celikci
New member
İnsanın Karanlık Yüzü
Her insanın karanlık yüzü yani herkesten, kendinden dahi saklamak istediği sırları mutlaka vardır. Karanlık yüzleriyle yüzleşebilen insanlar hayatta kalmak için değil, yaşamak için mücadele verirler. Hayatta kalmak için mücadele etmek ile yaşamak için mücadele etmek arasında çok ince bir çizgi vardır. Hayatta kalmak için mücadele eden insanlar bilinçsizce yaşarken, yaşamak için mücadele eden insanlar yaşama bir anlam katabilmek için bilinçlice yaşarlar. Hayatta kalmak için mücadele eden insanların gözleri yaşama karşı kör olduğu için yaşamın güzelliklerinin farkına varmadan zifiri bir karanlık içerisinde yaşarlar. Yaşamak için mücadele eden insanların gözleri ise yaşama karşı açıktır. Onların dünyaları aydınlık olduğu için yaşamın tüm güzelliklerini görür ve bu güzellikleri kucaklayarak yaşamlarını daha keyifli hale getirirler. İnsanların yaşamını cehenneme çeviren karanlık yüzüdür. Kendi karanlık yüzleriyle dahi hesaplaşamayan insanlar kaotik dünyalarında acı içerisinde yaşarken, aldıkları her nefes ise kendilerinden bir şeyleri alıp götürür. Sadece ruhsal olarak değil, sosyal olarak da büyük bir çöküntü içerisindedirler. Çünkü kendi kendilerini değersizleştirirler. Karanlık yüzlerinin esareti altında sürdükleri yaşamlarında öyle bir kıyameti yaşarlar ki yaşayan bir ölüden farksız bir şekilde koskoca bir ömrü çürütürler. İnsanın karanlık yüzünün ruhunda yaptığı yıkım, kendisini kendisine anlatmasının önündeki en büyük engeldir. Oysa bu insanlar, kendilerini kendilerine bir anlatabilse böylesine bir ruhsal yıkımın içerisinde dahi karanlığın içerisinde parlayan yıldızı görecek ve o yıldızın peşinden gidebilmek için kendi karanlık yüzleriyle yüzleşmeyi göze alacaklardır. Böylelikle hayata ve insana bakış açıları değişecek ve yaşama karşı kör olan o gözleri açılacağından yaşamın tüm güzelliklerini kucaklayabileceklerdir. İnsana ne kadar acı verirse versin insanın, insanca yaşayabilmek için kendi sırlarıyla yüzleşmekten ve karanlık yüzünü aydınlatmaktan başka çaresi yoktur. Hayallerimizi bir umudun kancasına asarak yeterince kirlenmiş, hatta kokuşmuş yaşamlarımızı umut suyuyla yıkamanın vakti geldi. Acının diliyle değil, umudun diliyle konuşarak kendi kimliğimizi artık bulmalıyız. Unutmayalım ki korkularımız bizleri bir korkak gibi yaşattığı sürece insanın karanlık yüzü hiçbir zaman aydınlanmayacaktır.
ALINTIDIR
Her insanın karanlık yüzü yani herkesten, kendinden dahi saklamak istediği sırları mutlaka vardır. Karanlık yüzleriyle yüzleşebilen insanlar hayatta kalmak için değil, yaşamak için mücadele verirler. Hayatta kalmak için mücadele etmek ile yaşamak için mücadele etmek arasında çok ince bir çizgi vardır. Hayatta kalmak için mücadele eden insanlar bilinçsizce yaşarken, yaşamak için mücadele eden insanlar yaşama bir anlam katabilmek için bilinçlice yaşarlar. Hayatta kalmak için mücadele eden insanların gözleri yaşama karşı kör olduğu için yaşamın güzelliklerinin farkına varmadan zifiri bir karanlık içerisinde yaşarlar. Yaşamak için mücadele eden insanların gözleri ise yaşama karşı açıktır. Onların dünyaları aydınlık olduğu için yaşamın tüm güzelliklerini görür ve bu güzellikleri kucaklayarak yaşamlarını daha keyifli hale getirirler. İnsanların yaşamını cehenneme çeviren karanlık yüzüdür. Kendi karanlık yüzleriyle dahi hesaplaşamayan insanlar kaotik dünyalarında acı içerisinde yaşarken, aldıkları her nefes ise kendilerinden bir şeyleri alıp götürür. Sadece ruhsal olarak değil, sosyal olarak da büyük bir çöküntü içerisindedirler. Çünkü kendi kendilerini değersizleştirirler. Karanlık yüzlerinin esareti altında sürdükleri yaşamlarında öyle bir kıyameti yaşarlar ki yaşayan bir ölüden farksız bir şekilde koskoca bir ömrü çürütürler. İnsanın karanlık yüzünün ruhunda yaptığı yıkım, kendisini kendisine anlatmasının önündeki en büyük engeldir. Oysa bu insanlar, kendilerini kendilerine bir anlatabilse böylesine bir ruhsal yıkımın içerisinde dahi karanlığın içerisinde parlayan yıldızı görecek ve o yıldızın peşinden gidebilmek için kendi karanlık yüzleriyle yüzleşmeyi göze alacaklardır. Böylelikle hayata ve insana bakış açıları değişecek ve yaşama karşı kör olan o gözleri açılacağından yaşamın tüm güzelliklerini kucaklayabileceklerdir. İnsana ne kadar acı verirse versin insanın, insanca yaşayabilmek için kendi sırlarıyla yüzleşmekten ve karanlık yüzünü aydınlatmaktan başka çaresi yoktur. Hayallerimizi bir umudun kancasına asarak yeterince kirlenmiş, hatta kokuşmuş yaşamlarımızı umut suyuyla yıkamanın vakti geldi. Acının diliyle değil, umudun diliyle konuşarak kendi kimliğimizi artık bulmalıyız. Unutmayalım ki korkularımız bizleri bir korkak gibi yaşattığı sürece insanın karanlık yüzü hiçbir zaman aydınlanmayacaktır.
ALINTIDIR