Ipsos anketi enflasyonun aralıksız altı aydır dünyanın her yerinde en kıymetli kaygı sebebi olduğunu ortaya koydu. Ankete bakılırsa enflasyona ait telaşların boyutu bu yılın başına kıyasla ikiye katlanmış durumda. Türkiye de enflasyonun bir numaralı telaş sebebi olarak gösterildiği 12 ülke içinde yer alıyor lakin kaygı seviyesinin, enflasyonun yüzde 17 olduğu Polonya kadar yüksek olmaması dikkat çekiyor.
Enflasyon aralıksız altı aydır dünyanın her yerinde en kıymetli telaş kaynağı olmaya devam ederken, global seviyede telaşın boyutu bu yılın başına kıyasla ikiye katlanmış durumda.
Paris merkezli fazlaca uluslu bir araştırma ve danışmanlık şirketi olan Ipsos tarafınca yayınlanan ankete nazaran, dünya genelinde iştirakçilerin yüzde 40’ı enflasyonu 1 numaralı telaş olarak tanımlıyor. Ipsos tarafınca makul aralıklarla yayımlanan ve 29 ülkede halkın en kıymetli telaşlarını belirleyen Dünya’yı Endişelendiren Sıkıntılar anketi, tasa seviyesinin üst üste 14 aydır yükseldiğini de ortaya koydu.
Türkiye’de kaygı seviyesi Polonya’nın altında
İngiltere (+12 puan) ve Almanya (+10 puan) yayımlanan son ankette telaş seviyesinin en hayli arttığı ülkeler olarak dikkat çekerken, enflasyonun bir numaralı tasa sebebi olarak gösterildiği ülkeler Arjantin, Avustralya, Belçika, Kanada, Fransa, Almanya, İngiltere, Macaristan, Polonya, Güney Kore, ABD ve Türkiye oldu. Enfl asyon tasasının yüksekliği konusunda birinci beşte yer alan ülkeler ise Polonya, Arjantin, Türkiye, İngiltere ve Macaristan olarak sıralanıyor. Türkiye’de enflasyon yüzde 80’in üzerinde fakat Türk halkı enflasyonun yüzde 17 olduğu Polonya kadar enflasyon konusunda telaşlı görünmüyor. Polonya’da enfl asyon tasası oranı yüzde 67 iken Türkiye’de bu oran yüzde 56’da kalıyor.
Ipsos anketinde bir numaralı tasa sebebi olan enflasyonu yoksulluk/eşitsizlik (%31), yolsuzluklar (%26), işsizlik (%26), suç/şiddet (%26) ve iklim değişikliği (%18) izliyor. İklim değişikliği konusunda en dertli ülkelerin başında Fransa geliyor. COVID- 19’u kıymetli bir kaygı sebebi olarak bakılırsan iştirakçilerin oranı ise oldukça gerilemiş durumda.
Genel ekonomik tabloyla ilgili görüşler
Ipsos anketi enflasyonun ötesinde genel ekonomik tabloya ait görüşleri de aktarıyor. İştirakçilerin yüzde 67’si genel ekonomik tabloyu “kötü” olarak tanımlarken, yüzde 33 “iyi” olduğu görüşünde. Üç ülkede ise iştirakçilerin büyük çoğunluğu iktisattaki mevcut durumun yeterli olduğu görüşünde Suudi Arabistan (%95), Hindistan (%79) ve Endonezya (%64). Almanya’da iktisadın durumunu uygun bulanların oranı yüzde 45 olsa da bu Haziran 2010’dan bu yana görülen en düşük skor.
Ipsos tarafınca Haziran 2022’de yapılan ankette, araştırmaya katılan bireylerin %25’inin finansal olarak zorlandıklarını belirttikleri tabiri yer almıştı. Araştırmaya Türkiye’den katılan bireylerin %66’sı, ABD ve Almanya’dan katılanların da %16’sının bu mevzuda hemfikir oldukları, genel ortalamaya bakıldığında ise araştırmaya katılanların çoğunluğunun “bir biçimde yönetim ediyorum” dediği belirtilmişti. Ankette, hayli sayıda iştirakçinin gelecek altı ayda faturalarını ödeyebilme konusunda kaygılı olduklarına da dikkat çekilmişti.
Ücret-fiyat sarmalı yaşanır mı?
Enflasyonun tüm dünyada yüksek seyrini müdafaası ve Ipsos anketinin de gösterdiği üzere bireylerin 1 numaralı telaşı haline gelmesi, ekonomistler içinde “ücret-fiyat sarmalı yaşanır mı?” tartışmalarına niye oluyor. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) siyaset faizini üçüncü sefer 75 baz puan artırarak yüzde 3,00-3,25 aralığına yükselttiği ve agresif adımlarının devam edeceği sinyalini verdiği son toplantının geçen hafta yayımlanan tutanaklarında birtakım Fed üyelerinin bir ücret-fiyat sarmalı riskinden kelam ettiği bilgisi yer aldı. Tutanaklarda “Birkaç üye, bir ücret-fiyat sarmalının çabucak hemen gelişmediğini belirtti, fakat ortaya çıkma mümkünlüğünü bir risk olarak gösterdi” denildi. Memleketler arası Para Fonu (IMF) tarafınca yayınlanan son Dünya Ekonomik Görünümü raporunda da fiyat fiyat sarmalına ait risklerin sonlu olduğu vurgulanıyor. Ücret-fiyat sarmallarına tarihî olarak az rastlandığını ve merkez bankalarının faiz artırımlarının yüksek enflasyon beklentilerinin yerleşmesini önlemeye yardımcı olacağını belirten IMF bölüm bazlı enflasyon ve düşen gerçek fiyatlar niçiniyle bunun düşük bir risk olduğu görüşünde. Avrupa Merkez Bankası (ECB) üyesi Constantinos Herodotou ise evvelki gün yaptığı açıklamada çabucak hemen bir fiyat fiyat sarmalı oluştuğuna dair işaretler bulunmadığını söylemiş oldu. Nobel ödüllü ABD’li ekonomist Paul Krugman da geçtiğimiz günlerde toplumsal medya üzerinden yaptığı açıklamada, “Bir ücret-fiyat sarmalını bitmiş oldurmek için büyük bir resesyona muhtaçlığımız yok zira esasen bu biçimde bir sarmal kelam konusu değil” tabirini kullandı.
Okumaya devam et...
Enflasyon aralıksız altı aydır dünyanın her yerinde en kıymetli telaş kaynağı olmaya devam ederken, global seviyede telaşın boyutu bu yılın başına kıyasla ikiye katlanmış durumda.
Paris merkezli fazlaca uluslu bir araştırma ve danışmanlık şirketi olan Ipsos tarafınca yayınlanan ankete nazaran, dünya genelinde iştirakçilerin yüzde 40’ı enflasyonu 1 numaralı telaş olarak tanımlıyor. Ipsos tarafınca makul aralıklarla yayımlanan ve 29 ülkede halkın en kıymetli telaşlarını belirleyen Dünya’yı Endişelendiren Sıkıntılar anketi, tasa seviyesinin üst üste 14 aydır yükseldiğini de ortaya koydu.
Türkiye’de kaygı seviyesi Polonya’nın altında
İngiltere (+12 puan) ve Almanya (+10 puan) yayımlanan son ankette telaş seviyesinin en hayli arttığı ülkeler olarak dikkat çekerken, enflasyonun bir numaralı tasa sebebi olarak gösterildiği ülkeler Arjantin, Avustralya, Belçika, Kanada, Fransa, Almanya, İngiltere, Macaristan, Polonya, Güney Kore, ABD ve Türkiye oldu. Enfl asyon tasasının yüksekliği konusunda birinci beşte yer alan ülkeler ise Polonya, Arjantin, Türkiye, İngiltere ve Macaristan olarak sıralanıyor. Türkiye’de enflasyon yüzde 80’in üzerinde fakat Türk halkı enflasyonun yüzde 17 olduğu Polonya kadar enflasyon konusunda telaşlı görünmüyor. Polonya’da enfl asyon tasası oranı yüzde 67 iken Türkiye’de bu oran yüzde 56’da kalıyor.
Ipsos anketinde bir numaralı tasa sebebi olan enflasyonu yoksulluk/eşitsizlik (%31), yolsuzluklar (%26), işsizlik (%26), suç/şiddet (%26) ve iklim değişikliği (%18) izliyor. İklim değişikliği konusunda en dertli ülkelerin başında Fransa geliyor. COVID- 19’u kıymetli bir kaygı sebebi olarak bakılırsan iştirakçilerin oranı ise oldukça gerilemiş durumda.
Genel ekonomik tabloyla ilgili görüşler
Ipsos anketi enflasyonun ötesinde genel ekonomik tabloya ait görüşleri de aktarıyor. İştirakçilerin yüzde 67’si genel ekonomik tabloyu “kötü” olarak tanımlarken, yüzde 33 “iyi” olduğu görüşünde. Üç ülkede ise iştirakçilerin büyük çoğunluğu iktisattaki mevcut durumun yeterli olduğu görüşünde Suudi Arabistan (%95), Hindistan (%79) ve Endonezya (%64). Almanya’da iktisadın durumunu uygun bulanların oranı yüzde 45 olsa da bu Haziran 2010’dan bu yana görülen en düşük skor.
Ipsos tarafınca Haziran 2022’de yapılan ankette, araştırmaya katılan bireylerin %25’inin finansal olarak zorlandıklarını belirttikleri tabiri yer almıştı. Araştırmaya Türkiye’den katılan bireylerin %66’sı, ABD ve Almanya’dan katılanların da %16’sının bu mevzuda hemfikir oldukları, genel ortalamaya bakıldığında ise araştırmaya katılanların çoğunluğunun “bir biçimde yönetim ediyorum” dediği belirtilmişti. Ankette, hayli sayıda iştirakçinin gelecek altı ayda faturalarını ödeyebilme konusunda kaygılı olduklarına da dikkat çekilmişti.
Ücret-fiyat sarmalı yaşanır mı?
Enflasyonun tüm dünyada yüksek seyrini müdafaası ve Ipsos anketinin de gösterdiği üzere bireylerin 1 numaralı telaşı haline gelmesi, ekonomistler içinde “ücret-fiyat sarmalı yaşanır mı?” tartışmalarına niye oluyor. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) siyaset faizini üçüncü sefer 75 baz puan artırarak yüzde 3,00-3,25 aralığına yükselttiği ve agresif adımlarının devam edeceği sinyalini verdiği son toplantının geçen hafta yayımlanan tutanaklarında birtakım Fed üyelerinin bir ücret-fiyat sarmalı riskinden kelam ettiği bilgisi yer aldı. Tutanaklarda “Birkaç üye, bir ücret-fiyat sarmalının çabucak hemen gelişmediğini belirtti, fakat ortaya çıkma mümkünlüğünü bir risk olarak gösterdi” denildi. Memleketler arası Para Fonu (IMF) tarafınca yayınlanan son Dünya Ekonomik Görünümü raporunda da fiyat fiyat sarmalına ait risklerin sonlu olduğu vurgulanıyor. Ücret-fiyat sarmallarına tarihî olarak az rastlandığını ve merkez bankalarının faiz artırımlarının yüksek enflasyon beklentilerinin yerleşmesini önlemeye yardımcı olacağını belirten IMF bölüm bazlı enflasyon ve düşen gerçek fiyatlar niçiniyle bunun düşük bir risk olduğu görüşünde. Avrupa Merkez Bankası (ECB) üyesi Constantinos Herodotou ise evvelki gün yaptığı açıklamada çabucak hemen bir fiyat fiyat sarmalı oluştuğuna dair işaretler bulunmadığını söylemiş oldu. Nobel ödüllü ABD’li ekonomist Paul Krugman da geçtiğimiz günlerde toplumsal medya üzerinden yaptığı açıklamada, “Bir ücret-fiyat sarmalını bitmiş oldurmek için büyük bir resesyona muhtaçlığımız yok zira esasen bu biçimde bir sarmal kelam konusu değil” tabirini kullandı.
Okumaya devam et...