celikci
New member
Yaşamda Başarının 8 Anahtarı
İnsan, hayatta affetmeyi bilmeseydi kendisini bir damla miktarı kadar geliştiremezdi. Allah’ın, kendisine verdiği ömrü ziyan ederdi ki bu ziyanın sonucu sadece dünyada değil, ahirette de büyük hüsran olurdu. Yaşam, beyinle yürek arasında yapılan uzun bir yolculuktur. Bu yolculukta insanı huzurlu ve mutlu kılan, hedeflerine ulaştıran en büyük maharet ise affetmektir. İnsan, gönlündeki her yarayı affettikçe o yaranın içerisindeki büyük dersi görür ki bu, bir nevi insanın kendisiyle yüzleşmesidir. Bu yüzleşme ise insanın, kişilik ve karakterini inşa etmektedir. Yaşamda başarının ilk sırrı affetmektir. İnsan, sevinçlerini, hüzünlerini, üzüntülerini, heyecanlarını yani yaşarken hissettiklerini baskıladıkça ya da sakladıkça birçok sağlık problemiyle karşı karşıya kalmakta ve bu sağlık problemleri de yaşam kalitesini düşürmektedir. Hatta duygularını gizleyen insanlarda kanser türü hayatı ciddi şekilde tehdit eden rahatsızlıkların daha sık görüldüğü bilimsel olarak da ispatlanmıştır. Bu nedenle duygularımızı anlatacak ve sırlarımızı paylaşacak dostlar edinmeliyiz. Dünyanın en mükemmel ilacının konuşma, kelime ve diyalog ile gerçekleşen terapi olduğunu hiçbir zaman unutmamalıyız. Yaşamda başarının ikinci sırrı duyguların paylaşılmasıdır. Yaşamında kararsız olan insan, kendisine karşı özgüvenini kaybettiği gibi endişe ve ıstırap içerisinde yaşamını sürdürür. Sürekli bir çatışma halinde olduğu içinde ömrü yaşamındaki bitmek bilmeyen problemleri çözmekle geçer. Oysa insanlığın tarihi dahi kararlara dayanmaktadır. Karar verme kabiliyetine sahip insanlar, yeri geldiği zaman başka insanların kazanması için vazgeçmeyi de bilir, kendi elindeki avantajları kaybetmeyi de bilir. Ayrıca sinir hastalıklarına yakalanan insanların önemli bir kısmını kararsız insanlar oluşturmaktadır. Yaşamda başarının üçüncü sırrı karar vermektir. Günümüzde insanlar olduğu gibi görünmemektedir. Toplum içerisinde insanların bu haline sürekli maske değiştiriyor bile denilmektedir. Kendi yaşamımızdaki gerçekleri kendimizden dahi saklayarak, etrafımıza Yeşilçam artistine taş çıkartacak seviyede rol yaparak, aşırı mutsuz olduğumuz halde etrafımıza kendimizi mutlu göstererek, her alanda mükemmel görünerek, kısacası kimseyi değil de sadece kendimizi kandırarak omuzlarımıza tonlarca yük bindirmekteyiz. Kendimizi aldatarak kendi bindiğimiz dalı kesmekteyiz. Bunun en acı sonucu ise stres ve sağlığımızın bozulması oluyor. Ondan sonrada ilaçlara ve hastane köşelerine mahkum, acı bir hayat sürüyoruz. Yaşamda başarının dördüncü sırrı olduğumuz gibi görünmektir. Yaşamında sürekli bir şeyleri reddeden insanlar, kendilerine karşı olan saygılarını yitirmişlerdir. Kendilerini yine kendilerine karşı yabancılaştırmaktadırlar. Bir insanın sağlıklı ve başarılı bir yaşam sürmesinin anahtarı kendisiyle barışık olmasıdır. Kendisiyle barışık olmayan ve hiçbir şeyi kabullenemeyen insanlar, aşırı rekabetçi, kıskanç, taklitçi ve yıkıcı olmaktadırlar. İnsan, kendisine yönelik yapılan haklı eleştirileri kabullenecek kadar akıllı ve bilge olmalıdır. Bu aynı zamanda yaşamı zenginleştiren bir tür terapidir. Yaşamda başarının beşinci anahtarı kabullenmektir. İnsanların yaşamındaki problemleri büyütmemesi ve çözüm üretmesi için olumsuz bir kişiliğe sahip olmaması gerekir. Olumsuz kişiliğe sahip insanların ön plana çıkan özellikleri dedikoducu ve kötümser olmalarıdır. Ayrıca üzülmeyi yeğleyerek etraflarına karşı kendilerini acındırmaya çalışırlar. İnsan, karanlığı aydınlatmak için kibrit yakmasını bilmelidir. Arı, dünyanın en ufak varlıklarından biri olsa da dünyanın en kıymetli mallarından birini üretmektedir. İnsan ise ne düşünürse odur. İnsan, olumsuz düşünerek etrafa negatif enerji yaymak yerine olumlu düşünerek etrafa pozitif enerji yaymalıdır. Yaşamda başarının altıncı anahtarı olumlu düşünmektir. İnsanın başkalarıyla iletişim kurabilmesi için öncelikle güvenmesi gerekir. Başkalarına güvenmeyen insan, başkalarıyla iletişim kurarken açık olamaz, derin ve sağlam ilişkiler kurarak gerçek bir dostluğun temelini atamaz. Zaten bir ilişkinin temeli güvendir. İnsan, kendisine karşı inancını yitirdiği zaman başkalarına olan güvenini de kaybetmeye başlar. Yaşamda başarının yedinci anahtarı güvenmektir. Aslında ömür o kadar kısa ki üzülerek yaşamaya hiç değmez. Hani üç günlük dünya derler ya gerçekten de öyledir. 90 yaşına gelmiş bir insana dahi çocukluğu daha dün gibi gelir. İşte ömür bu kadar kısadır. Bu nedenle yaşama mizah katmak ve gülmek, huzurun ve mutlu bir yaşamın anahtarıdır. Yaşamlarına mizah katan insanlar daha sağlıklı oldukları için ömürleri de uzundur. Huzurlu ve mutlu bir insan, çevresine de çok şey kattığından çevresini de geliştirmektedir. Yaşamda başarının sekizinci anahtarı yaşama mizah katmaktır.
ALINTIDIR
İnsan, hayatta affetmeyi bilmeseydi kendisini bir damla miktarı kadar geliştiremezdi. Allah’ın, kendisine verdiği ömrü ziyan ederdi ki bu ziyanın sonucu sadece dünyada değil, ahirette de büyük hüsran olurdu. Yaşam, beyinle yürek arasında yapılan uzun bir yolculuktur. Bu yolculukta insanı huzurlu ve mutlu kılan, hedeflerine ulaştıran en büyük maharet ise affetmektir. İnsan, gönlündeki her yarayı affettikçe o yaranın içerisindeki büyük dersi görür ki bu, bir nevi insanın kendisiyle yüzleşmesidir. Bu yüzleşme ise insanın, kişilik ve karakterini inşa etmektedir. Yaşamda başarının ilk sırrı affetmektir. İnsan, sevinçlerini, hüzünlerini, üzüntülerini, heyecanlarını yani yaşarken hissettiklerini baskıladıkça ya da sakladıkça birçok sağlık problemiyle karşı karşıya kalmakta ve bu sağlık problemleri de yaşam kalitesini düşürmektedir. Hatta duygularını gizleyen insanlarda kanser türü hayatı ciddi şekilde tehdit eden rahatsızlıkların daha sık görüldüğü bilimsel olarak da ispatlanmıştır. Bu nedenle duygularımızı anlatacak ve sırlarımızı paylaşacak dostlar edinmeliyiz. Dünyanın en mükemmel ilacının konuşma, kelime ve diyalog ile gerçekleşen terapi olduğunu hiçbir zaman unutmamalıyız. Yaşamda başarının ikinci sırrı duyguların paylaşılmasıdır. Yaşamında kararsız olan insan, kendisine karşı özgüvenini kaybettiği gibi endişe ve ıstırap içerisinde yaşamını sürdürür. Sürekli bir çatışma halinde olduğu içinde ömrü yaşamındaki bitmek bilmeyen problemleri çözmekle geçer. Oysa insanlığın tarihi dahi kararlara dayanmaktadır. Karar verme kabiliyetine sahip insanlar, yeri geldiği zaman başka insanların kazanması için vazgeçmeyi de bilir, kendi elindeki avantajları kaybetmeyi de bilir. Ayrıca sinir hastalıklarına yakalanan insanların önemli bir kısmını kararsız insanlar oluşturmaktadır. Yaşamda başarının üçüncü sırrı karar vermektir. Günümüzde insanlar olduğu gibi görünmemektedir. Toplum içerisinde insanların bu haline sürekli maske değiştiriyor bile denilmektedir. Kendi yaşamımızdaki gerçekleri kendimizden dahi saklayarak, etrafımıza Yeşilçam artistine taş çıkartacak seviyede rol yaparak, aşırı mutsuz olduğumuz halde etrafımıza kendimizi mutlu göstererek, her alanda mükemmel görünerek, kısacası kimseyi değil de sadece kendimizi kandırarak omuzlarımıza tonlarca yük bindirmekteyiz. Kendimizi aldatarak kendi bindiğimiz dalı kesmekteyiz. Bunun en acı sonucu ise stres ve sağlığımızın bozulması oluyor. Ondan sonrada ilaçlara ve hastane köşelerine mahkum, acı bir hayat sürüyoruz. Yaşamda başarının dördüncü sırrı olduğumuz gibi görünmektir. Yaşamında sürekli bir şeyleri reddeden insanlar, kendilerine karşı olan saygılarını yitirmişlerdir. Kendilerini yine kendilerine karşı yabancılaştırmaktadırlar. Bir insanın sağlıklı ve başarılı bir yaşam sürmesinin anahtarı kendisiyle barışık olmasıdır. Kendisiyle barışık olmayan ve hiçbir şeyi kabullenemeyen insanlar, aşırı rekabetçi, kıskanç, taklitçi ve yıkıcı olmaktadırlar. İnsan, kendisine yönelik yapılan haklı eleştirileri kabullenecek kadar akıllı ve bilge olmalıdır. Bu aynı zamanda yaşamı zenginleştiren bir tür terapidir. Yaşamda başarının beşinci anahtarı kabullenmektir. İnsanların yaşamındaki problemleri büyütmemesi ve çözüm üretmesi için olumsuz bir kişiliğe sahip olmaması gerekir. Olumsuz kişiliğe sahip insanların ön plana çıkan özellikleri dedikoducu ve kötümser olmalarıdır. Ayrıca üzülmeyi yeğleyerek etraflarına karşı kendilerini acındırmaya çalışırlar. İnsan, karanlığı aydınlatmak için kibrit yakmasını bilmelidir. Arı, dünyanın en ufak varlıklarından biri olsa da dünyanın en kıymetli mallarından birini üretmektedir. İnsan ise ne düşünürse odur. İnsan, olumsuz düşünerek etrafa negatif enerji yaymak yerine olumlu düşünerek etrafa pozitif enerji yaymalıdır. Yaşamda başarının altıncı anahtarı olumlu düşünmektir. İnsanın başkalarıyla iletişim kurabilmesi için öncelikle güvenmesi gerekir. Başkalarına güvenmeyen insan, başkalarıyla iletişim kurarken açık olamaz, derin ve sağlam ilişkiler kurarak gerçek bir dostluğun temelini atamaz. Zaten bir ilişkinin temeli güvendir. İnsan, kendisine karşı inancını yitirdiği zaman başkalarına olan güvenini de kaybetmeye başlar. Yaşamda başarının yedinci anahtarı güvenmektir. Aslında ömür o kadar kısa ki üzülerek yaşamaya hiç değmez. Hani üç günlük dünya derler ya gerçekten de öyledir. 90 yaşına gelmiş bir insana dahi çocukluğu daha dün gibi gelir. İşte ömür bu kadar kısadır. Bu nedenle yaşama mizah katmak ve gülmek, huzurun ve mutlu bir yaşamın anahtarıdır. Yaşamlarına mizah katan insanlar daha sağlıklı oldukları için ömürleri de uzundur. Huzurlu ve mutlu bir insan, çevresine de çok şey kattığından çevresini de geliştirmektedir. Yaşamda başarının sekizinci anahtarı yaşama mizah katmaktır.
ALINTIDIR