Kırık Bir Ayna

celikci

New member
Kırık Bir Ayna
Yaşam akıp gidiyor bir nehir misali. Bizler ise akıp giden yaşam içerisinde sürekli konuşarak içimizdeki sesi susturmaya çalışıyoruz. Susturamadığımız zamanlarda da duymamazlıktan geliyoruz. Gerekli gereksiz her şeyden bahsediyoruz da içimizdeki sesle baş başa kalarak kendimizden hiç bahsetmiyoruz. İnsan içindeki sese kulak verdiği sürece, kendisini acımasızca yargıladığı sürece, kendisine kızdığı sürece insandır ya da insan kalabilir. İnsanın kendisini acımasızca yargılayabilmesi içinde içindeki sese kulak vermesi gerekir. İçindeki sesten kaçmak ise bir noktaya kadar insanı rahatlatabilir. Çünkü içimizdeki ses daima bizi kovalar. Günün birinde köşeye sıkıştırdığı zamanda acı acı gülümser. Adeta işin bitti, kaç bakalım nereye kaçacaksın dercesine. Biz yine kaçacak delik arasak da kendimize nafile. Artık yüzleşme vakti. Hem de kendimizle. Şimdi içimizdeki sese söz geçirmek durumundayız. Hissettiğimiz suçluluk duygusundan dolayı bugüne kadar kaçtığımızı içimizdeki sese nasıl anlatacağız? Her şeyden evvel içimizdeki ses her şeyin sorumlusunun bizim olduğumuz yönünde bizi suçlarken, sabırla içimizdeki sesi dinleyeceğiz. Hemen savunmaya geçersek en büyük hatayı yapmış oluruz. Çünkü içimizdeki ses, bizi bir keklik gibi avlar. İçimizdeki ses, sabrımızı çok sınayacak. Avuçlarımızın içinden kayıp giden hayallerimizden, yitirdiğimiz umutlarımızdan, hayal kırıklıklarımızdan, kim bilir bizim unuttuğumuz ama onun unutmadığı daha nelerden bahsedecek. O bahsettikçe biz, kendimize ne kadar yabancı olduğumuzu anlayacağız. Hiç yokmuş gibi davrandıklarımızın aslında hep yanımızda olduğunu. İç sesiniz size 'Kaybettin!' diye haykırıyorsa işte onun tek sorumlusu sizsiniz. Çünkü hayatı basite indirgeyen ve hayatta hiçbir zaman yanılma ihtimali olmayan duygularınızı kabullenmeyerek sırt çeviren sizsiniz. Yaşamaktan korktunuz. Sırf bu korku duygunuzu alt etmek için tüm duygularınızı elinizin tersiyle ittiniz. Korkma duygunuzu anlamaya çalışmadınız. Çünkü anlamaya çalışsaydınız kabullenirdiniz. Neyi mi? Bir korkak olduğunuzu. Oysa bunu kabullenebilseydiniz korkaklık duygusunun üstesinden üstesinden gelmek ve yaşamak için ilk adımı atmış olacaktınız. İç sesiniz size korkaklık duygusunun yaşamınızı paramparça edeceğini çok haykırdı. Ama siz, her defasında sağır oldunuz o sese karşı. Şimdi kırık bir ayna gibisiniz. Kendinize baktığınızda kendinizi görüyorsunuz ama bir bütün olarak değil, paramparça. Tam bir fiyasko.

ALINTIDIR