celikci
New member
Psikolojik Şiddet
Başkasına zarar vermek için yapılan her türlü davranışın genel adıdır şiddet. Şiddet denilince akla ilk gelen karşıdakini darp etme olsa da psikolojik şiddeti görmezden geliyor, hatta destek veriyoruz. Sevdiğimiz insanları istediklerimizi yapmadıkları takdirde psikolojik şiddetle dahi tehdit ediyoruz. Bununla da yetinmeyip sevgimizin arkasına sığınarak onları alelade aşağılıyor ve alçaltıyoruz. Şiddete psikolojik açıdan bakıldığı zaman toplumda psikopat olarak tabir edilen insanlardan daha psikopatız. Günlük yaşam içerisinde yaşadığımız stresin acısını en yakınlarımızdan çıkarırken dahi vicdanımız sızlamıyor. Psikolojik şiddetle iç içe yaşadığımızı nedense bir türlü anlamıyoruz ya da anlamak istemiyoruz. Nefret ve saldırganlık hissi psikolojik şiddete dönüştüğü zaman yıkıcılığı fiziksel şiddete kıyasla daha fazla olmaktadır. Çünkü psikolojik şiddet insanı, kendisine karşı yabancılaştırarak kendisinden dahi nefret ettirebilir. Zaten psikolojik şiddete maruz kalan ve yüreğindeki nefretle yüzleşmeyen, üstüne birde kendisine saygı ve sevgi gösterilmediğini hissettiğinden kendisini değersizleştiren kişinin içinde biriken yıkıcı güç bazen toplumda öyle bir patlar ki hepimize bu kadar da olmaz dedirtir. Psikolojik şiddet denilince akla sadece bağırma, çağırma, etrafa ya da yakınlara kızgın davranışlar gösterme gelmemelidir. Örneğin bir çocuğa sadece elde ettiği başarılarından ya da bir kabiliyetinden dolayı değer vermekte psikolojik şiddet kapsamına girmektedir. Çünkü çocuk, ailesi ve çevresinden var olduğu için değil de başarılarından ya da kabiliyetinden dolayı değer gördüğünü düşünerek zamanla içinde kendisine karşı biriktirdiği nefreti topluma karşı psikolojik şiddet uygulayarak yansıtabilir. Buradan şu çıkarımda bulunulabilir ki bir insana gerçekten hak ettiği için yani insan olduğu için değer vermek gerekiyor. Psikolojik şiddet uygulayan her insan zalimdir. Çünkü psikolojik şiddet kendinden daha güçsüz olan insanlara karşı uygulanıyor. Örneğin ebeveyn evladına, koca karısına, amiri memuruna, zengin yoksula, patron işçiye psikolojik şiddet uyguluyor. Yani psikolojik şiddette kimin gücü kime yeterse kanununun geçerli olduğu pekala söylenebilir. Psikolojik şiddet bir anda oluşan ve bir anda biten eylem ya da davranış değildir. Psikolojik şiddet bir sürecin kaçınılmaz sonudur. Çocuğun ailesi tarafından yetiştirilme tarzı, toplumların yaşam biçimleri, insanın eğitim hayatında ve toplumsal yaşamda gördüğü değerin kaynağı ve büyüklüğü, iş yerinde patron veya amirin davranış biçimleri psikolojik şiddeti doğurabilir. Bu nedenle sevginin ve değer vermenin zaaf olarak görüldüğü toplumlarda daha sık rastlanır. İşin özü psikolojik şiddet insanın kaygılarının, yaşadığı stresin ve olumsuz duyguların sonucunda yaşadığı içsel problemlerle baş edememesinin bir sonucudur. Kendisini topluma ve ailesine karşı ifade edemeyen insan, yakın çevresinde kendisinden daha güçsüz kişilere karşı uyguladığı psikolojik şiddetle kendisini ifade etmeye çalışır. Psikolojik şiddet insana zarar verir. Hem de sevdiğimiz insanlara. Ama sevmek psikolojik şiddet uygulamak için geçerli bir neden değildir. Unutmayalım ki psikolojik şiddet, insanların kendisine karşı olan öz güvenlerini hedef alır. Ve psikolojik şiddetin hakim olduğu toplumlarda yetişen insanlar, öz güvenleri olmadığı için kendilerine karşı saygıda duymaz, değerde vermezler. Psikolojik şiddet, yeni zalimler yetiştirmekten başkada bir işe yaramaz.
ALINTIDIR
Başkasına zarar vermek için yapılan her türlü davranışın genel adıdır şiddet. Şiddet denilince akla ilk gelen karşıdakini darp etme olsa da psikolojik şiddeti görmezden geliyor, hatta destek veriyoruz. Sevdiğimiz insanları istediklerimizi yapmadıkları takdirde psikolojik şiddetle dahi tehdit ediyoruz. Bununla da yetinmeyip sevgimizin arkasına sığınarak onları alelade aşağılıyor ve alçaltıyoruz. Şiddete psikolojik açıdan bakıldığı zaman toplumda psikopat olarak tabir edilen insanlardan daha psikopatız. Günlük yaşam içerisinde yaşadığımız stresin acısını en yakınlarımızdan çıkarırken dahi vicdanımız sızlamıyor. Psikolojik şiddetle iç içe yaşadığımızı nedense bir türlü anlamıyoruz ya da anlamak istemiyoruz. Nefret ve saldırganlık hissi psikolojik şiddete dönüştüğü zaman yıkıcılığı fiziksel şiddete kıyasla daha fazla olmaktadır. Çünkü psikolojik şiddet insanı, kendisine karşı yabancılaştırarak kendisinden dahi nefret ettirebilir. Zaten psikolojik şiddete maruz kalan ve yüreğindeki nefretle yüzleşmeyen, üstüne birde kendisine saygı ve sevgi gösterilmediğini hissettiğinden kendisini değersizleştiren kişinin içinde biriken yıkıcı güç bazen toplumda öyle bir patlar ki hepimize bu kadar da olmaz dedirtir. Psikolojik şiddet denilince akla sadece bağırma, çağırma, etrafa ya da yakınlara kızgın davranışlar gösterme gelmemelidir. Örneğin bir çocuğa sadece elde ettiği başarılarından ya da bir kabiliyetinden dolayı değer vermekte psikolojik şiddet kapsamına girmektedir. Çünkü çocuk, ailesi ve çevresinden var olduğu için değil de başarılarından ya da kabiliyetinden dolayı değer gördüğünü düşünerek zamanla içinde kendisine karşı biriktirdiği nefreti topluma karşı psikolojik şiddet uygulayarak yansıtabilir. Buradan şu çıkarımda bulunulabilir ki bir insana gerçekten hak ettiği için yani insan olduğu için değer vermek gerekiyor. Psikolojik şiddet uygulayan her insan zalimdir. Çünkü psikolojik şiddet kendinden daha güçsüz olan insanlara karşı uygulanıyor. Örneğin ebeveyn evladına, koca karısına, amiri memuruna, zengin yoksula, patron işçiye psikolojik şiddet uyguluyor. Yani psikolojik şiddette kimin gücü kime yeterse kanununun geçerli olduğu pekala söylenebilir. Psikolojik şiddet bir anda oluşan ve bir anda biten eylem ya da davranış değildir. Psikolojik şiddet bir sürecin kaçınılmaz sonudur. Çocuğun ailesi tarafından yetiştirilme tarzı, toplumların yaşam biçimleri, insanın eğitim hayatında ve toplumsal yaşamda gördüğü değerin kaynağı ve büyüklüğü, iş yerinde patron veya amirin davranış biçimleri psikolojik şiddeti doğurabilir. Bu nedenle sevginin ve değer vermenin zaaf olarak görüldüğü toplumlarda daha sık rastlanır. İşin özü psikolojik şiddet insanın kaygılarının, yaşadığı stresin ve olumsuz duyguların sonucunda yaşadığı içsel problemlerle baş edememesinin bir sonucudur. Kendisini topluma ve ailesine karşı ifade edemeyen insan, yakın çevresinde kendisinden daha güçsüz kişilere karşı uyguladığı psikolojik şiddetle kendisini ifade etmeye çalışır. Psikolojik şiddet insana zarar verir. Hem de sevdiğimiz insanlara. Ama sevmek psikolojik şiddet uygulamak için geçerli bir neden değildir. Unutmayalım ki psikolojik şiddet, insanların kendisine karşı olan öz güvenlerini hedef alır. Ve psikolojik şiddetin hakim olduğu toplumlarda yetişen insanlar, öz güvenleri olmadığı için kendilerine karşı saygıda duymaz, değerde vermezler. Psikolojik şiddet, yeni zalimler yetiştirmekten başkada bir işe yaramaz.
ALINTIDIR