Piyanist ve bestekar Fazıl Say, toplumsal medya hesabından, 10 Mayıs’ta ömrünü kaybeden babası Ahmet Say ve kendi yapıtlarını yaşatmak için “Say Vakfı” kurulacağını deklare etti.
Fazıl Say açıklamasında,
“Deneyeceğiz… Hayat sönmeye başladığında hissettirir. Bir seyahatin hazırlığı başlar. Son 4 yıldır, her ay bir ya da iki kez babamı görmeye gidiyordum. Bilhassa 2 yıl evvel geçirdiği ağır ameliyatlar serisi, haftalarca ağır bakım, birtakım günler, entübe mertebesi, konutta şuuru gidip geldiği aylar.
Bir mazi ile yaşıyordu artık. Dev bir eser bırakmıştı arkasında. Bunu biliyordu. Eşi sevgili Handan harikulade uygun baktı babama. Tahminen daha erken ayrılması gerekirdi, Handan’ın direnci onu birkaç yıl daha hayatta tuttu. Hayata bağlılığı azalmış bir yaşamaktı.
Biz geldiğimizde keyifli olurdu, Ece’ye “canım kızım” kaygısı. Pandemi olduğu için sıkı sıkıya sarılamıyorduk. İçimizde kalıyordu ağır hisler. Artık yazamayan, niyetlerini toplamakta zorlanan, nefes sorunu KOAH en üst düzeyde hayatını zorlaştıran bir periyottu.
Bu kaidelerde babam biraz da bizim için uzattı ömrünü. Kendi durumunun fevkalâde farkındaydı. Bana baş başa olduğumuz bir an bunu söylemişti…
Taner ve Ece giderdik genelde. Araçla. Pandemide de.
Issız ve sessiz İstanbul Ankara otoyolu. Her gidişimizde değişen seher vakti, Sabaha 05.55 Alacakaranlıkta, yola koyulurduk. 10 üzere babamda olur, 3 saat kadar onunla vakit geçirir yine konutumuza dönerdik. O günlerde, araçta ezber çalışması yapıyordum. 16.30 meskende olurduk ve benim çalışma günüm o saatte başlardı.
Dostlar; Babamın dev eserine sahip çıkacağız. On binlerce sayfa emek. Edebiyat ve müzik yapıtları…
Say Vakfı’nı kuracağız. Babamın da, benim de tüm Say yapıtlarına sahip çıkacağız. “Sahip çıkmak”. Bu ülkede epeyce kullanılan bir tabir değil malum. Bu işi kendimiz üstlenmek zorundayız. Sizlerin de yardımına gereksinimimiz olacak. Başta müzikte ve tüm sanat kollarında en yetenekli gençlere sahip çıkacağız. Onlar ile geleceğe uzanacağız…
SAY Vakfı ile Türkiye’nin kültür sanat ömrüne hoş bir gelecek ve yaşamsallık katacağız.
Babamın da sonsuz üzüldüğü bahistir. Sahip çıkma konusundaki kırgınlığımız. Onun yapıtları bir yana, bizimkiler de Say ailesi yapıtlarıdır.
Binlerce konser, 60’tan fazla albüm kaydı… Ve 102 opus… Ve babamı da beni de üzen Türkiye’nin tavrı… Benim şu ana kadar ki 102 yapıtıma ne kadar sahip çıktı kurumlar? 10 yıldır üstüme buhran üzere çölmüş arbede dövüşü patırtıyı, yasaklamaları, programdan çıkartmaları, altını oymacaları, her şeyi, tüm kötülükleri…
Tek bir soru kalıyor…. Bu mudur, hakkı bu mudur? Dünya yerinde çalınan dinlenen, 5 kıtadan müzik yapıtlarının kendi ülkesinde karşılaması?
Bu mudur? Bu 102 yapıtın 70’i orkestra yapıtın yarısından fazlası Türkiye’de bir defa bile çalınmadı. Yazık. Sebepleri… Şahısları… Hepsini biliyorum.
birlikte bahçemizi yetiştirelim. Fidanları ekmeye başlayalım. Makûs değil; Uygun kazansın…En azından deneyeceğiz…
Fazıl
22.05.2022“ sözlerini kullandı.
Odatv.com
Fazıl Say açıklamasında,
“Deneyeceğiz… Hayat sönmeye başladığında hissettirir. Bir seyahatin hazırlığı başlar. Son 4 yıldır, her ay bir ya da iki kez babamı görmeye gidiyordum. Bilhassa 2 yıl evvel geçirdiği ağır ameliyatlar serisi, haftalarca ağır bakım, birtakım günler, entübe mertebesi, konutta şuuru gidip geldiği aylar.
Bir mazi ile yaşıyordu artık. Dev bir eser bırakmıştı arkasında. Bunu biliyordu. Eşi sevgili Handan harikulade uygun baktı babama. Tahminen daha erken ayrılması gerekirdi, Handan’ın direnci onu birkaç yıl daha hayatta tuttu. Hayata bağlılığı azalmış bir yaşamaktı.
Biz geldiğimizde keyifli olurdu, Ece’ye “canım kızım” kaygısı. Pandemi olduğu için sıkı sıkıya sarılamıyorduk. İçimizde kalıyordu ağır hisler. Artık yazamayan, niyetlerini toplamakta zorlanan, nefes sorunu KOAH en üst düzeyde hayatını zorlaştıran bir periyottu.
Bu kaidelerde babam biraz da bizim için uzattı ömrünü. Kendi durumunun fevkalâde farkındaydı. Bana baş başa olduğumuz bir an bunu söylemişti…
Taner ve Ece giderdik genelde. Araçla. Pandemide de.
Issız ve sessiz İstanbul Ankara otoyolu. Her gidişimizde değişen seher vakti, Sabaha 05.55 Alacakaranlıkta, yola koyulurduk. 10 üzere babamda olur, 3 saat kadar onunla vakit geçirir yine konutumuza dönerdik. O günlerde, araçta ezber çalışması yapıyordum. 16.30 meskende olurduk ve benim çalışma günüm o saatte başlardı.
Dostlar; Babamın dev eserine sahip çıkacağız. On binlerce sayfa emek. Edebiyat ve müzik yapıtları…
Say Vakfı’nı kuracağız. Babamın da, benim de tüm Say yapıtlarına sahip çıkacağız. “Sahip çıkmak”. Bu ülkede epeyce kullanılan bir tabir değil malum. Bu işi kendimiz üstlenmek zorundayız. Sizlerin de yardımına gereksinimimiz olacak. Başta müzikte ve tüm sanat kollarında en yetenekli gençlere sahip çıkacağız. Onlar ile geleceğe uzanacağız…
SAY Vakfı ile Türkiye’nin kültür sanat ömrüne hoş bir gelecek ve yaşamsallık katacağız.
Babamın da sonsuz üzüldüğü bahistir. Sahip çıkma konusundaki kırgınlığımız. Onun yapıtları bir yana, bizimkiler de Say ailesi yapıtlarıdır.
Binlerce konser, 60’tan fazla albüm kaydı… Ve 102 opus… Ve babamı da beni de üzen Türkiye’nin tavrı… Benim şu ana kadar ki 102 yapıtıma ne kadar sahip çıktı kurumlar? 10 yıldır üstüme buhran üzere çölmüş arbede dövüşü patırtıyı, yasaklamaları, programdan çıkartmaları, altını oymacaları, her şeyi, tüm kötülükleri…
Tek bir soru kalıyor…. Bu mudur, hakkı bu mudur? Dünya yerinde çalınan dinlenen, 5 kıtadan müzik yapıtlarının kendi ülkesinde karşılaması?
Bu mudur? Bu 102 yapıtın 70’i orkestra yapıtın yarısından fazlası Türkiye’de bir defa bile çalınmadı. Yazık. Sebepleri… Şahısları… Hepsini biliyorum.
birlikte bahçemizi yetiştirelim. Fidanları ekmeye başlayalım. Makûs değil; Uygun kazansın…En azından deneyeceğiz…
Fazıl
22.05.2022“ sözlerini kullandı.
Odatv.com