Türkiye’nin güç gereksiniminin yüzde 2,5’unu karşılayan Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralleri, kömür stoğunun bitmesi niçiniyle üretime orta vermek zorunda kalabilir. Bir an evvel yeni linyit yataklarının kullanıma sunulması gerektiğini belirten Yeniköy Kemerköy Termik Santralleri’nin işletmecisi olan YK Güç, çeşitli yasal problemler niçiniyle yeni alanlardan kömür çıkaramıyor. YK Güç Genel Müdürü M. Serhat Dinç, stokta olan kömürün yalnızca 6 ay müddetle elektrik üretimine yeteceğini söylemiş oldu.
Salgın daha sonrası tüm dünyada artan talebin yanı sıra Rusya-Ukrayna savaşı niçiniyle güç fiyatları üzerinde önemli bir baskı oluştuğunu belirten M. Serhat Dinç, tüm ülkelerin yerli kaynaklara hakikat kaydığını hatta kömürden çıkma planları yapan biroldukça Avrupalı ülkenin bir daha kömüre yöneldiğini söylemiş oldu. Türkiye üzere güçte büyük oranda dışa bağımlı bir ülkenin yerli kaynaklara değer vermesinin hem güç arz güvenliği birebir vakitte maliyetler açısından kıymetli olduğuna dikkat çeken Dinç, “Bu gerçeğe karşın yerli kömür üreticileri var olan rezervlere çeşitli engellemeler niçiniyle ulaşamıyor. Yasal olarak bize tahsis edilmiş kömür yataklarını kimi çevrelerin açtığı davalar niçiniyle kullanamıyoruz. Ülkemizin güç muhtaçlığının yüzde 2.5’ini bir öbür sözle 2 milyon hanenin elektrik gereksinimini 7/24 kesintisiz olarak karşılayan bir termik santral olarak yakında üretimi durdurmak zorunda kalacağız” dedi.
280 milyon Euro’luk rehabilitasyon çalışması yapılıyor
1980’li senelerda Türkiye’nin artan elektrik gücü talebini karşılayabilmek maksadıyla, Muğla’nın Milas ilçesinde yer alan linyit rezervlerinin kıymetlendirilmesi için kamu iştiraki olarak kurulan Yeniköy Kemerköy Termik Santralleri, IC İÇTAŞ Güç ve Limak Güç paydaşlığı tarafınca 23 Aralık 2014 tarihinde, 2.7 milyar dolarlık bedelle devralındı. Bu sayının, Cumhuriyet tarihinin en büyük özelleştirme ihalelerinden biri olarak kayıtlara geçtiğini belirten Dinç, “Özelleştirmenin akabinde süratle çağdaşlaştırma çalışmalarına başladık. GE şirketi ile imzaladığımız rehabilitasyon çalışmaları devam ediyor. Şu anda Kemerköy’deki iki ünitenin yenilenmesi bitti, üçüncü ünitedeki çalışmalar da sürüyor. 280 milyon Euro’luk yenileme çalışması kapsamında etraf emisyon kriterleri, Avrupa standartlarına getirildi ve ünite başına heyeti güçte 20 MW kapasite artışı sağlandı. Rehabilitasyon öncesi ünitelerin kapasiteleri 210 MW olmakla bir arada yılların verdiği yaşlanma ve degradasyona bağlı olarak fiiliyatta 190 MWh bandında bir üretim kelam konusuydu, yenilenmenin akabinde aktüel üretimi 230 MWh’a çıkardık. özetlemek gerekirse artık fazlaca daha pak bir biçimde birebir ölçüde kömürden epey daha fazla güç üretebiliyoruz. Tıpkı elektriğin çağdaş bir doğal gaz kombine çevrim santralinde en ülkü kurallarda üretilmesi için yıllık yaklaşık olarak 1.3 milyar m3 doğal gaz yakılması gerekiyor. Bu da günümüz sayılarına nazaran, yıllık 1 milyar doların üzerinde bir doğal gaz ithalatını engellediğimiz manasına geliyor” biçiminde konuştu.
“Zeytin Yasası’nda düzenleme yapılması gerekiyor”
Şu anda var olan kimi yasal meseleler niçiniyle 2.5 yıldır yeni kömür alanı yaratamadıklarını belirten Dinç, bu hususta yaşadıkları problemleri şöyleki anlatıyor: “Hem orman bölgesiyle ilgili hukuksal süreç devam ediyor birebir vakitte zeytin yasası ile ilgili değişiklik yapılması gerekiyor. 1938 yılında çıkan zeytinciliği müdafaa maddesine 1995 yılında ‘zeytin alanlarının üç km yakınına rastgele bir sanayi tesisi yapılamaz’ diye bir husus eklendi. Zeytinhaneler ya da zeytincilik haricinde rastgele bir sanayi tesisi yapılamıyor. Buna rağmen devletimiz bu santralleri kurmuş ve işletmiş. Lakin bu yasa, şu anda bizim elimizi kolumuzu bağlıyor. En azından yerli kömürle üretilen elektrik santraller için değişikliğe gidilmesi gereksinimi hissediyoruz. Tıpkı sorunu yaşayan öteki santraller de var. Şayet bu meseleler çözülmezse bu santraller üretimini durdurmak zorunda kalacak. Bugün karar çıksa yeni kömüre ulaşmak için en az 14-15 aylık bir süre gerekli. bu türlü giderse muhtemelen kademe etap üniteler devre dışı olacak daha sonra santral büsbütün üretimi durduracak.”
Türkiye’nin en büyük ikinci özelleştirmesiyle özel bölüme devredilen santrallerin, Muğla’nın en büyük patronları içinde yer aldığını da belirten Dinç, “Santrallerimiz ve linyit işletmemizde direkt ve yüklenicilerimizle birlikte toplam 3 bin 100 kişi istihdam ediliyor. Ailelerini de hesaba katıldığında 12-13 bin kişinin hayatına dokunmuş oluyoruz. Santrallerde ve öteki tesislerde istihdam edilen işgücünün yüzde 75’ini bölge halkı oluşturuyor. Ayrıyeten zeytin hasadında ve arkeolojik hafriyatlarda da bölge bayanları istihdam edilerek dezavantajlı kısımlara takviye veriyoruz. Yeni kömür yataklarının açılmasıyla bir arada istihdam sayımız da önemli bir biçimde artacak. Santral üretimi durdurmak zorunda kalırsa Muğla iktisadı olumsuz etkilenecek, binlerce kişi konutuna ekmek götüremeyecek” dedi.
Bu ortada uzmanlar, bu büyüklükte bir santralin üretimi durdurmasının bilhassa ülkenin Batı kesitlerinde elektrik kesintilerine yol açacağını, oluşan açığı gidermek için de doğal gaz çevrim santrallerinin daha epeyce çalışması gerektiğini, bunun da elektrik fiyatlarına ve faturalara yansıyacağını belirtiyor.
Kömür alanına 40 MW’lık iki GES kuruluyor
Milas bölgesindeki linyit rezervleri 2038 yılında bitecek. Lakin YK Enerji’nin yenilenebilir güç yatırımlarıyla yoluna devam edeceğini belirten Dinç, “Ülkemizin güç dönüşümüne katkıda bulunmak emeliyle maden alanlarımızın bulunduğu alanlara toplamda 40 MW’lık iki başka güneş santrali kurmak için lisansları aldık. Her biri yaklaşık 20 MW kapasiteye sahip iki santralin suram çalışmalarına müsaade süreçleri tamamlanınca başlanacak. İmali tamamlandığında üretim kapasitesi bakımından en büyük 10 GES yatırımından biri olacak. Her iki santral için yaklaşık 40 milyon dolarlık bir yatırım yapılacak” dedi.
2 milyon ağaç dikildi, amaç 5 milyon
Yeniköy Kemerköy Termik Santralleri, Muğla – Milas Yeniköy Linyit İşletmesi Madencilik faaliyetleri kapsamında, madencilik faaliyetlerinin başlangıcından bu yana üst örtü dekapajı yapılan alanlardan taşınarak, dökümü tamamlanan alanlara planlama dahilinde 1992 yılından itibaren ağaç dikimi yapıyor. Dinç, dikimlerin kamu devrinde başladığını özelleştirmeden daha sonra da sürdüğünü belirtiyor. Toplamda 1992’den bugüne dek 400 hektarlık alanda 415 binin üzerinde akasya, zeytin, kızılçam, fıstık çamı, mavi selvi, sakız ağacı, incir ağacı dikimi yapılmış. Bugüne kadar ülkenin farklı bölgelerine 2 milyon ağaç dikildiğini söyleyen Dinç, “Hedefimiz bu sayısı 5 milyona çıkarmak, bunun için ilgili bakanlıklarla protokoller imzalandı” diyor.
Kömür madeninde 40 ton zeytin, 8 ton zeytinyağı üretiyor
YK Enerji’nin yaşadığı sıkıntılardan biri de zeytin ağaçları. Kamuoyunda “zeytin ağaçları kesiliyor” formunda bir algı var. Fakat YK Güç Genel Müdürü Dinç, bugüne kadar tek bir zeytin ağacının dahi kesilmediğini, ağaçların bilimsel bir biçimde budanarak taşındığını söylüyor. Hatta santralin kapatılan eski kömür yataklarında hem kendileri tarafınca dikilmiş birebir vakitte taşınmış ağaçlardan oluşan geniş bir zeytinliği de var. Bu kısımda toplam 22 bin 100 zeytin ağacı olduğunu belirten Dinç, bu husustaki çalışmalarını ve yaklaşımlarını şöyleki anlatıyor: “YK Güç olarak zeytinciliğin ve madenciliğin yan yana uygulanabildiğini yıllardır kanıtlıyoruz. Yasal süreçlerin düzenlenmesi ve faaliyetlerimize devam etmemiz durumunda birebir hassasiyeti göstererek faaliyetlerimize devam edeceğimizi bir sefer daha taahhüt ediyoruz. Bu ağaçların hasadı bir daha bölgedeki köylüler tarafınca yapılıyor. Her yıl rekolteye nazaran değişmekle bir arada ortalama 40 ton zeytin elde ediliyor. Zeytinlerden ise 8 ton soğuk sıkım zeytinyağı ve zeytinyağı sabunu üretiliyor. Bu eserlerden ticari bir çıkar elde edilmeyip şirket çalışanları ve bölge halkıyla paylaşıyoruz.”
Dinç, zeytinyağlarının kısa bir süre evvel Milas Ticaret ve Sanayi Odası tarafınca coğrafik işarete layık görülerek kalitesi tescillendiğini belirterek “Tüm dünyada farklı bir yere sahip olan Milas zeytinyağları, Avrupa Birliği’nden coğrafik işaret alarak kıymetli bir muvaffakiyete imza attı. Yeniköy Kemerköy zeytinyağları da AB tarafınca verilen coğrafik işaretli zeytinyağları ortasına girdi. Bizim için gurur verici bir gelişme” değerlendirmesini yaptı.
Binlerce yıllık tarih maden alanlarıyla gün yüzüne çıkıyor
YK Enerji’nin dayanağıyla maden alanlarında kömür çıkartılmadan evvel Turizm ve Kültür Bakanlığı öncülüğünde arkeolojik hafriyatlar yapılıyor. Bugüne kadar yapılan hafriyatlarda Erken Tunç, Geç Geometrik, Arkaik, Klasik, Helenistik, Erken Roma, Doğu Roma devirlerine ilişkin farklı tiplerde 75 adet mezar, dört adet zeytinyağı işliği ve iki adet konut tabanı bulundu. YK Güç tarafınca 18 arkeolog, 75 personel bu hafriyatlarda istihdam ediliyor. Bu istihdamın değerli bir kısmını köylü bayanlar oluşturuyor. Bu hafriyatlarda bulunan eserler, hafriyat meskeninde tahlil ediliyor ve eşsiz olan örnekler Ören’de kurulan Ören Arkeopark açık hava müzesine taşınıyor.
Anıtsal nitelikte mezarların, mimari yapıların ve bölgenin arkeolojik mirasını yansıtan ünik örneklerin yer aldığı Milas Ören Arkeopark Alanı, bünyesinde barındırdığı yapıtlarla bir arada tarihin tam 7 farklı periyoduna ve 4 bin 500 yıllık bir vakit dilimine mesken sahipliği yapıyor. Taşıma süreçleri tamamlanınca Arkeopark Alanı’nda, etnografik mesken biçiminde düzenlenecek olan karşılama merkezi, güvenlik üniteleri ve zeytinyağı atölyesi canlandırma alanı bulunacak.
Okumaya devam et...
Salgın daha sonrası tüm dünyada artan talebin yanı sıra Rusya-Ukrayna savaşı niçiniyle güç fiyatları üzerinde önemli bir baskı oluştuğunu belirten M. Serhat Dinç, tüm ülkelerin yerli kaynaklara hakikat kaydığını hatta kömürden çıkma planları yapan biroldukça Avrupalı ülkenin bir daha kömüre yöneldiğini söylemiş oldu. Türkiye üzere güçte büyük oranda dışa bağımlı bir ülkenin yerli kaynaklara değer vermesinin hem güç arz güvenliği birebir vakitte maliyetler açısından kıymetli olduğuna dikkat çeken Dinç, “Bu gerçeğe karşın yerli kömür üreticileri var olan rezervlere çeşitli engellemeler niçiniyle ulaşamıyor. Yasal olarak bize tahsis edilmiş kömür yataklarını kimi çevrelerin açtığı davalar niçiniyle kullanamıyoruz. Ülkemizin güç muhtaçlığının yüzde 2.5’ini bir öbür sözle 2 milyon hanenin elektrik gereksinimini 7/24 kesintisiz olarak karşılayan bir termik santral olarak yakında üretimi durdurmak zorunda kalacağız” dedi.
280 milyon Euro’luk rehabilitasyon çalışması yapılıyor
1980’li senelerda Türkiye’nin artan elektrik gücü talebini karşılayabilmek maksadıyla, Muğla’nın Milas ilçesinde yer alan linyit rezervlerinin kıymetlendirilmesi için kamu iştiraki olarak kurulan Yeniköy Kemerköy Termik Santralleri, IC İÇTAŞ Güç ve Limak Güç paydaşlığı tarafınca 23 Aralık 2014 tarihinde, 2.7 milyar dolarlık bedelle devralındı. Bu sayının, Cumhuriyet tarihinin en büyük özelleştirme ihalelerinden biri olarak kayıtlara geçtiğini belirten Dinç, “Özelleştirmenin akabinde süratle çağdaşlaştırma çalışmalarına başladık. GE şirketi ile imzaladığımız rehabilitasyon çalışmaları devam ediyor. Şu anda Kemerköy’deki iki ünitenin yenilenmesi bitti, üçüncü ünitedeki çalışmalar da sürüyor. 280 milyon Euro’luk yenileme çalışması kapsamında etraf emisyon kriterleri, Avrupa standartlarına getirildi ve ünite başına heyeti güçte 20 MW kapasite artışı sağlandı. Rehabilitasyon öncesi ünitelerin kapasiteleri 210 MW olmakla bir arada yılların verdiği yaşlanma ve degradasyona bağlı olarak fiiliyatta 190 MWh bandında bir üretim kelam konusuydu, yenilenmenin akabinde aktüel üretimi 230 MWh’a çıkardık. özetlemek gerekirse artık fazlaca daha pak bir biçimde birebir ölçüde kömürden epey daha fazla güç üretebiliyoruz. Tıpkı elektriğin çağdaş bir doğal gaz kombine çevrim santralinde en ülkü kurallarda üretilmesi için yıllık yaklaşık olarak 1.3 milyar m3 doğal gaz yakılması gerekiyor. Bu da günümüz sayılarına nazaran, yıllık 1 milyar doların üzerinde bir doğal gaz ithalatını engellediğimiz manasına geliyor” biçiminde konuştu.
“Zeytin Yasası’nda düzenleme yapılması gerekiyor”
Şu anda var olan kimi yasal meseleler niçiniyle 2.5 yıldır yeni kömür alanı yaratamadıklarını belirten Dinç, bu hususta yaşadıkları problemleri şöyleki anlatıyor: “Hem orman bölgesiyle ilgili hukuksal süreç devam ediyor birebir vakitte zeytin yasası ile ilgili değişiklik yapılması gerekiyor. 1938 yılında çıkan zeytinciliği müdafaa maddesine 1995 yılında ‘zeytin alanlarının üç km yakınına rastgele bir sanayi tesisi yapılamaz’ diye bir husus eklendi. Zeytinhaneler ya da zeytincilik haricinde rastgele bir sanayi tesisi yapılamıyor. Buna rağmen devletimiz bu santralleri kurmuş ve işletmiş. Lakin bu yasa, şu anda bizim elimizi kolumuzu bağlıyor. En azından yerli kömürle üretilen elektrik santraller için değişikliğe gidilmesi gereksinimi hissediyoruz. Tıpkı sorunu yaşayan öteki santraller de var. Şayet bu meseleler çözülmezse bu santraller üretimini durdurmak zorunda kalacak. Bugün karar çıksa yeni kömüre ulaşmak için en az 14-15 aylık bir süre gerekli. bu türlü giderse muhtemelen kademe etap üniteler devre dışı olacak daha sonra santral büsbütün üretimi durduracak.”
Türkiye’nin en büyük ikinci özelleştirmesiyle özel bölüme devredilen santrallerin, Muğla’nın en büyük patronları içinde yer aldığını da belirten Dinç, “Santrallerimiz ve linyit işletmemizde direkt ve yüklenicilerimizle birlikte toplam 3 bin 100 kişi istihdam ediliyor. Ailelerini de hesaba katıldığında 12-13 bin kişinin hayatına dokunmuş oluyoruz. Santrallerde ve öteki tesislerde istihdam edilen işgücünün yüzde 75’ini bölge halkı oluşturuyor. Ayrıyeten zeytin hasadında ve arkeolojik hafriyatlarda da bölge bayanları istihdam edilerek dezavantajlı kısımlara takviye veriyoruz. Yeni kömür yataklarının açılmasıyla bir arada istihdam sayımız da önemli bir biçimde artacak. Santral üretimi durdurmak zorunda kalırsa Muğla iktisadı olumsuz etkilenecek, binlerce kişi konutuna ekmek götüremeyecek” dedi.
Bu ortada uzmanlar, bu büyüklükte bir santralin üretimi durdurmasının bilhassa ülkenin Batı kesitlerinde elektrik kesintilerine yol açacağını, oluşan açığı gidermek için de doğal gaz çevrim santrallerinin daha epeyce çalışması gerektiğini, bunun da elektrik fiyatlarına ve faturalara yansıyacağını belirtiyor.
Kömür alanına 40 MW’lık iki GES kuruluyor
Milas bölgesindeki linyit rezervleri 2038 yılında bitecek. Lakin YK Enerji’nin yenilenebilir güç yatırımlarıyla yoluna devam edeceğini belirten Dinç, “Ülkemizin güç dönüşümüne katkıda bulunmak emeliyle maden alanlarımızın bulunduğu alanlara toplamda 40 MW’lık iki başka güneş santrali kurmak için lisansları aldık. Her biri yaklaşık 20 MW kapasiteye sahip iki santralin suram çalışmalarına müsaade süreçleri tamamlanınca başlanacak. İmali tamamlandığında üretim kapasitesi bakımından en büyük 10 GES yatırımından biri olacak. Her iki santral için yaklaşık 40 milyon dolarlık bir yatırım yapılacak” dedi.
2 milyon ağaç dikildi, amaç 5 milyon
Yeniköy Kemerköy Termik Santralleri, Muğla – Milas Yeniköy Linyit İşletmesi Madencilik faaliyetleri kapsamında, madencilik faaliyetlerinin başlangıcından bu yana üst örtü dekapajı yapılan alanlardan taşınarak, dökümü tamamlanan alanlara planlama dahilinde 1992 yılından itibaren ağaç dikimi yapıyor. Dinç, dikimlerin kamu devrinde başladığını özelleştirmeden daha sonra da sürdüğünü belirtiyor. Toplamda 1992’den bugüne dek 400 hektarlık alanda 415 binin üzerinde akasya, zeytin, kızılçam, fıstık çamı, mavi selvi, sakız ağacı, incir ağacı dikimi yapılmış. Bugüne kadar ülkenin farklı bölgelerine 2 milyon ağaç dikildiğini söyleyen Dinç, “Hedefimiz bu sayısı 5 milyona çıkarmak, bunun için ilgili bakanlıklarla protokoller imzalandı” diyor.
Kömür madeninde 40 ton zeytin, 8 ton zeytinyağı üretiyor
YK Enerji’nin yaşadığı sıkıntılardan biri de zeytin ağaçları. Kamuoyunda “zeytin ağaçları kesiliyor” formunda bir algı var. Fakat YK Güç Genel Müdürü Dinç, bugüne kadar tek bir zeytin ağacının dahi kesilmediğini, ağaçların bilimsel bir biçimde budanarak taşındığını söylüyor. Hatta santralin kapatılan eski kömür yataklarında hem kendileri tarafınca dikilmiş birebir vakitte taşınmış ağaçlardan oluşan geniş bir zeytinliği de var. Bu kısımda toplam 22 bin 100 zeytin ağacı olduğunu belirten Dinç, bu husustaki çalışmalarını ve yaklaşımlarını şöyleki anlatıyor: “YK Güç olarak zeytinciliğin ve madenciliğin yan yana uygulanabildiğini yıllardır kanıtlıyoruz. Yasal süreçlerin düzenlenmesi ve faaliyetlerimize devam etmemiz durumunda birebir hassasiyeti göstererek faaliyetlerimize devam edeceğimizi bir sefer daha taahhüt ediyoruz. Bu ağaçların hasadı bir daha bölgedeki köylüler tarafınca yapılıyor. Her yıl rekolteye nazaran değişmekle bir arada ortalama 40 ton zeytin elde ediliyor. Zeytinlerden ise 8 ton soğuk sıkım zeytinyağı ve zeytinyağı sabunu üretiliyor. Bu eserlerden ticari bir çıkar elde edilmeyip şirket çalışanları ve bölge halkıyla paylaşıyoruz.”
Dinç, zeytinyağlarının kısa bir süre evvel Milas Ticaret ve Sanayi Odası tarafınca coğrafik işarete layık görülerek kalitesi tescillendiğini belirterek “Tüm dünyada farklı bir yere sahip olan Milas zeytinyağları, Avrupa Birliği’nden coğrafik işaret alarak kıymetli bir muvaffakiyete imza attı. Yeniköy Kemerköy zeytinyağları da AB tarafınca verilen coğrafik işaretli zeytinyağları ortasına girdi. Bizim için gurur verici bir gelişme” değerlendirmesini yaptı.
Binlerce yıllık tarih maden alanlarıyla gün yüzüne çıkıyor
YK Enerji’nin dayanağıyla maden alanlarında kömür çıkartılmadan evvel Turizm ve Kültür Bakanlığı öncülüğünde arkeolojik hafriyatlar yapılıyor. Bugüne kadar yapılan hafriyatlarda Erken Tunç, Geç Geometrik, Arkaik, Klasik, Helenistik, Erken Roma, Doğu Roma devirlerine ilişkin farklı tiplerde 75 adet mezar, dört adet zeytinyağı işliği ve iki adet konut tabanı bulundu. YK Güç tarafınca 18 arkeolog, 75 personel bu hafriyatlarda istihdam ediliyor. Bu istihdamın değerli bir kısmını köylü bayanlar oluşturuyor. Bu hafriyatlarda bulunan eserler, hafriyat meskeninde tahlil ediliyor ve eşsiz olan örnekler Ören’de kurulan Ören Arkeopark açık hava müzesine taşınıyor.
Anıtsal nitelikte mezarların, mimari yapıların ve bölgenin arkeolojik mirasını yansıtan ünik örneklerin yer aldığı Milas Ören Arkeopark Alanı, bünyesinde barındırdığı yapıtlarla bir arada tarihin tam 7 farklı periyoduna ve 4 bin 500 yıllık bir vakit dilimine mesken sahipliği yapıyor. Taşıma süreçleri tamamlanınca Arkeopark Alanı’nda, etnografik mesken biçiminde düzenlenecek olan karşılama merkezi, güvenlik üniteleri ve zeytinyağı atölyesi canlandırma alanı bulunacak.
Okumaya devam et...