kendi özünde yani üretim biçiminde, sürüm aşamalarında ve muhataplık niteliğinde büyük belirsizlik (garar) içerip içermemesi, bir aldatma (tağrir) aracı olarak kullanılıp kullanılmaması ve belli bir kesimin haksız ve sebepsiz zenginleşmesine vesile olup-olmamasıdır.

Son senelerde ortaya çıkan ve pek çok çeşidi bulunan, dijital-kripto paralardan her birini kullanmanın hükmünü yukardaki genel ilkeler doğrultusunda değerlendirmek gerekir.

Buna göre kendi özünde ciddi belirsizlikler taşıyan, aldanma ve aldatma riski ileri seviyede olan, dolayısı ile herhangi bir güvencesi olmayan ve kamuoyunda saadet zinciri olarak bilinen uygulamalar gibi belirli kesimlerin haksız ve sebepsiz zenginleşmesine yol açan dijital kripto paraların kullanımı caiz değildir.

Diyanet İşleri Başkanlığı

Not: 07 Mart 2020’de Helal Finans Açısından Kripto Paralar Çalıştayı’nın Sonuç ve Değerlendirme Raporu şöyledir:

1. İslami finans açısından parada aranan ölçü, kıymette istikrar ve ona itibar edilmesi işlemidir. Bunun için de paraların arkasında bir garantör bulunmalıdır. Garantör toplum olabileceği gibi toplumu temsilen devlet ya da diğer bir müessese hatta paranın dayandığı sistemin kendisi de olabilir. Para olarak kullanılacak olan şeyin ölçüsü, ham maddesinin ne olduğu değil; bu konu da esas olan insanların örfü, yani bir şeyi para olarak kabul etmeleri ve tedavülüdür. Anılan kriterleri taşıdıktan sonra paranın mal, maden, kâğıt, kaydî, elektronik veya kripto birim olması arasında fark yoktur. Bir şeyin içsel/hakiki değere sahip olup olmaması onun para olma hükmünü etkilememektedir. Nitekim Kur’an ve sünnette neyin para olup olmadığı konusunda bir tanım ya da belirlemede bulunulmamıştır.

2. Kâğıt paralardan itibaren tedavüldeki paraların tamamına yakınının itibari ya da kaydi nitelikte oldukları unutulmamalıdır. Bunlar madeni paralar gibi hakiki bir değer içermediklerinden, manipüle, aldatma ve değeri dışında dalgalanmalara daha fazla açıktır. Bu nedenle, paranın istikrar ve itibarını koruma imkânlarına yönelik araştırmalar gerçekleştirilirken öte taraftan kripto paralar gibi yeni paraların zayıf noktaları ve yol açacağı olası mağduriyetler konusunda da toplum ve ilgili paydaşlar uyarılmalıdır.

3. Bugüne kadar kripto paralar konusunda ortaya konan çalışmaların çoğu en yaygını olan bitcoin merkezlidir. Halbuki bütünüyle farklı temelde çalışan yine blokzincir teknolojisi temelinde üretilen kripto para birimleri de bulunur. Çalışmalarda kripto paraların bir bütün olarak ele alınması önem arz etmektedir.

4. Mevcut değerlendirme ve fetvalarda bu paraların dayandığı blokzincir teknolojisinden bahsedilmemekte veya bir bütün olarak sanki zikredilen olumsuzluklara tüm kripto paraların ve dayandıkları teknolojinin de caiz olmadığı belirtilmektedir. Bundan sonraki çalışmalarda bu teknolojinin merkeze alınması daha realist sonuçlar verecektir.

5. Kripto paralar ve dayandığı teknoloji konunun etik ve fıkhî boyutu yanında iktisat, finans, bilişim teknolojisi, mühendislik gibi farklı disiplinlerin ortak çalışma alanıdır. Bu sebeple yapılacak değerlendirmelerin ve/ya da alınacak kararların ilgili disiplinlerden uzmanların ortak çalışmasıyla oluşturulacak kurullarca alınması gerekir.

6. Mevcut hali ile kripto paraların “para” olarak kullanımı, ortaya çıkan ya da çıkması olası olumsuzluklar nedeniyle İslami finans ilkeleri açısından uygun gözükmemekle beraber bu, ilgili paraların dayandığı blokzincir teknolojisinden kaynaklı değildir. Bu çerçevede İslami finans alanında da blokzincir teknolojisi yanında diğer finansal teknolojilerden azami derecede faydalanılması yoluna gidilmelidir.

7. Kripto paraların bir takım olumsuz yönleri bulunmakla beraber kara para aklama, illegal yapılara finans sağlama, belirsizliğe bağlı yüksek risk, para sahiplerinin meçhuliyeti, yasal dayanaktan yoksunluk gibi olumsuzlukları da barındırmaktadır.

8. Dijital para birimlerinin üretiminde maliyetler yüksektir. Mecazen madencilik olarak adlandırılan bu faaliyet için gereken işlemcilerin ve bilgisayarların kurulumu pahalı, tükettikleri elektrik enerjisi bir hayli fazladır. Ayrıca üretim tedricen zorlaştığından çok fazla zaman almaktadır. Kripto paralarla ilgili değerlendirmelerde bu konuda göz önüne alınmalıdır..

9. Kripto paralar, şifreli bir elektronik cüzdanda muhafaza edilmektedir. Dolayısıyla şifrenin unutulması ya da başkaları tarafından ele geçirilmesi durumunda o paralara ulaşmak imkânsız bir hal alır. Aynı şekilde bu paralara sahip olan bir kimsenin ölmesi halinde paraların miras yolu ile varislerine intikali ile alakalı bir düzenleme henüz söz konusu değildir. Bu da fıkhî açıdan malın korunması maksadına aykırı olarak görülebilir.

10. Konuyla ilgili değerlendirmeler göz önüne alındığında netice itibariyle kripto paraların aslen mubah oldukları; ancak bazı İslam hukuk araştırmacılarının yukarda bahsi geçen mahzurlara yol açtıklarından şer‘an sakıncalı sonuçlara götürmesi kesin ya da kuvvetle olası sedd-i zerai konular kapsamına dahil ederek caiz görmedikleri anlaşılmaktadır. Bu olumsuzluklar ortadan kaldırıldığında ya da minimize edildiğinde caiz olmalarının önünde bir engel kalmayacaktır.

11. Son olarak finansal teknolojinin pek çok alanı yanında bu konu hakkında de daha ayrıntılı ilmi toplantıların yapılması ve bu toplantılarda kripto para birimlerinin teknolojisi, niteliği (mal, değer, para), kullanımından kaynaklı spekülatif problemlerin boyutu gibi hususlara özellikle yoğunlaşılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.