Kamu İhale Kurumu’na nazaran, e-ihale usulünün kullanılmaya başlanmasıyla kamu alımlarında rekabet ve saydamlık daha da arttı. Elektronik ihale ile süreçlerinin daha süratli ve sağlıklı bir biçimde yürütülmesi, tasarruf oranının artırılması ve bürokrasinin azaltılmasına da katkı sağlandı. E-ihalede ilgililerin kamu alım sürecine iştiraki da kolaylaşırken, ihale sürecinin zımnilik ve güvenilirlik unsurları temelinde yapılması ön plana çıkarıldı.
Bu prosedürün kullanıldığı ihaleler her geçen gün artarken, bilhassa Türkiye’de birinci COVID-19 olayının tespit edildiği 2020 yılının mart ayından itibaren e-ihale kullanmasında bariz bir yükseliş yaşandı. Bu kapsamda, 2020 yılında 17 binin, 2021 yılında ise 30 binin üzerinde alım e-ihale usulüyle yapıldı. Salgın devrinde yıllık bazda yüzde 76 artış gerçekleşirken, 2021 yılında e-ihale kullanım oranı yüzde 46’ya ulaştı.
E-ihale tekniğiyle ihalelere teklif verenlerin sayısı yüzde 93 arttı, ihale başına ortalama yüzde 5 tasarruf sağlandı.
Kamuya temin süreçleri hızlanacak
Kamu İhale Kanunu kapsamındaki ihalelerin elektronik ortamda yapılmasına yönelik 1 Temmuz 2016’da e-teklif alınan beyan adabının hayata geçirilmesi ile başlayan çalışmalar, e-ihalelere ait mali limitin kaldırılması ve e-ihale kullanılan ihale metotlarının kapsamının genişletilmesi tarafındaki uygulamalarla sürat kazandı.
Kurum tarafınca son devirde yürütülen çalışmalar kapsamında ihalelerin e-ihale usulüyle yapılması, 1 Ağustos’tan itibaren kademeli olarak mecburî hale gelecek. Bu düzenlemeye ait Kamu İhale Kurumu tarafınca hazırlanan yönetmelikler dün prestijiyle Resmi Gazete’de yayımlandı.
Bu çerçevede, 1 Ağustos 2022 tarihinden daha sonra açık ihale yolu ile gerçekleştirilen ve yaklaşık maliyeti kanunda öngörülen eşik pahanın yarısına kadar olan (mal alımlarında 2 milyon 2 bin 17 lira, hizmet alımlarında 3 milyon 336 bin 704,50 lira, imal işlerinde ise 73 milyon 407 bin 984,50 lira) ihalelerin tamamı e-ihale tekniğiyle gerçekleştirilecek.
3 Ekim 2022 tarihinden daha sonra da tüm açık ihaleler ile Kanun’un ilgili unsurları mucibince pazarlık yöntemi ile gerçekleştirilen ihalelerin, e-ihale metodu ile yapılması zarurî olacak.
Alımlarda e-ihale tekniğinin mecburî hale getirilmesiyle bu formülün kullanılmasından elde edilen faydaların daha geniş bir bölüme yayılması hedefleniyor.
Okumaya devam et...
Bu prosedürün kullanıldığı ihaleler her geçen gün artarken, bilhassa Türkiye’de birinci COVID-19 olayının tespit edildiği 2020 yılının mart ayından itibaren e-ihale kullanmasında bariz bir yükseliş yaşandı. Bu kapsamda, 2020 yılında 17 binin, 2021 yılında ise 30 binin üzerinde alım e-ihale usulüyle yapıldı. Salgın devrinde yıllık bazda yüzde 76 artış gerçekleşirken, 2021 yılında e-ihale kullanım oranı yüzde 46’ya ulaştı.
E-ihale tekniğiyle ihalelere teklif verenlerin sayısı yüzde 93 arttı, ihale başına ortalama yüzde 5 tasarruf sağlandı.
Kamuya temin süreçleri hızlanacak
Kamu İhale Kanunu kapsamındaki ihalelerin elektronik ortamda yapılmasına yönelik 1 Temmuz 2016’da e-teklif alınan beyan adabının hayata geçirilmesi ile başlayan çalışmalar, e-ihalelere ait mali limitin kaldırılması ve e-ihale kullanılan ihale metotlarının kapsamının genişletilmesi tarafındaki uygulamalarla sürat kazandı.
Kurum tarafınca son devirde yürütülen çalışmalar kapsamında ihalelerin e-ihale usulüyle yapılması, 1 Ağustos’tan itibaren kademeli olarak mecburî hale gelecek. Bu düzenlemeye ait Kamu İhale Kurumu tarafınca hazırlanan yönetmelikler dün prestijiyle Resmi Gazete’de yayımlandı.
Bu çerçevede, 1 Ağustos 2022 tarihinden daha sonra açık ihale yolu ile gerçekleştirilen ve yaklaşık maliyeti kanunda öngörülen eşik pahanın yarısına kadar olan (mal alımlarında 2 milyon 2 bin 17 lira, hizmet alımlarında 3 milyon 336 bin 704,50 lira, imal işlerinde ise 73 milyon 407 bin 984,50 lira) ihalelerin tamamı e-ihale tekniğiyle gerçekleştirilecek.
3 Ekim 2022 tarihinden daha sonra da tüm açık ihaleler ile Kanun’un ilgili unsurları mucibince pazarlık yöntemi ile gerçekleştirilen ihalelerin, e-ihale metodu ile yapılması zarurî olacak.
Alımlarda e-ihale tekniğinin mecburî hale getirilmesiyle bu formülün kullanılmasından elde edilen faydaların daha geniş bir bölüme yayılması hedefleniyor.
Okumaya devam et...