Organize kabahat örgütü önderi olduğu savıyla hakkında soruşturma başlatılan Sedat Peker, yayımladığı görüntülerde, Habertürk sunucusu Veyis Ateş’le ilgili argümanlarda bulunmuştu.
Peker, görüntüsünde Habertürk spikeri Ateş’i de işaret etti. “Aranan adamın otelinde ne işiniz var” diyerek Veyis Ateş’e reaksiyon göstermiş Peker şunları söylemişti:
“Sezgin Baran Korkmaz, en son Mübariz de demişti, sendeki evraklar benim şirketim ancak bende yok demişti, bende var kardeşim. Sakın onlarla anlaşayım deme, patlatırım rezil olursun. Müşteri portföyünün tamamı bende, hangi yargıçlar savcılar. Siz aranan adamın otelinde ne işiniz var? Hani lan faturalarınız? Suit odada kalıyorsunuz, 100 bin lira yapıyor, lan sizin maaşınız kaç para, hani fatura.”
Sezgin Baran Korkmaz, hakkında kara para aklama soruşturması başlatıldıktan daha sonra Türkiye’yi terk etmişti.
ALTAYLI: 10 MİLYON EUROLUK TALEPLER, BİR GRUP İSMİNE ARACILIKLAR…
Habertürk muharriri Fatih Altaylı, bugün “Veyis Ateş’le ilgili vahim tezler” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Altaylı yazısında, kendisini Sezgin Baran Korkmaz’ın aradığını belirtti ve Korkmaz’ın anlattığı argümanlara değindi.
Fatih Altaylı, şunları kaydetti:
“Dün öğlen saatlerinde Dalaman civarında otomobildeyim. Telefon çaldı. Tanımadığım bir numara. Memleketler arası arama. Bir Avusturya numarası.
Tanımadığım numaraları açmayı pek sevmiyorum fakat Avusturya kodunu görür görmez yeğenim orada okuduğu için ‘Belki o arıyordur’ diyerek açtım.
Bir erkek sesi. ‘Fatih Beyefendi uygun günler dilerim. Ben Sezgin Baran Korkmaz, numaranızı bir gazeteciden aldım’ dedi.
‘Fatih Beyefendi bugünkü yazınızı okudum ve davetinize karşılık olarak arıyorum’ dedi.
‘Size kirli bir gazeteciyi anlatacağım. Zira ben ömrümde bu biçimde utanç verici, bu biçimde rezil bir tehdit görmedim’ dedi.
‘Veyis Ateş isimli gazeteci beni 7 Ocak günü aradı’ diye başladı. Gerisi utanç vericiydi. Tehdit, şantaj tezleri. 10 milyon euroluk talepler, bir grup ismine aracılıklar.”
“UTANIYORUM KEŞKE DİĞERLERİNDE DA BU HİS OLABİLSEYDİ”
Kriminal nitelikte suçlamalar. Akıl alır üzere değildi. Bu suçlamalar ile bir gazetecinin isminin yan yana gelmesi bile aklımın hafsalamın almayacağı bir durumdu.
Dahası Baran Korkmaz elinde tüm bu tezlerini kanıtlayabilecek bir bant kaydı olduğunu ve bunu ablası üzere sevdiği bir gazeteciye daha evvel dinlettiğini de argüman ediyordu.
Korkmaz’a tanıdığı onca gazeteci varken bunu niçin hiç tanışıklığı olmayan benimle paylaştığını sordum.
İstediği şahsa bunu yazdırabileceğini lakin benim davetime karşılık verdiğini söylemiş oldu. Enteresan bir karşılıktı. Sezgin Baran Korkmaz’ın Veyis Ateş’le ilgili tezlerini Habertürk idaresi ile de paylaştım.
Kendisinden son bir sefer bu tezlere karşılık vermesini isteyeceklerdir muhtemelen.
Veyis Ateş’in de bu tezlere verecek bir cevabı var mı bilemem! Keşke birinci gün çıkıp, ‘Bunlar külliyen yalandır’ diyebilseydi.
Keşke hem kendisinin tıpkı vakitte kendisine güvenenlerin onurunu koruyabilseydi.
Bu satırları yazmaktan, hiç bir yerinde olmak istemediğim bu işe müdahil olmaktan, hayatımda tanışmadığım birinin savlarını muhataplarına sormaktan bile utanıyorum.
Keşke diğerlerinde da bu his olabilseydi!”
Peker, görüntüsünde Habertürk spikeri Ateş’i de işaret etti. “Aranan adamın otelinde ne işiniz var” diyerek Veyis Ateş’e reaksiyon göstermiş Peker şunları söylemişti:
“Sezgin Baran Korkmaz, en son Mübariz de demişti, sendeki evraklar benim şirketim ancak bende yok demişti, bende var kardeşim. Sakın onlarla anlaşayım deme, patlatırım rezil olursun. Müşteri portföyünün tamamı bende, hangi yargıçlar savcılar. Siz aranan adamın otelinde ne işiniz var? Hani lan faturalarınız? Suit odada kalıyorsunuz, 100 bin lira yapıyor, lan sizin maaşınız kaç para, hani fatura.”
Sezgin Baran Korkmaz, hakkında kara para aklama soruşturması başlatıldıktan daha sonra Türkiye’yi terk etmişti.
ALTAYLI: 10 MİLYON EUROLUK TALEPLER, BİR GRUP İSMİNE ARACILIKLAR…
Habertürk muharriri Fatih Altaylı, bugün “Veyis Ateş’le ilgili vahim tezler” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Altaylı yazısında, kendisini Sezgin Baran Korkmaz’ın aradığını belirtti ve Korkmaz’ın anlattığı argümanlara değindi.
Fatih Altaylı, şunları kaydetti:
“Dün öğlen saatlerinde Dalaman civarında otomobildeyim. Telefon çaldı. Tanımadığım bir numara. Memleketler arası arama. Bir Avusturya numarası.
Tanımadığım numaraları açmayı pek sevmiyorum fakat Avusturya kodunu görür görmez yeğenim orada okuduğu için ‘Belki o arıyordur’ diyerek açtım.
Bir erkek sesi. ‘Fatih Beyefendi uygun günler dilerim. Ben Sezgin Baran Korkmaz, numaranızı bir gazeteciden aldım’ dedi.
‘Fatih Beyefendi bugünkü yazınızı okudum ve davetinize karşılık olarak arıyorum’ dedi.
‘Size kirli bir gazeteciyi anlatacağım. Zira ben ömrümde bu biçimde utanç verici, bu biçimde rezil bir tehdit görmedim’ dedi.
‘Veyis Ateş isimli gazeteci beni 7 Ocak günü aradı’ diye başladı. Gerisi utanç vericiydi. Tehdit, şantaj tezleri. 10 milyon euroluk talepler, bir grup ismine aracılıklar.”
“UTANIYORUM KEŞKE DİĞERLERİNDE DA BU HİS OLABİLSEYDİ”
Kriminal nitelikte suçlamalar. Akıl alır üzere değildi. Bu suçlamalar ile bir gazetecinin isminin yan yana gelmesi bile aklımın hafsalamın almayacağı bir durumdu.
Dahası Baran Korkmaz elinde tüm bu tezlerini kanıtlayabilecek bir bant kaydı olduğunu ve bunu ablası üzere sevdiği bir gazeteciye daha evvel dinlettiğini de argüman ediyordu.
Korkmaz’a tanıdığı onca gazeteci varken bunu niçin hiç tanışıklığı olmayan benimle paylaştığını sordum.
İstediği şahsa bunu yazdırabileceğini lakin benim davetime karşılık verdiğini söylemiş oldu. Enteresan bir karşılıktı. Sezgin Baran Korkmaz’ın Veyis Ateş’le ilgili tezlerini Habertürk idaresi ile de paylaştım.
Kendisinden son bir sefer bu tezlere karşılık vermesini isteyeceklerdir muhtemelen.
Veyis Ateş’in de bu tezlere verecek bir cevabı var mı bilemem! Keşke birinci gün çıkıp, ‘Bunlar külliyen yalandır’ diyebilseydi.
Keşke hem kendisinin tıpkı vakitte kendisine güvenenlerin onurunu koruyabilseydi.
Bu satırları yazmaktan, hiç bir yerinde olmak istemediğim bu işe müdahil olmaktan, hayatımda tanışmadığım birinin savlarını muhataplarına sormaktan bile utanıyorum.
Keşke diğerlerinde da bu his olabilseydi!”