celikci
New member
Dünya İllüzyonu
Günümüzde mutsuzluktan yakınır insanların çoğu. Halbuki bedeni ayrı yerde, ruhu ise ayrı yerde yaşayan insanların mutlu olması ne mümkün. Bedeniyle ve ruhuyla bir yerde olmalı insan ve anı yaşamalı. Anı yaşayamazsa insan yaşamının da pek bir anlamı olmuyor. Geçmişteki yaşanmışlıklar ve gelecekteki hayaller zihnin illüzyonundan başka bir şey değildir. İnsan hayatının bir anlamı olmasını istiyorsa bugüne yaşadığı ana odaklanmalıdır. Unutulmamalıdır ki kimseye kalmayacak bu dünyada sahip olunan her şey geçicidir. Zenginlikte, fakirlikte geçicidir. İnsan ölünce her şey eşitlenir. Ölüme doğru yapılan hayat yolculuğunda zaman ise hızla akıp gidiyor. Hayatını dolu dolu yaşayamayan insanlar ise çaresizlik içerisinde çırpınırken zamanın bu hızlı akışını bir türlü kabullenemiyor. Oysa çaresiz değildir hiçbir insan. Şu hayatta neye ihtiyacı varsa içinde, iç dünyasında vardır. Yeter ki keşfetmesini bilsin. Şu hayattaki tek gerçeğin kendisine yönelmek olduğunu kavrasın. Kendisine yönelemeyen hiçbir insan kendisi değildir. Çünkü zihni tarafından yaratılan illüzyonun etkisi altındadır. Kişisel egolarını tatmin etmek için benlik duygusuyla yaşar. Şayet bir gün zihninin yarattığı illüzyondan kurtulup kendisi olmayı başarırsa ki işte o zaman hayatta en değerli varlığın kendisi olduğunun bilincine varır ve tüm karanlıkları aydınlanır. İnsan, başkalarının gözünde ne kadar değerli olursa kıymetinin o kadar artacağına inanır. Bu son derece yanlış bir inanıştır. Çünkü bir insanı kıymetli kılan zihnini hakimiyeti altına alarak zihninin yarattığı illüzyondan kurtulması ve ruhuyla irtibat kurabilmesidir. Ruhuyla irtibat halinde olan insanlar, hayata sabit bir bakış açısına sahip değillerdir. Hayata bakış açılarını ve düşüncelerini değiştirebilecek güç onlarda vardır. Fikirlerini sürekli yenileyebildikleri içinde ufukları açıktır. Zihninin yarattığı illüzyonun etkisi altında olan insanlar, duygularına dört elle sarılırlar. Bu nedenle de en fazla öfkelerinin ve kinlerinin esiri altındadırlar. Oysa duygularını serbest bıraksalar, öfkeleri ve kinleri yüreklerini terk edecek ve yüreklerinde boşalan yere sevgi yerleşecektir. Dünya bir illüzyondan ibarettir. Sahip olduklarımız aslında bizim değil, sadece dünyanın zihnimizde yarattığı illüzyonla bizim olduğumuzu sanıyoruz. İnsan, koca bir kendisidir. Şu dünyada sahip olduğu tek ve en kıymetli varlıkta yine kendisidir. Şu dünyada kendinden başka sahiplendiğin her şey ruhunla arana ördüğün birer tuğladır.
ALINTIDIR
Günümüzde mutsuzluktan yakınır insanların çoğu. Halbuki bedeni ayrı yerde, ruhu ise ayrı yerde yaşayan insanların mutlu olması ne mümkün. Bedeniyle ve ruhuyla bir yerde olmalı insan ve anı yaşamalı. Anı yaşayamazsa insan yaşamının da pek bir anlamı olmuyor. Geçmişteki yaşanmışlıklar ve gelecekteki hayaller zihnin illüzyonundan başka bir şey değildir. İnsan hayatının bir anlamı olmasını istiyorsa bugüne yaşadığı ana odaklanmalıdır. Unutulmamalıdır ki kimseye kalmayacak bu dünyada sahip olunan her şey geçicidir. Zenginlikte, fakirlikte geçicidir. İnsan ölünce her şey eşitlenir. Ölüme doğru yapılan hayat yolculuğunda zaman ise hızla akıp gidiyor. Hayatını dolu dolu yaşayamayan insanlar ise çaresizlik içerisinde çırpınırken zamanın bu hızlı akışını bir türlü kabullenemiyor. Oysa çaresiz değildir hiçbir insan. Şu hayatta neye ihtiyacı varsa içinde, iç dünyasında vardır. Yeter ki keşfetmesini bilsin. Şu hayattaki tek gerçeğin kendisine yönelmek olduğunu kavrasın. Kendisine yönelemeyen hiçbir insan kendisi değildir. Çünkü zihni tarafından yaratılan illüzyonun etkisi altındadır. Kişisel egolarını tatmin etmek için benlik duygusuyla yaşar. Şayet bir gün zihninin yarattığı illüzyondan kurtulup kendisi olmayı başarırsa ki işte o zaman hayatta en değerli varlığın kendisi olduğunun bilincine varır ve tüm karanlıkları aydınlanır. İnsan, başkalarının gözünde ne kadar değerli olursa kıymetinin o kadar artacağına inanır. Bu son derece yanlış bir inanıştır. Çünkü bir insanı kıymetli kılan zihnini hakimiyeti altına alarak zihninin yarattığı illüzyondan kurtulması ve ruhuyla irtibat kurabilmesidir. Ruhuyla irtibat halinde olan insanlar, hayata sabit bir bakış açısına sahip değillerdir. Hayata bakış açılarını ve düşüncelerini değiştirebilecek güç onlarda vardır. Fikirlerini sürekli yenileyebildikleri içinde ufukları açıktır. Zihninin yarattığı illüzyonun etkisi altında olan insanlar, duygularına dört elle sarılırlar. Bu nedenle de en fazla öfkelerinin ve kinlerinin esiri altındadırlar. Oysa duygularını serbest bıraksalar, öfkeleri ve kinleri yüreklerini terk edecek ve yüreklerinde boşalan yere sevgi yerleşecektir. Dünya bir illüzyondan ibarettir. Sahip olduklarımız aslında bizim değil, sadece dünyanın zihnimizde yarattığı illüzyonla bizim olduğumuzu sanıyoruz. İnsan, koca bir kendisidir. Şu dünyada sahip olduğu tek ve en kıymetli varlıkta yine kendisidir. Şu dünyada kendinden başka sahiplendiğin her şey ruhunla arana ördüğün birer tuğladır.
ALINTIDIR