semaver
Active member
Hukukçu Kazan: ‘Yargı, garanti değil’ Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) erişim mahzurlarına ait pilot karar vermesini pahalandıran hukukçu Turgut Kazan, “AYM’nin, işe yaramayan konularda ihlal sonucu verdiğini, pratikte işe yarayacak konulardan uzak durduğunu” söyleyerek, “AYM kararları, demokratik ve hukuka uygun açılımları sağlayıcı sonuç yaratamıyor. Yargı, insanların özgürlüklerinin teminatı olmaktan çıktı, tek adam rejiminin bir formatı olarak misyon yapıyor. Cumhurbaşkanı, AYM’yi teslim aldı” dedi.
AYM, içinde gazetemizin de olduğu kimi gazete ile gazetecilerin haberlerine getirilen erişim pürüzleri niçiniyle tabir ve basın hürriyetleri ile tesirli müracaat hakkının ihlal edildiğine hükmetmiş, erişim mahzurlarına ait kararların yapısal sorun içerdiğini vurgulayarak, pilot karar uygulanmasını kararlaştırmıştı. Hukukçu Kazan, AYM’nin sonucunı, tesirini ve yargının durumunu Cumhuriyet’e kıymetlendirdi. sonucun emsal olması gerektiğini lakin yargının, AYM kararlarını dinlemeyebildiğini anımsatarak, “Türkiye’de yargı, insanların özgürlüklerinin teminatı olmaktan çıktı, tek adam rejiminin bir formatı olarak nazaranv yapıyor. Yani bağımsız, tarafsız ve kaliteli bir yargımız olmadığı için AYM’nin bu sonucu ve emsal kararları, demokratik ve hukuka uygun açılımları sağlayıcı sonuç yaratamıyor” dedi.
‘KALİTELİ HUKUKÇU ŞART’
Kazan, hukuk devletinde ve sağlıklı işleyen bir demokraside sağlıklı bir AYM’nin, en kaliteli hukukçuların seçildiği bir mahkeme olması gerektiğine dikkat çekerek, “AKP’nin militanı AYM’ye seçiliyor. Biroldukca ihlalin baş sorumlusu olan AYM’ye, üstelik Yargıtay’da hiç oturmadığı biçimde Yargıtay ismine seçiliyor. ötürüsıyla Cumhurbaşkanı, AYM’yi teslim aldı” sözlerini kullandı. AYM’nin, karar verirken Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ni (AİHM) göz önüne aldığına işaret eden Kazan, “Eğer AYM her şeyi reddederse, AİHM tarafınca bir yargı yeri olduğu kabul edilmeyecek ve bu sonuca varılırsa da AYM’ye gitmeden AİHM’e başvurma hakkı doğacak. Bu, Türkiye için itibar kırıcı olur. Buna dikkat ediyorlar. en çok, hiç bir işe yaramayacak ihlaller veriliyor. Ancak pratikte işe yarayacak durumlardan uzak duruluyor” diye konuştu.
‘BASKI UYGULANIYOR’
Kazan, Türkiye’nin, 2. Abdülhamit periyodundaki sansürcülükten daha makus durumda olduğunu belirterek, “Öyle bir caydırıcı baskı uygulanıyor ki beşerler kendilerini sansürlemek zorunda kalıyor zira yargı, yargı olmaktan çıkmış. Şak diye dava açılıyor, şak diye mahkûmiyet sonucu veriliyor” dedi.
AYM, içinde gazetemizin de olduğu kimi gazete ile gazetecilerin haberlerine getirilen erişim pürüzleri niçiniyle tabir ve basın hürriyetleri ile tesirli müracaat hakkının ihlal edildiğine hükmetmiş, erişim mahzurlarına ait kararların yapısal sorun içerdiğini vurgulayarak, pilot karar uygulanmasını kararlaştırmıştı. Hukukçu Kazan, AYM’nin sonucunı, tesirini ve yargının durumunu Cumhuriyet’e kıymetlendirdi. sonucun emsal olması gerektiğini lakin yargının, AYM kararlarını dinlemeyebildiğini anımsatarak, “Türkiye’de yargı, insanların özgürlüklerinin teminatı olmaktan çıktı, tek adam rejiminin bir formatı olarak nazaranv yapıyor. Yani bağımsız, tarafsız ve kaliteli bir yargımız olmadığı için AYM’nin bu sonucu ve emsal kararları, demokratik ve hukuka uygun açılımları sağlayıcı sonuç yaratamıyor” dedi.
‘KALİTELİ HUKUKÇU ŞART’
Kazan, hukuk devletinde ve sağlıklı işleyen bir demokraside sağlıklı bir AYM’nin, en kaliteli hukukçuların seçildiği bir mahkeme olması gerektiğine dikkat çekerek, “AKP’nin militanı AYM’ye seçiliyor. Biroldukca ihlalin baş sorumlusu olan AYM’ye, üstelik Yargıtay’da hiç oturmadığı biçimde Yargıtay ismine seçiliyor. ötürüsıyla Cumhurbaşkanı, AYM’yi teslim aldı” sözlerini kullandı. AYM’nin, karar verirken Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ni (AİHM) göz önüne aldığına işaret eden Kazan, “Eğer AYM her şeyi reddederse, AİHM tarafınca bir yargı yeri olduğu kabul edilmeyecek ve bu sonuca varılırsa da AYM’ye gitmeden AİHM’e başvurma hakkı doğacak. Bu, Türkiye için itibar kırıcı olur. Buna dikkat ediyorlar. en çok, hiç bir işe yaramayacak ihlaller veriliyor. Ancak pratikte işe yarayacak durumlardan uzak duruluyor” diye konuştu.
‘BASKI UYGULANIYOR’
Kazan, Türkiye’nin, 2. Abdülhamit periyodundaki sansürcülükten daha makus durumda olduğunu belirterek, “Öyle bir caydırıcı baskı uygulanıyor ki beşerler kendilerini sansürlemek zorunda kalıyor zira yargı, yargı olmaktan çıkmış. Şak diye dava açılıyor, şak diye mahkûmiyet sonucu veriliyor” dedi.