Diyanet İşleri Lideri Ali Erbaş’ın, Ramazan ayı boyunca iktidara yakınlığıyla bilinen bir gazetede yazdığı yazılar, “Ramazan Günlükleri” ismi altında kitaplaştırıldı. Kitabın basım masrafı ise Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2019 yılı bütçesinden karşılandı. Nisan 2019’da birinci baskısını yapan kitapta dikkati çeken değerlendirmeler yer aldı.
Erbaş, kitabın, “Aranızda Selamı Yayınız” başlıklı kısmında, günümüzdeki selamlaşma biçimleri ile eski periyottaki selamlaşma biçimleri karşılaştırıldı. Yazıda, cahiliye periyodunda birinin meskenine girildiğinde mahremiyete hürmet gösterilmediğini belirten Erbaş, cahiliye devrindeki insanların, “Dünya ve ahiret saadetini temenni etmek olan selamı bilmediklerini” savundu. Cahiliye periyodunda selamlaşmak maksadıyla “Akşamınız hayat olsun” ve “Aydın olsun” üzere kelamların kullanıldığını anlatan Erbaş, “Bu tabirler, bizde kimi kimselerin kullandığı, ‘Günaydın’ ve ‘Tünaydın’ benzerdir” dedi.
Birgün’den Mustafa Bildircin’in haberine göre, yazısının devamında, selam vermekle ilgili ayetlerin akabinde Müslümanların artık dua etme gayeli selamlaştığını belirten Erbaş, şunları kaydetti:
“İnsanın diğerleri için dilediği dünya ve ahiret memnunluğunu kendi ailesinden esirgemesi yanlışsız değil, hatta daha da kıymetlidir. Temelinde ayete nazaran, (Alıntı yaptığı ayete atıf yaparak) konutta kimse olmasa bile giren kimsenin kendi kendine selam vermesi gerekir. Bu durumda verilecek selamın tıpkı namazın tahhiyatında olduğu üzere, ‘Essalamü aleyna ve ala ibadillahissalihin’ formunda olması gerektiği belirtilmektedir.”
“HABERİ YOK”
Atatürkçü ilahiyatçı muharrir Cemil Kılıç ise toplumsal medya hesabından Ali Erbaş’a bir karşılık verdi.
Kılıç, “Selamün Aleyküm demek 4 bin yıllık Yahudi selamı… Bundan haberi yok” diye yazdı.
Erbaş, kitabın, “Aranızda Selamı Yayınız” başlıklı kısmında, günümüzdeki selamlaşma biçimleri ile eski periyottaki selamlaşma biçimleri karşılaştırıldı. Yazıda, cahiliye periyodunda birinin meskenine girildiğinde mahremiyete hürmet gösterilmediğini belirten Erbaş, cahiliye devrindeki insanların, “Dünya ve ahiret saadetini temenni etmek olan selamı bilmediklerini” savundu. Cahiliye periyodunda selamlaşmak maksadıyla “Akşamınız hayat olsun” ve “Aydın olsun” üzere kelamların kullanıldığını anlatan Erbaş, “Bu tabirler, bizde kimi kimselerin kullandığı, ‘Günaydın’ ve ‘Tünaydın’ benzerdir” dedi.
Birgün’den Mustafa Bildircin’in haberine göre, yazısının devamında, selam vermekle ilgili ayetlerin akabinde Müslümanların artık dua etme gayeli selamlaştığını belirten Erbaş, şunları kaydetti:
“İnsanın diğerleri için dilediği dünya ve ahiret memnunluğunu kendi ailesinden esirgemesi yanlışsız değil, hatta daha da kıymetlidir. Temelinde ayete nazaran, (Alıntı yaptığı ayete atıf yaparak) konutta kimse olmasa bile giren kimsenin kendi kendine selam vermesi gerekir. Bu durumda verilecek selamın tıpkı namazın tahhiyatında olduğu üzere, ‘Essalamü aleyna ve ala ibadillahissalihin’ formunda olması gerektiği belirtilmektedir.”
“HABERİ YOK”
Atatürkçü ilahiyatçı muharrir Cemil Kılıç ise toplumsal medya hesabından Ali Erbaş’a bir karşılık verdi.
Kılıç, “Selamün Aleyküm demek 4 bin yıllık Yahudi selamı… Bundan haberi yok” diye yazdı.