Ulusal Eğitim Bakanlığı’nın, “Pandemi niçiniyle ortaya çıkan öğrenme kayıplarının bertaraf edilmesi” emeliyle hayata geçirdiği, “Telafide Ben de Varım” programından Kuran eğitimi çıktı. MEB’in resmi yazılarında yer almamasına rağmen Kuran eğitimi, biroldukca okulun “Telafide Ben de Varım” programına girdi.
Vilayet ve ilçe ulusal eğitim müdürlüklerine duyurulan faaliyet ve aktiflik listelerine rağmen birtakım okulların programlarına Kuran Eğitim Kursu yazdığı öğrenildi. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere, biroldukca kentteki okullar, ilkokul öğrencileri için 5-16 Temmuz periyodunu, “Kur’an-ı Kerim Eğitim Kursu” olarak öngördü.
HUKUKSAL DESTEĞİ YOK
Birgün’den Mustafa Mert Bildircin’in haberine göre, İstanbul Eğitim Sen 5 No’lu Şube Lider Özer Tuncer, MEB’in ya da ilçe ulusal eğitim müdürlüklerinin ilgili yazılarına dayanmayan programların türel bir desteği olmadığını vurguladı. Tuncer, Telafide Ben de Varım Programı’nın kapsamı ve içeriği ile iş birliği yapılacak kurumların MEB tarafınca belirlendiğini anımsatarak, “Okul idarecileri bunlara uygun davranmamakta ve kendilerinde bulunmayan bir yetkiyi kullanarak, vazifelerini, yetki alanlarının dışına çıkmaktadır” dedi.
UYGUN DEĞİL
Eğitim Sen Ankara 2 No’lu Şube Lideri Hüseyin Esaslı de programın amacı ve kapsamının açık olduğunun altını çizdi. Esaslı, kapsamda yer almayan bir faaliyetin okul yönetimcilerinin ferdî tercihlerinden dolayı telafi programı kapsamına alınmasının pedagojik açıdan uygun olmadığını belirterek şunları söylemiş oldu:
“Ayrıca kamusal bir hizmet olan eğitimin tabiatı ile de uyumlu değildir. Telafi programının emeli öğrencilere dini bilgiler vermek değil onları toplumsal, duygusal, fizikî ve akademik olarak desteklemektir. Bu niçinle de yapılacak tüm faaliyetlerin bu gayeye uygun olarak planlanması gerekmektedir. Okul idarecileri açıkça kendilerinde bulunmayan bir yetkiyi kullanmakta, MEB tarafınca yayınlanan yazıların ve belirlenen telafi eğitimi uygulama asıllarını aşan bir tavır almaktadır.”
MEB, “Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak, okullar içindeki muvaffakiyet ve imkân farklılıklarını azaltmak” ile “Covid-19 salgını sürecindeki öğrenme kayıplarını bertaraf etmek” maksadıyla “Telafide Ben de Varım” programı hazırlamıştı. Programın okulöncesi eğitim, ilköğretim, ortaöğretim ve özel eğitim okullarına yönelik 5 Temmuz-31 Ağustos periyodunda gerçekleştirileceği bildirilmişti. Program kapsamında bilimsel, toplumsal, kültürel, sportif eğitim faaliyetleri ile etkinlikler planlanmıştı.
Vilayet ve ilçe ulusal eğitim müdürlüklerine duyurulan faaliyet ve aktiflik listelerine rağmen birtakım okulların programlarına Kuran Eğitim Kursu yazdığı öğrenildi. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere, biroldukca kentteki okullar, ilkokul öğrencileri için 5-16 Temmuz periyodunu, “Kur’an-ı Kerim Eğitim Kursu” olarak öngördü.
HUKUKSAL DESTEĞİ YOK
Birgün’den Mustafa Mert Bildircin’in haberine göre, İstanbul Eğitim Sen 5 No’lu Şube Lider Özer Tuncer, MEB’in ya da ilçe ulusal eğitim müdürlüklerinin ilgili yazılarına dayanmayan programların türel bir desteği olmadığını vurguladı. Tuncer, Telafide Ben de Varım Programı’nın kapsamı ve içeriği ile iş birliği yapılacak kurumların MEB tarafınca belirlendiğini anımsatarak, “Okul idarecileri bunlara uygun davranmamakta ve kendilerinde bulunmayan bir yetkiyi kullanarak, vazifelerini, yetki alanlarının dışına çıkmaktadır” dedi.
UYGUN DEĞİL
Eğitim Sen Ankara 2 No’lu Şube Lideri Hüseyin Esaslı de programın amacı ve kapsamının açık olduğunun altını çizdi. Esaslı, kapsamda yer almayan bir faaliyetin okul yönetimcilerinin ferdî tercihlerinden dolayı telafi programı kapsamına alınmasının pedagojik açıdan uygun olmadığını belirterek şunları söylemiş oldu:
“Ayrıca kamusal bir hizmet olan eğitimin tabiatı ile de uyumlu değildir. Telafi programının emeli öğrencilere dini bilgiler vermek değil onları toplumsal, duygusal, fizikî ve akademik olarak desteklemektir. Bu niçinle de yapılacak tüm faaliyetlerin bu gayeye uygun olarak planlanması gerekmektedir. Okul idarecileri açıkça kendilerinde bulunmayan bir yetkiyi kullanmakta, MEB tarafınca yayınlanan yazıların ve belirlenen telafi eğitimi uygulama asıllarını aşan bir tavır almaktadır.”
MEB, “Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak, okullar içindeki muvaffakiyet ve imkân farklılıklarını azaltmak” ile “Covid-19 salgını sürecindeki öğrenme kayıplarını bertaraf etmek” maksadıyla “Telafide Ben de Varım” programı hazırlamıştı. Programın okulöncesi eğitim, ilköğretim, ortaöğretim ve özel eğitim okullarına yönelik 5 Temmuz-31 Ağustos periyodunda gerçekleştirileceği bildirilmişti. Program kapsamında bilimsel, toplumsal, kültürel, sportif eğitim faaliyetleri ile etkinlikler planlanmıştı.