Kültür ve Turizm Bakanlığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Bornova Belediyesi ve Ege Üniversitesi’nin dayanağıyla Yeşilova ve Yassıtepe höyüklerinde yürütülen hafriyat çalışmaları sürüyor. Bugüne kadar yapılan hafriyatlar yardımıyla kent tarihinin 8 bin 500 yıl öncesine kadar uzandığı anlaşılırken, üst üste kurulan 9 köy de gün yüzüne çıkarıldı.
Hafriyatlarda binlerce yıl öncesine ilişkin çipura, öldürücü bir çeşit olan zehirli vatoz, denizkestanesi, istiridye ve midye üzere biroldukca kalıntıya da ulaşıldı. İzmir’de birinci yaşayanların da bugünün kent sakinleri üzere 8 bin 500 yıl öncesinde başta midye olmak üzere deniz mamüllerini tükettiği bir daha bu hafriyatlarda anlaşıldı. Yeşilova Höyüğü’nde yürütülen hafriyat çalışmaları kapsamında 6 bin yıllık tanrıça heykelciği bulundu. Baş ve ayak kısmı kırık, ‘kolları göğüslerini fiyat ve göğe bakar’ biçimde tasvir edilmiş olan heykelcikle ilgili bilgi veren Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Kısmı Öğretim Üyesi ve Hafriyat Lideri Doç. Dr. Zafer Derin, “Normal boyutu 14 santimetre olan Kalkolitik periyoda ilişkin bir tanrıça heykeli. ‘Göğe, yıldızlara bakan kadın’ olarak isimlendirilen bir heykelcik. Yeşilova’da bulunmuş olması kıymetli. Zira bunların tüm örnekleri İngiltere, ABD ve Almanya’daki özel koleksiyonlarda, yüksek paralara satılıyor. Bu heykelcik, özel koleksiyonlardaki yapıtların Türkiye’den gitmiş olduğunu büyük ölçüde kanıtlıyor. Yurt haricinde özel koleksiyonlarda bulunan Batı Anadolu’ya ilişkin özel yapıtları, tahminen bu heykelcik yardımıyla ileriki senelerda geri alma imkanını bulmuş oluruz” tabirlerini kullandı.
‘BİZİ HEYECANLANDIRAN BİR ESER OLDU’
Heykelciğin bu yılın son buluntusu olduğunu söz eden Doç. Dr. Zafer Derin, “Yeşilova Höyüğü katmanından çıkan bir heykelcik. Bu yılın son buluntusuydu. Bizi heyecanlandıran bir eser oldu. Günümüzden yaklaşık 6 bin öncesine ilişkin Kalkolitik periyoda ilişkin tanrıça heykeli. ‘Göğe, yıldızlara bakan kadın’ olarak isimlendirilen bir heykelcik. ‘Kilya’ denilen bir heykel cinsine girmekte. Mermerden yapılmış. Kolları penguen biçiminde, göğüslerini tutan vaziyette bir heykelcik. Bu çeşit heykelciklerin baş yapıları, genelde kırık olarak ele geçiyor. Zira epeyce ince bir baş yapısı var. Göğe hakikat bakan, patlak gözleriyle simgelenen bir heykelcik” diye konuştu.
Doç. Dr. Zafer Derin, bulunan heykelciğin hanımı simgeleyen, o devrin dinî inançlarını ve mermerle kontağını ortaya koyan bir eser olduğunu da kaydetti.(DHA)
Hafriyatlarda binlerce yıl öncesine ilişkin çipura, öldürücü bir çeşit olan zehirli vatoz, denizkestanesi, istiridye ve midye üzere biroldukca kalıntıya da ulaşıldı. İzmir’de birinci yaşayanların da bugünün kent sakinleri üzere 8 bin 500 yıl öncesinde başta midye olmak üzere deniz mamüllerini tükettiği bir daha bu hafriyatlarda anlaşıldı. Yeşilova Höyüğü’nde yürütülen hafriyat çalışmaları kapsamında 6 bin yıllık tanrıça heykelciği bulundu. Baş ve ayak kısmı kırık, ‘kolları göğüslerini fiyat ve göğe bakar’ biçimde tasvir edilmiş olan heykelcikle ilgili bilgi veren Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Kısmı Öğretim Üyesi ve Hafriyat Lideri Doç. Dr. Zafer Derin, “Normal boyutu 14 santimetre olan Kalkolitik periyoda ilişkin bir tanrıça heykeli. ‘Göğe, yıldızlara bakan kadın’ olarak isimlendirilen bir heykelcik. Yeşilova’da bulunmuş olması kıymetli. Zira bunların tüm örnekleri İngiltere, ABD ve Almanya’daki özel koleksiyonlarda, yüksek paralara satılıyor. Bu heykelcik, özel koleksiyonlardaki yapıtların Türkiye’den gitmiş olduğunu büyük ölçüde kanıtlıyor. Yurt haricinde özel koleksiyonlarda bulunan Batı Anadolu’ya ilişkin özel yapıtları, tahminen bu heykelcik yardımıyla ileriki senelerda geri alma imkanını bulmuş oluruz” tabirlerini kullandı.
‘BİZİ HEYECANLANDIRAN BİR ESER OLDU’
Heykelciğin bu yılın son buluntusu olduğunu söz eden Doç. Dr. Zafer Derin, “Yeşilova Höyüğü katmanından çıkan bir heykelcik. Bu yılın son buluntusuydu. Bizi heyecanlandıran bir eser oldu. Günümüzden yaklaşık 6 bin öncesine ilişkin Kalkolitik periyoda ilişkin tanrıça heykeli. ‘Göğe, yıldızlara bakan kadın’ olarak isimlendirilen bir heykelcik. ‘Kilya’ denilen bir heykel cinsine girmekte. Mermerden yapılmış. Kolları penguen biçiminde, göğüslerini tutan vaziyette bir heykelcik. Bu çeşit heykelciklerin baş yapıları, genelde kırık olarak ele geçiyor. Zira epeyce ince bir baş yapısı var. Göğe hakikat bakan, patlak gözleriyle simgelenen bir heykelcik” diye konuştu.
Doç. Dr. Zafer Derin, bulunan heykelciğin hanımı simgeleyen, o devrin dinî inançlarını ve mermerle kontağını ortaya koyan bir eser olduğunu da kaydetti.(DHA)