Ulusal İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) yakaladığı casuslara dair haberler, son günlerde gazetelerinin manşetlerini süslüyor. Evvel Van’da 2’si İran casusu 8 kişi akabinde Mossad’ın 15, Rusya’nın 6 casusu peş peşe yakalandı ve Sabah Gazetesi bu gelişmeleri bilgileriyla manşetlerinden duyurdu. Odatv haberleri ve duyuruluş biçimindeki alışılagelmişin haricindeki bu durumu eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş’e sordu.
ÖNEŞ ODATV’YE KONUŞTU
Organize kabahat örgütü başkanı olduğu teziyle hakkında yakalama sonucu çıkartılan Sedat Peker’in Birleşik Arap Emirlikleri’nde olduğunu hatırlatan ve Türkiye’de casus olduğu argümanıyla yakalanan isimlerinde kısa müddette salıverildiğini aktaran Öneş şöyleki konuştu:
“Özellikle İran menşeli ya da BAE menşeili yahut daha yabancı ülkelerle ilişkili haberler çıkıyor karşımıza… Bilhassa BAE ile ilgili Sedat Peker’in iade yahut takas tezleri üzere şeyler… Fakat kısa müddette bunların salıverildiği gerçeği de ortada…”
MİT DE ARAÇSALLAŞTIRILDI
AKP iktidarının yaşananları dış güçlere bağlama stratejisi olduğunu belirten Öneş, istihbaratın da bu mevzuda araçsallaştırıldığını kaydederek şu biçimde konuştu:
“Bu olaylarla iktidarın her vakit ‘dış güçler’ problemini gündeme getirdiğini, iktisattan başka bahislere kadar bir güvenlik sorunu ve işleri yönlendirdiğini biliyoruz. Bunlara karşılık bu tip istihbarat ve güvenlik faaliyetlerini araçsallaştırdığını ben şahsen düşünüyorum, umarım hakikat değildir. Somut bilgiye sahip olmadığımız için kesin bir yargıda da bulunamıyoruz natürel ki. İstihbarat kurumu hassas bir kurumdur bu tip bir siyasetin yönlendirmeleri altında hareket etmemesi gerekir hakikat olan budur. Hele hele dış güçlerle temas formundaki siyasi bir iddiayı, kurumsal yapılarla irtibat kurularak toplumu etkilemeye çalışmak gerçek değil.
BİLHASSA SUÇÜSTÜ VURGUSU
Casusluk suçlamasının epey önemli bir itham olduğunu kaydeden Öneş şunları tabir etti:
“İstihbarat teşkilatlarının faaliyetlerinde bilhassa casusluk olayları, somut datalarla özelikle de suçüstü ve kesin meczuplarla ortaya konulabilecek tezdir. Zira muhatabı da ferdî haklarını temel haklarını zedeleyen bir olaydır önemli bir olaydır. Somut bir data olmadan bu tip kullanımlar siyasetle irtibatlı manipülasyonlar yanlışsız değildir ve yapılmaması gerekir. Bir hukuk devletinin kurumsal yapısı ortasında olmaması gereken şeylerdir bunlar. Somut bilgiye sahip değiliz, elbet birfazlaca ülkenin istihbarat çalışmaları vardır. Somut datalar olmadan bunlar kullanılmamalı, beklenen sonuçları vermez esasen… Bununla da bir algı yaratmamak gerekir.”
ÖNEŞ ODATV’YE KONUŞTU
Organize kabahat örgütü başkanı olduğu teziyle hakkında yakalama sonucu çıkartılan Sedat Peker’in Birleşik Arap Emirlikleri’nde olduğunu hatırlatan ve Türkiye’de casus olduğu argümanıyla yakalanan isimlerinde kısa müddette salıverildiğini aktaran Öneş şöyleki konuştu:
“Özellikle İran menşeli ya da BAE menşeili yahut daha yabancı ülkelerle ilişkili haberler çıkıyor karşımıza… Bilhassa BAE ile ilgili Sedat Peker’in iade yahut takas tezleri üzere şeyler… Fakat kısa müddette bunların salıverildiği gerçeği de ortada…”
MİT DE ARAÇSALLAŞTIRILDI
AKP iktidarının yaşananları dış güçlere bağlama stratejisi olduğunu belirten Öneş, istihbaratın da bu mevzuda araçsallaştırıldığını kaydederek şu biçimde konuştu:
“Bu olaylarla iktidarın her vakit ‘dış güçler’ problemini gündeme getirdiğini, iktisattan başka bahislere kadar bir güvenlik sorunu ve işleri yönlendirdiğini biliyoruz. Bunlara karşılık bu tip istihbarat ve güvenlik faaliyetlerini araçsallaştırdığını ben şahsen düşünüyorum, umarım hakikat değildir. Somut bilgiye sahip olmadığımız için kesin bir yargıda da bulunamıyoruz natürel ki. İstihbarat kurumu hassas bir kurumdur bu tip bir siyasetin yönlendirmeleri altında hareket etmemesi gerekir hakikat olan budur. Hele hele dış güçlerle temas formundaki siyasi bir iddiayı, kurumsal yapılarla irtibat kurularak toplumu etkilemeye çalışmak gerçek değil.
BİLHASSA SUÇÜSTÜ VURGUSU
Casusluk suçlamasının epey önemli bir itham olduğunu kaydeden Öneş şunları tabir etti:
“İstihbarat teşkilatlarının faaliyetlerinde bilhassa casusluk olayları, somut datalarla özelikle de suçüstü ve kesin meczuplarla ortaya konulabilecek tezdir. Zira muhatabı da ferdî haklarını temel haklarını zedeleyen bir olaydır önemli bir olaydır. Somut bir data olmadan bu tip kullanımlar siyasetle irtibatlı manipülasyonlar yanlışsız değildir ve yapılmaması gerekir. Bir hukuk devletinin kurumsal yapısı ortasında olmaması gereken şeylerdir bunlar. Somut bilgiye sahip değiliz, elbet birfazlaca ülkenin istihbarat çalışmaları vardır. Somut datalar olmadan bunlar kullanılmamalı, beklenen sonuçları vermez esasen… Bununla da bir algı yaratmamak gerekir.”