Saadet Partisi Genel Lideri ve Yüksek İstişare Şurası Lideri Temel Karamollaoğlu, hayatının kaleme alındığı Mustafa Yılmaz’a ilişkin ‘Son Tanık’ kitabında dayısı Şebip Karamullaoğlu’nun Bursa Emniyet Müdürlüğü vazifesi sırasında dolandırıcılar hükümdarı olarak bilinen ‘Sülün Osman’ı yakaladığını söylemiş oldu.
Ayrıyeten dayısı Şebib Karamullaoğlu’nun 1975 orta seçimlerinde CHP’den Bursa Senatörü olarak meclise girdiğini söylemiş oldu. Temel Karamollaoğlu, kendisinin de 1977 yılındaki seçimlerde Ulusal Selamet Partisi’nden meclise girdiğini ve dayısı ile sık sık karşı karşıya geldiklerini belirtti.
ULUSAL GÖRÜŞ LİDERİ’NİN CHP SENATOSU DAYISI
Ulusal Görüş başkanı Temel Karamollaoğlu’nun dayısı Şebip Karamullaoğlu 1922 yılında Sivas, Gürün’de dünyaya geldi.
Siyasal Bilgiler Fakültesi ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Karamullaoğlu, çalışma hayatına memleketi Sivas’ta Vilayet Maiyet Memurluğu misyonu ile başladı. Akabinde Erdek Kaymakamlığı, Çorum, Malatya, Samsun, Bursa, Adana, İzmir Emniyet Müdürlüğü, Ankara 4. Şube Müdürlüğü, Hür Avukatlık, Cumhuriyet Senatosu Bursa Üyeliği vazifelerinde bulundu.
Şebib Karamullaoğlu
Şebip Karamullaoğlu’nun Bursa Emniyet Müdürlüğü ve CHP Senatörlüğü yaptığı devirler ise bir çok değişik oluyor.
Bursa’da iki kere emniyet müdürlüğü nazaranvi yapan Karamullaoğlu, 1957 yılında dolandırıcılar hükümdarı ‘Sülün Osman’ ismi ile bilinen Osman Ziya Sülün’ü Bursa bir çorbacıda yakaladı.
Sülün Osman’nın yakalanışını ise ‘Vefasız Olsa da Zaman- Gönül Kahvesi’ isimli kitapta Gazeteci Niyazi Menteş şu biçimde anlatıyor:
“Sülün Osman’ın Bursa’ya gelişi parasız kaldığı bir periyotta olmuş. İstanbul polisi Bursa polisini haberdar etmiş. Şebib Beyefendi de onu tanıdığı için, devriyelerle birlikte kenti gezerken, Altıparmak işkembe çorbacısında tanıyıp yakalatmış. daha sonra adamı müdüriyete getirip dövmüşler. Biz de adamın feryadını duyup yazıyı yazmışız.
Şebib Beyefendi bize dönüp “Siz olsanız benim yerimde, dövmez misiniz? İtirafta bulunmuyor diye salıverir misiniz?”
Şebib Beyefendi, Allah rahmet eylesin, dürüst ve mert bir polisti. Sokakta gördüğü kabadayılara basardı sopayı. Küstah, şımarık, kendini bir şey sanan polislere de haddini bildirir, “üniformana sığınma, terbiyeni takın” kederi. Artık nerede bu biçimde devlet memurları…”
Osman Ziya Sülün (1923 – 1984), “Sülün Osman” olarak bilinen ünlü dolandırıcı.
“ŞERİAT KURACAĞIM” DİYEN ‘MEHDİ’Yİ ALAŞAĞI ETTİ
14 Haziran 1957’de bir Cuma namazı daha sonrası yaşanan bir kargaşayı da engelleyen Şebib Karamullaoğlu çabucak sonrasındadan verdiği bir demeçte olayı şöyleki anlatıyor:
“Olay haberini alır almaz ben, sürücüm ve bir polis memuru daha atladık otomobile, Ulucami’ye gittik. Doğu kapısı önüne geldik. Fırladım, bir içeri girdim ki ana baba günü. Silah kullanmak mümkün değil. Günlerden cuma idi ve olay cuma namazı sırasında olmuş. Kapıdan içeri girmek üzereyken baktım orada polis memuru Mustafa Güler, Kayserili bir arkadaştı, o var. Çabucak önüme geçti: sayın müdürüm, olay büyük, canımıza okurlar, dedi. Baktım ortalık hakikaten karışık.
Olay incelendi, şöyleki olmuş: Bunlar bir gün evvel Tavşanlı’dan gelmişler. Cuma namazı sırasında hutbe okunurken kendini mehdi ilan eden kişi fırlamış, hocaya bir tane tekme atmış. Yuvarlamış onu aşağıya. Selatin mescidi olduğu için, kılıç da orada duruyor. Çabucak almış çekmiş. Kendisinin mehdi olduğunu, artık laik cumhuriyete son verilip şeriatın hakim kılınacağını söylemiş. İşte bu biçimde polis memuru Mustafa Güler işe müdahale edince, ‘Vay sen misin? diye ona çullanmışlar.”
ATATÜRK’ÜN ANNESİ ZÜBEYDE HANIM İLE TEMEL KARAMOLLAOĞLU’NUN ANNEANNESİ KOMŞU ÇIKTI
Saadet Önderi Temel Karamollaoğlu’nun anneannesi olan Şebib Bey’in annesi, Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım ile bir devir İzmir’de tıpkı apartmanda oturduğu ortaya çıktı.
Bu olayı ise koleksiyoncu iş insanı Ahmet Erdönmez, ‘Yılmaz Akkılıç Anıları’nda şöyle anlatıyor:
“Bursa senatörü Şebip Beyefendi 1982’de benim koleksiyonumu ziyarete gelmişti. Bana ‘senin koleksiyonun için iki modül vereceğim, onları ömrün boyunca saklayacaksın’ dedi. Bana yazılı bir doküman ile Atatürk’ün 1917-1922 içinde kullandığı ağızlık ve tespihi verdi. İzmir’de Mustafa Kemal’in annesi Zübeyde Hanım ile Şebip Beyin annesi birebir apartmanda oturuyorlarmış. Komşu olma münasebetiyle Zübeyde Hanım, Şebip Beyin annesine bu tespih ve ağızlığı armağan etmiş. Şebip Beyin annesi de oğluna vermiş. Şebip Beyefendi de benim daha yeterli koruyacağımı lisana getirerek bana vermişti”
CHP’Lİ DAYI ULUSAL GÖRÜŞÇÜ YEĞENE KARŞI
Şebib Karamullaoğu, 1975 orta seçimlerinde Cumhuriyet Senatosu’na CHP Bursa Senatörü olarak girdi. 2 yılın akabinde 1977 yılındaki seçimlerde ise yeğeni Temel Karamollaoğlu, Ulusal Selamet Partisi’nden Sivas Milletvekili olarak Meclis’e girdi.
Dayı-yeğen Meclis’te birfazlaca defa karşı karşıya geldi. Temel Karamollaoğlu o devri ‘Son Tanık’ kitabında bu biçimde lisana getirdi:
“1975 seçimlerinde CHP’den Bursa Senatörü olarak Meclis’e girdi. Ben de 1977 seçimlerinde MSP’den milletvekili oldum, birebir periyotta TBMM’de birlikte vazife yaptık. Komitelerde kimi vakit karşı karşıya geldik. Fakat aramız güzeldi, görüşlerimiz, fikirlerimiz, ömür usullerimiz, ülke problemlerine bakışımız farklıydı, fakat birbirimize sevgi ve hürmetimizi daima koruduk.”
Talha Özmen
Ayrıyeten dayısı Şebib Karamullaoğlu’nun 1975 orta seçimlerinde CHP’den Bursa Senatörü olarak meclise girdiğini söylemiş oldu. Temel Karamollaoğlu, kendisinin de 1977 yılındaki seçimlerde Ulusal Selamet Partisi’nden meclise girdiğini ve dayısı ile sık sık karşı karşıya geldiklerini belirtti.
ULUSAL GÖRÜŞ LİDERİ’NİN CHP SENATOSU DAYISI
Ulusal Görüş başkanı Temel Karamollaoğlu’nun dayısı Şebip Karamullaoğlu 1922 yılında Sivas, Gürün’de dünyaya geldi.
Siyasal Bilgiler Fakültesi ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Karamullaoğlu, çalışma hayatına memleketi Sivas’ta Vilayet Maiyet Memurluğu misyonu ile başladı. Akabinde Erdek Kaymakamlığı, Çorum, Malatya, Samsun, Bursa, Adana, İzmir Emniyet Müdürlüğü, Ankara 4. Şube Müdürlüğü, Hür Avukatlık, Cumhuriyet Senatosu Bursa Üyeliği vazifelerinde bulundu.
Şebib Karamullaoğlu
Şebip Karamullaoğlu’nun Bursa Emniyet Müdürlüğü ve CHP Senatörlüğü yaptığı devirler ise bir çok değişik oluyor.
Bursa’da iki kere emniyet müdürlüğü nazaranvi yapan Karamullaoğlu, 1957 yılında dolandırıcılar hükümdarı ‘Sülün Osman’ ismi ile bilinen Osman Ziya Sülün’ü Bursa bir çorbacıda yakaladı.
Sülün Osman’nın yakalanışını ise ‘Vefasız Olsa da Zaman- Gönül Kahvesi’ isimli kitapta Gazeteci Niyazi Menteş şu biçimde anlatıyor:
“Sülün Osman’ın Bursa’ya gelişi parasız kaldığı bir periyotta olmuş. İstanbul polisi Bursa polisini haberdar etmiş. Şebib Beyefendi de onu tanıdığı için, devriyelerle birlikte kenti gezerken, Altıparmak işkembe çorbacısında tanıyıp yakalatmış. daha sonra adamı müdüriyete getirip dövmüşler. Biz de adamın feryadını duyup yazıyı yazmışız.
Şebib Beyefendi bize dönüp “Siz olsanız benim yerimde, dövmez misiniz? İtirafta bulunmuyor diye salıverir misiniz?”
Şebib Beyefendi, Allah rahmet eylesin, dürüst ve mert bir polisti. Sokakta gördüğü kabadayılara basardı sopayı. Küstah, şımarık, kendini bir şey sanan polislere de haddini bildirir, “üniformana sığınma, terbiyeni takın” kederi. Artık nerede bu biçimde devlet memurları…”
Osman Ziya Sülün (1923 – 1984), “Sülün Osman” olarak bilinen ünlü dolandırıcı.
“ŞERİAT KURACAĞIM” DİYEN ‘MEHDİ’Yİ ALAŞAĞI ETTİ
14 Haziran 1957’de bir Cuma namazı daha sonrası yaşanan bir kargaşayı da engelleyen Şebib Karamullaoğlu çabucak sonrasındadan verdiği bir demeçte olayı şöyleki anlatıyor:
“Olay haberini alır almaz ben, sürücüm ve bir polis memuru daha atladık otomobile, Ulucami’ye gittik. Doğu kapısı önüne geldik. Fırladım, bir içeri girdim ki ana baba günü. Silah kullanmak mümkün değil. Günlerden cuma idi ve olay cuma namazı sırasında olmuş. Kapıdan içeri girmek üzereyken baktım orada polis memuru Mustafa Güler, Kayserili bir arkadaştı, o var. Çabucak önüme geçti: sayın müdürüm, olay büyük, canımıza okurlar, dedi. Baktım ortalık hakikaten karışık.
Olay incelendi, şöyleki olmuş: Bunlar bir gün evvel Tavşanlı’dan gelmişler. Cuma namazı sırasında hutbe okunurken kendini mehdi ilan eden kişi fırlamış, hocaya bir tane tekme atmış. Yuvarlamış onu aşağıya. Selatin mescidi olduğu için, kılıç da orada duruyor. Çabucak almış çekmiş. Kendisinin mehdi olduğunu, artık laik cumhuriyete son verilip şeriatın hakim kılınacağını söylemiş. İşte bu biçimde polis memuru Mustafa Güler işe müdahale edince, ‘Vay sen misin? diye ona çullanmışlar.”
ATATÜRK’ÜN ANNESİ ZÜBEYDE HANIM İLE TEMEL KARAMOLLAOĞLU’NUN ANNEANNESİ KOMŞU ÇIKTI
Saadet Önderi Temel Karamollaoğlu’nun anneannesi olan Şebib Bey’in annesi, Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım ile bir devir İzmir’de tıpkı apartmanda oturduğu ortaya çıktı.
Bu olayı ise koleksiyoncu iş insanı Ahmet Erdönmez, ‘Yılmaz Akkılıç Anıları’nda şöyle anlatıyor:
“Bursa senatörü Şebip Beyefendi 1982’de benim koleksiyonumu ziyarete gelmişti. Bana ‘senin koleksiyonun için iki modül vereceğim, onları ömrün boyunca saklayacaksın’ dedi. Bana yazılı bir doküman ile Atatürk’ün 1917-1922 içinde kullandığı ağızlık ve tespihi verdi. İzmir’de Mustafa Kemal’in annesi Zübeyde Hanım ile Şebip Beyin annesi birebir apartmanda oturuyorlarmış. Komşu olma münasebetiyle Zübeyde Hanım, Şebip Beyin annesine bu tespih ve ağızlığı armağan etmiş. Şebip Beyin annesi de oğluna vermiş. Şebip Beyefendi de benim daha yeterli koruyacağımı lisana getirerek bana vermişti”
CHP’Lİ DAYI ULUSAL GÖRÜŞÇÜ YEĞENE KARŞI
Şebib Karamullaoğu, 1975 orta seçimlerinde Cumhuriyet Senatosu’na CHP Bursa Senatörü olarak girdi. 2 yılın akabinde 1977 yılındaki seçimlerde ise yeğeni Temel Karamollaoğlu, Ulusal Selamet Partisi’nden Sivas Milletvekili olarak Meclis’e girdi.
Dayı-yeğen Meclis’te birfazlaca defa karşı karşıya geldi. Temel Karamollaoğlu o devri ‘Son Tanık’ kitabında bu biçimde lisana getirdi:
“1975 seçimlerinde CHP’den Bursa Senatörü olarak Meclis’e girdi. Ben de 1977 seçimlerinde MSP’den milletvekili oldum, birebir periyotta TBMM’de birlikte vazife yaptık. Komitelerde kimi vakit karşı karşıya geldik. Fakat aramız güzeldi, görüşlerimiz, fikirlerimiz, ömür usullerimiz, ülke problemlerine bakışımız farklıydı, fakat birbirimize sevgi ve hürmetimizi daima koruduk.”
Talha Özmen