Türk Endüstrici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Lideri Simone Kaslowski, “Rusya-Ukrayna Savaşının Tetiklediği Dönüşümler” başlıklı yazısında savaşın Türkiye iktisadına tesirlerini de kıymetlendirdi. Kaslowski, güç maliyetine dikkat çekerek “Petrol 70 dolardan 110 dolara yükseldi. Varil başına her 10 dolarlık artış cebimizden 5 milyar dolar silmekte. ötürüsıyla birinci kademede fazlaca kaba bir hesapla ekonomimize ekstra 35-40 milyar dolarlık bir maliyet çıkıyor” dedi.
“Enflasyonu yüzde 60’lardan çevirmemiz fazlaca sıkıntı görünmekte”
Sürece yüzde 55 civarında enflasyon ve düşük Merkez Bankası rezervleriyle yakalandığına işaret eden Kaslowski, şu sözleri kullandı: “Enflasyonun yaza gerçek yüzde 60’lara geleceğini herkes üzere bizler de hesaplıyorduk lakin son durum bu görünümü de büsbütün değiştirdi. Kur üzerinde baskı net, buradan bir risk oluşabilir. Öte yandan globalde yalnızca buğday, soya üzere tarım emtialarında değil tüm emtialarda fazlaca şiddetli fiyat artışları var. Yıl genelinde fiyatlara yapılan tüm ayarlamalar da, minimum fiyattaki artış da erimiş durumda. İşte bu yüzden en baştan bu yana, enflasyon yüzde 20’lerdeyken hayli dikkatli olmamız gerektiğinden bahsediyorduk. Hali hazırda iktisadi çerçevede enflasyon ile tam uğraş edemiyorken bu krizle karşı karşıya kaldık. Bugün de görüyoruz ki enflasyonla gayrette bir defa denetimi kaybettiniz mi tahlil sandığımızdan da güç olmakta. Üzerine dışsal bir şokla da karşı karşıya kaldığımızda, enflasyonu yüzde 60’lardan çevirmemiz fazlaca sıkıntı gözükmekte.”
“Daha yüksek açıkla baş etmemiz gerekecek”
Başka görünüm değişikliği de genişleyecek olan cari açığımız ve yavaşlayacak yatırımlar. Savaşın kelam konusu olmadığı Ocak-Şubat aylarında dahi toplam 18 milyar dolar dış ticaret açığı verdik. Bu, 15 milyar dolar olan cari açığımızın Şubat ayıyla birlikte 25 milyar dolara aslına bakarsan yükseldiğini gösteriyor. Bir de üzerine savaşın güç ve emtiada yarattığı maliyeti, ihracatımızı yavaşlatacağını ve daha az turizm geliri elde edeceğimizi hesaba katarsak 2022’de 2021’den hayli daha yüksek bir cari açıkla baş etmemiz gerekecek.
elbette tüm bu kısa vadeli hesaplar bile ülke ekonomimizin büyümesinde bilhassa yatırım bacağında baskılayıcı olabilir. Hali hazırda yatırımlarda yavaşlama hesaplıyoruz. Bu yıl büyümede dilek ettiğimiz performansı yakalayamama riskimiz mevcut. Daha uzun vadeli bakarsak enflasyon devasa yükseklikte ve hanehalkının refah kaybı denetim edilemez durumda.
“Batılı kimliği sorgulanan Türkiye parantezini kapatalım”
TÜSİAD Lideri Kaslowki, yetkinreport.com’daki yazısında “Geçmişte NATO’da, bugünse Rusya ile birlikte Avrupa Kurulu’ndaki pozisyonu tartışılan, Batılı ve demokratik kimliği sorgulanan bir Türkiye parantezinin kapanması imkanı en âlâ biçimde değerlendirilmelidir” davetinde da bulundu.
“Transatlantik ittifakın ve Avrupa Birliği’nin (AB) iç meseleleri ve yatıştırma siyasetleri niçiniyle jeopolitik kazanım özgüvenine sahip olan ve Çin’in de stratejik takviyesini alacağını düşünen Rusya için Ukrayna yeni maksat oldu” diyen Kaslowski, “Ancak Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırısı Batı’nın saflarını sıkılaştırarak dünya sahnesine tesirli bir dönüş yapmasını sağladı. Tarihi bir kırılma anındayız” değerlendirmesinde bulundu.
Okumaya devam et...
“Enflasyonu yüzde 60’lardan çevirmemiz fazlaca sıkıntı görünmekte”
Sürece yüzde 55 civarında enflasyon ve düşük Merkez Bankası rezervleriyle yakalandığına işaret eden Kaslowski, şu sözleri kullandı: “Enflasyonun yaza gerçek yüzde 60’lara geleceğini herkes üzere bizler de hesaplıyorduk lakin son durum bu görünümü de büsbütün değiştirdi. Kur üzerinde baskı net, buradan bir risk oluşabilir. Öte yandan globalde yalnızca buğday, soya üzere tarım emtialarında değil tüm emtialarda fazlaca şiddetli fiyat artışları var. Yıl genelinde fiyatlara yapılan tüm ayarlamalar da, minimum fiyattaki artış da erimiş durumda. İşte bu yüzden en baştan bu yana, enflasyon yüzde 20’lerdeyken hayli dikkatli olmamız gerektiğinden bahsediyorduk. Hali hazırda iktisadi çerçevede enflasyon ile tam uğraş edemiyorken bu krizle karşı karşıya kaldık. Bugün de görüyoruz ki enflasyonla gayrette bir defa denetimi kaybettiniz mi tahlil sandığımızdan da güç olmakta. Üzerine dışsal bir şokla da karşı karşıya kaldığımızda, enflasyonu yüzde 60’lardan çevirmemiz fazlaca sıkıntı gözükmekte.”
“Daha yüksek açıkla baş etmemiz gerekecek”
Başka görünüm değişikliği de genişleyecek olan cari açığımız ve yavaşlayacak yatırımlar. Savaşın kelam konusu olmadığı Ocak-Şubat aylarında dahi toplam 18 milyar dolar dış ticaret açığı verdik. Bu, 15 milyar dolar olan cari açığımızın Şubat ayıyla birlikte 25 milyar dolara aslına bakarsan yükseldiğini gösteriyor. Bir de üzerine savaşın güç ve emtiada yarattığı maliyeti, ihracatımızı yavaşlatacağını ve daha az turizm geliri elde edeceğimizi hesaba katarsak 2022’de 2021’den hayli daha yüksek bir cari açıkla baş etmemiz gerekecek.
elbette tüm bu kısa vadeli hesaplar bile ülke ekonomimizin büyümesinde bilhassa yatırım bacağında baskılayıcı olabilir. Hali hazırda yatırımlarda yavaşlama hesaplıyoruz. Bu yıl büyümede dilek ettiğimiz performansı yakalayamama riskimiz mevcut. Daha uzun vadeli bakarsak enflasyon devasa yükseklikte ve hanehalkının refah kaybı denetim edilemez durumda.
“Batılı kimliği sorgulanan Türkiye parantezini kapatalım”
TÜSİAD Lideri Kaslowki, yetkinreport.com’daki yazısında “Geçmişte NATO’da, bugünse Rusya ile birlikte Avrupa Kurulu’ndaki pozisyonu tartışılan, Batılı ve demokratik kimliği sorgulanan bir Türkiye parantezinin kapanması imkanı en âlâ biçimde değerlendirilmelidir” davetinde da bulundu.
“Transatlantik ittifakın ve Avrupa Birliği’nin (AB) iç meseleleri ve yatıştırma siyasetleri niçiniyle jeopolitik kazanım özgüvenine sahip olan ve Çin’in de stratejik takviyesini alacağını düşünen Rusya için Ukrayna yeni maksat oldu” diyen Kaslowski, “Ancak Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırısı Batı’nın saflarını sıkılaştırarak dünya sahnesine tesirli bir dönüş yapmasını sağladı. Tarihi bir kırılma anındayız” değerlendirmesinde bulundu.
Okumaya devam et...