celikci
New member
Kalite Dışta Değil, İçtedir
İnsanlarda bir marka takıntısı gidiyor. Ben ise işin marka takıntısı boyutunda değilim. Ben, insanların marka giyerek kendilerini kaliteli bir insanmış gibi göstermeye çalışması boyutundayım. Bu insanlar için üzülüyorum. Hatta acıyorum. Çünkü o kadar zavallılar ki ve kendilerini o kadar aciz hissediyorlar ki iki bez parçasıyla, bir güneş gözlüğüyle, kaliteli bir iki yerde yemek yemekle ve bunları etrafa reklam etmekle kendilerini kaliteli biriymiş gibi göstermeye çalışıyorlar. Gerçi kapitalist sistemin kölesi olan insanlar için kalite bu olsa gerek. İnsan kaliteyi maddi boyuta taşıyınca insanlığın değerleri de doğal olarak değişti. Yaşam tarzları değişti. İnsanlık hoşgörüyü, sevgiyi ve toleransı unuttu. Birlik ve dayanışma yerini ayrılık rüzgarlarına bıraktı. Herkes kaliteli yaşamak için düşmüş lüks yaşamın peşine ki insanlığın nefesinin daraldığının kimse farkında değil. Hatta insanlık çok yakında ölmemek için suni teneffüse gereksinim duyacak. Oysa kaliteli olmak için insanların sıfır paraya gereksinimi vardır. Yani parayla kaliteli olunmaz. Çünkü bir insanın kalitesi maddi gücünden değil, manevi gücünden gelir. Kalite insanların birbirlerini anlamasıdır. Birbirlerine saygı duymasıdır. Birbirlerine değer vermesidir. Bunlar içinde insanın vicdanının sesini duyması gerekir. Kendi iç sesiyle sohbet etmesi ve kendisini sorgulaması gerekir. Yani kalite insanın dışında değil, içindedir. Paranın satın almaya gücünün yetmeyeceği şeylerdedir. Örneğin insanın kişiliği ve karakteridir. Dürüstlüğüdür. Sağ duyusudur. Sabrıdır. Görgüsüdür. Ahlakıdır. İnsanlığa karşı duyduğu sevgisidir. İnsanların birbirlerine duyduğu güvendir. Kalite parayla satın alınabilecek kadar ucuz bir şey değildir. Asıl ucuz olan kaliteyi parayla satın aldığını düşünen insanlardır. Bu ucuz olan insanlar paralarıyla insanlığı yaşatabileceklerini sanırlar ama insanlığı yaşatacak olan kağıt parçası değil, insanların yürekleridir.
ALINTIDIR
İnsanlarda bir marka takıntısı gidiyor. Ben ise işin marka takıntısı boyutunda değilim. Ben, insanların marka giyerek kendilerini kaliteli bir insanmış gibi göstermeye çalışması boyutundayım. Bu insanlar için üzülüyorum. Hatta acıyorum. Çünkü o kadar zavallılar ki ve kendilerini o kadar aciz hissediyorlar ki iki bez parçasıyla, bir güneş gözlüğüyle, kaliteli bir iki yerde yemek yemekle ve bunları etrafa reklam etmekle kendilerini kaliteli biriymiş gibi göstermeye çalışıyorlar. Gerçi kapitalist sistemin kölesi olan insanlar için kalite bu olsa gerek. İnsan kaliteyi maddi boyuta taşıyınca insanlığın değerleri de doğal olarak değişti. Yaşam tarzları değişti. İnsanlık hoşgörüyü, sevgiyi ve toleransı unuttu. Birlik ve dayanışma yerini ayrılık rüzgarlarına bıraktı. Herkes kaliteli yaşamak için düşmüş lüks yaşamın peşine ki insanlığın nefesinin daraldığının kimse farkında değil. Hatta insanlık çok yakında ölmemek için suni teneffüse gereksinim duyacak. Oysa kaliteli olmak için insanların sıfır paraya gereksinimi vardır. Yani parayla kaliteli olunmaz. Çünkü bir insanın kalitesi maddi gücünden değil, manevi gücünden gelir. Kalite insanların birbirlerini anlamasıdır. Birbirlerine saygı duymasıdır. Birbirlerine değer vermesidir. Bunlar içinde insanın vicdanının sesini duyması gerekir. Kendi iç sesiyle sohbet etmesi ve kendisini sorgulaması gerekir. Yani kalite insanın dışında değil, içindedir. Paranın satın almaya gücünün yetmeyeceği şeylerdedir. Örneğin insanın kişiliği ve karakteridir. Dürüstlüğüdür. Sağ duyusudur. Sabrıdır. Görgüsüdür. Ahlakıdır. İnsanlığa karşı duyduğu sevgisidir. İnsanların birbirlerine duyduğu güvendir. Kalite parayla satın alınabilecek kadar ucuz bir şey değildir. Asıl ucuz olan kaliteyi parayla satın aldığını düşünen insanlardır. Bu ucuz olan insanlar paralarıyla insanlığı yaşatabileceklerini sanırlar ama insanlığı yaşatacak olan kağıt parçası değil, insanların yürekleridir.
ALINTIDIR