Besin ve besin dışı mamüllerindeki çok fiyat artışları tüketiciyi zorlarken, birfazlaca market zincirinde sepet hacminin yüzde 40 civarında düştüğü varsayım ediliyor. Tüketici; bu vakitte makarna, bakliyat üzere gorece daha ucuz eserlere yöneldi. Öte yandan, günde 2-3 kere değişen fiyat etiketlerine karşı da marketleri yakın markaja alıyor, ucuz eser neredeyse o markete gidiyor. Ucuzluğun bu kadar değerli olduğu bir periyotta, marketlerin de en epey korktuğu bahislerin başında, ‘alışverişçinin intikamı’ geliyor. ‘Rakiplerdeki meblağları takip etmezsek, ismimiz değerliye çıkıyor. En büyük endişemiz alışverişçinin bizi cezalandırması’ diyen birtakım market yöneticileri, bugünlerde daha da artan fiyat rekabetine karşı, atağa kalkmış durumda. Marketler, fiyatları takip etmek için rakiplerinin mağazalarına gizlice eleman yolluyorlar. Evvelce rakip marketlere haftada 1-2 kere gönderilen bu elemanlar artık her gün, kimi vakit de günde 2 defa fiyat tespiti yapıyorlar. Birer casus üzere, eserin fiyatını not alan ve hatta fark edilmemek için gerekirse eser de satın alan bu elemanlar, kimi vakit de fark edildiklerinde marketten dışarı atılıyorlar.
‘Piyasa fiyatı bu biçimde oluşuyor’
Karadeniz Bölgesi’nde faaliyet gösteren 245 market şubesini temsil eden Karadeniz PERDER’in Lideri ve bununla birlikte 12 şubelik Kalafatlar Marketleri’nin sahibi Osman Kalafat, “Rakipleri takip etmek zorundayız. Eleman gönderiyoruz, meblağları öğreniyoruz, gerekirse eser alıyoruz. Mahallî zincirler içinde bu mevzuda bir dayanışma da var. Herkes birbirinin elemanını tanıyor, biliyor. aslına bakarsan piyasa fiyatı da bu biçimde oluşuyor” diyor. Enflasyonun bu kadar yüksek olmadığı periyotlarda de bu fiyat incelemelerinin yapıldığını, fakat bugün gelinen noktada, etiketlerin günde 2-3 defa değiştiğini vurgulayan Kalafat, “Bu değişimleri denetim etmek zorundayız. Rakipte ucuz bizde kıymetliyse, ismimiz değerliye çıkıyor. Müşteri kaybetmek istemiyoruz fakat kar marjlarımız epeyce düşük. Hatta genel masraflarını bile karşılayamayan zincirler var” diyor.
‘Sermayemiz; müşterilerimiz’
Ucuz fiyat, marketlerin en büyük silahı. Kimisi, argüman edilene göre rekabet yaratmak için birtakım eserlerde ziyanına satış yapıyor, kimisi de elinde stoku var ise, fiyat geçişlerini geciktirerek müşteri çekmeye çalışıyor. Onur Market İdare Heyeti Üyesi Erdal Tüfekçi, “Eskiden, mesela, kolaya artırım geldiğinde bütün marketler bu fiyat geçişişini bir hafta ortasında yansıtırdı. Ancak artık o denli değil ki, elinde stoku olan fiyatı çabucak artırmıyor. ötürüsıyla bu marketle rekabet edebilmek için sizin de fiyatı artırmamanız lazım. Artırırsanız, bu sefer de kıymetli market oluyorsunuz. Alışverişçinin bizi cezalandırmasından hayli korkuyoruz. Zira bizim, alışverişçi sayımız ve onun satın alma gücü kadar gücümüz var. Sermayemiz o” diyor. Tüfekçi, fiyat rekabetiyle ilgili şunları anlatıyor: “Şu anda market piyasasında çok bir rekabet var. Fiyat artışlarının suratına yetişmek epey sıkıntı. Eser, kimde ucuz kimde değerli muhakkak değil. Birisi fiyatını geçiyor, birisi geçmiyor, biri erken geçiyor, biri geç geçiyor. Bunların hepsini koordine etmek zorundayız.” Erdal Tüfekçi’nin verdiği bilgilere göre, sepette ciro ortalaması enflasyon ötürüsıyla artıyor fakat hacimde daralma var. Örneğin sebze-meyvede yüzde 40’lık daralma olduğunu söyleyen Tüfekçi, alışveriş trendleriyle ilgili şu ayrıntıları veriyor: “Toplu alışveriş azalıyor, sık alışveriş artıyor. Daha küçük ambalajlar, daha ekonomik markalar alınıyor. Et satışı düştü. Yarım kiloluk paketli eserler tercih ediliyor. Hatta biz bakliyatı da açık satmaya başladık.”
Tedarik tarafında neler oluyor?
Market yöneticileri, tedarik zincirindeki kırılmaların telaşıyla de panik içerisinde. Örneğin birtakım marketlerde bugünlerde tavuk eti sevkiyatında bir düşüş olduğu belirtiliyor. Beyaz et kesimindeki bayilerin, üretici firmalardan daha yüksek iskonto istediği, üreticilerin ise fiyat yükselmesin diye buna yanaşmadığı belirtiliyor. ötürüsıyla birtakım marketlerde beyaz et tedarikinde eza yaşandığı belirtiliyor. bir daha kimi deterjan ve kağıt mamüllerinde kimi üretici firmaların hammaddelerinin gümrüklerde kaldığı istikametinde söylentiler de var. Erdal Tüfekçi, “Tedarikçiler tarafında da değişim var. Bizimle geçmişte yaptıkları mutabakatlarını geri çekmeye çalışıyorlar. Daha erken vade istiyorlar, peşin istiyorlar. Finansman kasveti çekiyorlar. ötürüsıyla bu talepleri bizleri de zorlamaya başladı” diyor.
‘Yerellerde iflaslar gelebilir’
Karadeniz PERDER Lideri Osman Kalafat, marketlerin genel masraflarının hayli arttığından kelam ediyor. ‘Şu an biroldukça zincir sermayeden yiyor’ diyen Kalafat, “Biz Kalafatlar Market olarak 12 şubemiz için 350 bin lira elektrik faturası ödüyorduk, artık 742 bin TL’ye çıktı. Bunun kirası, işçi masrafı ve daha birfazlaca masrafı üzerine koyduğunuzda üzerimizdeki yük artıyor. Örneğin, nakliyede, Mersin’den Ordu’ya kilogram başına zerzevat taşıma fiyatı 30 kuruştu, şu an 90 kuruş” diyor. Bilhassa lokal zincirlerde hayli önemli iflasların olabileceğini söyleyen Kalafat, işin tedarik tarafıyla ilgili de şu ayrıntıları veriyor: “Üretici tarafına bakıyorsunuz, onlar da haklı. ÜFE, yüzde 100’ün üzerinde. Bunu fiyata tam manasıyla yansıtamıyorlar. Bu niçinle eserin siparişini veriyorsunuz, eser gelmiyor. Örneğin Türkşeker’e verdiğimiz siparişin parasını yatırdık, artırım geldi, fark istediler, onu da yatırdık. Gerisinden bir artırım daha geldi onu da yatırdık. Fakat bir ayı geçti eser hala gelmedi. Öteki üye zincirlerimizin birçoğu da büyük tedarikçilerle birebir sorunu yaşıyor. Tedarikçi, ‘Ürünü teslim ettiğimde peşin ödemen gerekir’ diyor. ‘Tamam’ diyoruz fakat 100 ünite mal istemişsek 30 ünite gönderiyorlar. Bunu, firmaların birçoğu yapıyor. Bu sefer, rafa eser koyamıyoruz.”
Okumaya devam et...
‘Piyasa fiyatı bu biçimde oluşuyor’
Karadeniz Bölgesi’nde faaliyet gösteren 245 market şubesini temsil eden Karadeniz PERDER’in Lideri ve bununla birlikte 12 şubelik Kalafatlar Marketleri’nin sahibi Osman Kalafat, “Rakipleri takip etmek zorundayız. Eleman gönderiyoruz, meblağları öğreniyoruz, gerekirse eser alıyoruz. Mahallî zincirler içinde bu mevzuda bir dayanışma da var. Herkes birbirinin elemanını tanıyor, biliyor. aslına bakarsan piyasa fiyatı da bu biçimde oluşuyor” diyor. Enflasyonun bu kadar yüksek olmadığı periyotlarda de bu fiyat incelemelerinin yapıldığını, fakat bugün gelinen noktada, etiketlerin günde 2-3 defa değiştiğini vurgulayan Kalafat, “Bu değişimleri denetim etmek zorundayız. Rakipte ucuz bizde kıymetliyse, ismimiz değerliye çıkıyor. Müşteri kaybetmek istemiyoruz fakat kar marjlarımız epeyce düşük. Hatta genel masraflarını bile karşılayamayan zincirler var” diyor.
‘Sermayemiz; müşterilerimiz’
Ucuz fiyat, marketlerin en büyük silahı. Kimisi, argüman edilene göre rekabet yaratmak için birtakım eserlerde ziyanına satış yapıyor, kimisi de elinde stoku var ise, fiyat geçişlerini geciktirerek müşteri çekmeye çalışıyor. Onur Market İdare Heyeti Üyesi Erdal Tüfekçi, “Eskiden, mesela, kolaya artırım geldiğinde bütün marketler bu fiyat geçişişini bir hafta ortasında yansıtırdı. Ancak artık o denli değil ki, elinde stoku olan fiyatı çabucak artırmıyor. ötürüsıyla bu marketle rekabet edebilmek için sizin de fiyatı artırmamanız lazım. Artırırsanız, bu sefer de kıymetli market oluyorsunuz. Alışverişçinin bizi cezalandırmasından hayli korkuyoruz. Zira bizim, alışverişçi sayımız ve onun satın alma gücü kadar gücümüz var. Sermayemiz o” diyor. Tüfekçi, fiyat rekabetiyle ilgili şunları anlatıyor: “Şu anda market piyasasında çok bir rekabet var. Fiyat artışlarının suratına yetişmek epey sıkıntı. Eser, kimde ucuz kimde değerli muhakkak değil. Birisi fiyatını geçiyor, birisi geçmiyor, biri erken geçiyor, biri geç geçiyor. Bunların hepsini koordine etmek zorundayız.” Erdal Tüfekçi’nin verdiği bilgilere göre, sepette ciro ortalaması enflasyon ötürüsıyla artıyor fakat hacimde daralma var. Örneğin sebze-meyvede yüzde 40’lık daralma olduğunu söyleyen Tüfekçi, alışveriş trendleriyle ilgili şu ayrıntıları veriyor: “Toplu alışveriş azalıyor, sık alışveriş artıyor. Daha küçük ambalajlar, daha ekonomik markalar alınıyor. Et satışı düştü. Yarım kiloluk paketli eserler tercih ediliyor. Hatta biz bakliyatı da açık satmaya başladık.”
Tedarik tarafında neler oluyor?
Market yöneticileri, tedarik zincirindeki kırılmaların telaşıyla de panik içerisinde. Örneğin birtakım marketlerde bugünlerde tavuk eti sevkiyatında bir düşüş olduğu belirtiliyor. Beyaz et kesimindeki bayilerin, üretici firmalardan daha yüksek iskonto istediği, üreticilerin ise fiyat yükselmesin diye buna yanaşmadığı belirtiliyor. ötürüsıyla birtakım marketlerde beyaz et tedarikinde eza yaşandığı belirtiliyor. bir daha kimi deterjan ve kağıt mamüllerinde kimi üretici firmaların hammaddelerinin gümrüklerde kaldığı istikametinde söylentiler de var. Erdal Tüfekçi, “Tedarikçiler tarafında da değişim var. Bizimle geçmişte yaptıkları mutabakatlarını geri çekmeye çalışıyorlar. Daha erken vade istiyorlar, peşin istiyorlar. Finansman kasveti çekiyorlar. ötürüsıyla bu talepleri bizleri de zorlamaya başladı” diyor.
‘Yerellerde iflaslar gelebilir’
Karadeniz PERDER Lideri Osman Kalafat, marketlerin genel masraflarının hayli arttığından kelam ediyor. ‘Şu an biroldukça zincir sermayeden yiyor’ diyen Kalafat, “Biz Kalafatlar Market olarak 12 şubemiz için 350 bin lira elektrik faturası ödüyorduk, artık 742 bin TL’ye çıktı. Bunun kirası, işçi masrafı ve daha birfazlaca masrafı üzerine koyduğunuzda üzerimizdeki yük artıyor. Örneğin, nakliyede, Mersin’den Ordu’ya kilogram başına zerzevat taşıma fiyatı 30 kuruştu, şu an 90 kuruş” diyor. Bilhassa lokal zincirlerde hayli önemli iflasların olabileceğini söyleyen Kalafat, işin tedarik tarafıyla ilgili de şu ayrıntıları veriyor: “Üretici tarafına bakıyorsunuz, onlar da haklı. ÜFE, yüzde 100’ün üzerinde. Bunu fiyata tam manasıyla yansıtamıyorlar. Bu niçinle eserin siparişini veriyorsunuz, eser gelmiyor. Örneğin Türkşeker’e verdiğimiz siparişin parasını yatırdık, artırım geldi, fark istediler, onu da yatırdık. Gerisinden bir artırım daha geldi onu da yatırdık. Fakat bir ayı geçti eser hala gelmedi. Öteki üye zincirlerimizin birçoğu da büyük tedarikçilerle birebir sorunu yaşıyor. Tedarikçi, ‘Ürünü teslim ettiğimde peşin ödemen gerekir’ diyor. ‘Tamam’ diyoruz fakat 100 ünite mal istemişsek 30 ünite gönderiyorlar. Bunu, firmaların birçoğu yapıyor. Bu sefer, rafa eser koyamıyoruz.”
Okumaya devam et...