semaver
Active member
Doktorluğu bırakıp Arjantin’e yerleşen doktor: Umudumu kaybettim Doktorluğu bırakıp Arjantin’e yerleşen D.F., “Doktorluğu fazlaca seviyor olmam, Türkiye’de doktorluğu bırakma sebebimdir. Mesleğimi daha uygun şartlarda icra edebilmek için devlet tarafınca göçmeye mecbur bırakıldım. Devlet hastanelerinde güvenlik ve sekreterya sorunları, idari mobbing, nöbet sonraki çalıştırma, çalıştığının maddi karşılığını vermeme, zorla çalıştırma, maaş dağıtımındaki adaletsizlik, şiddet olayları tırmandıkça istifaların artması tabiplerde fiziki ve ruhsal sorunlarının artmasına niye oluyor” sözlerini kullandı. D.F., “Bilim kıymet görmüyor. Tutunacak bir kısmım kalmadı. Hangi koldan bakarsam bakayım, ben umudumu büsbütün yitirdim. Ülkeme emekli iken dönmeyi isterim. Lakin burada kaideleri düzeltilmedikçe hekim olarak çalışmam” diye ekledi.
“HER AN ŞİDDET RİSKİ VAR”
Çalışma saatlerinin olağanın fazlaca üzerinde olduğunu söyleyen Tıp Öğrencisi A.B, “Kısalan muayene mühletleri ve uzayan nöbet mühletleri doktorların motivasyonunu düşürüyor. Ülkemizdeki hastanelerde bitmek bilmeyen tabibe şiddet sorunu var. Uzun çalışma saatleri de buna eklenince hastanede geçirdiğimiz her an şiddete uğrama riski artıyor” diye konuştu.
“HAKKIMIZI İSTİYORUZ”
A.B., hekimlik mesleğinin büyük fedakârlıklar gerektirdiğini anlatarak “Hekimlerin birçoğunun mesaisi akşam beşten daha sonra da devam ediyor. Asistan doktorlar bir insanın dayanma gücünün ötesinde, 36 saatlik nöbetler tutmak zorunda bırakılıyor. Dünya genelindeki birden fazla meslektaşımızdan daha ağır koşullarda çalışıyoruz ve verdiğimiz emeğe bakılırsa aldığımız fiyatlar düşük kalıyor. Sıfırdan bir hayat kurmak yeni mezun bir doktor için fazlaca sıkıntı. Fazlasını istemiyoruz hak ettiğimiz kadarını istiyoruz” sözlerini kullandı. Birçok doktorun Almanya, İngiltere ve ABD’ye gitmek istediğini belirten A.B., “Benim için sıhhat sisteminin güzel olduğu ve doktorlara paha verildiğini düşündüğüm her yer bu mesleği icra etmek için uygun lakin İngiltere’yi kendime daha yakın buluyorum” dedi
“TEHLİKEYİ GÖRÜN”
Mezun olduğunda İngiltere’de hekimlik yapmak istediğini söyleyen tıp öğrencisi C.D ise tabiplere yönelik şiddetin kanıksanmasından korktuğunu söyleyerek, ‘’Hekimlerin de insan olduğunu unutuyoruz. Tabipler, hastaların mutluluğuyla şifa buluyor. Halkımız ve bizler epeyce kıymetli öğretim üyelerimizi kaybediyoruz. Cerrahi branşlar, ağır nöbetli branşlar artık boş kalıyor. Kontenjan var ancak tercih edilmiyor. Niçin tercih edilsin ki?” tabirlerini kullandı. “Tehlikenin görülmesi şart” diyen C.D, “Yeni mezun genç tabipler de yabancı lisan kurslarına gidiyor ve yurtdışına yerleşmeyi düşünüyor. Kalmayı yeğleyenlerse yabancı lisan bilmediklerinden kalmayı tercih ediyor. Artık ortamızda en epey ‘Hangi ülkeye gitmeyi düşünüyorsunuz?’ diye konuşuyoruz” dedi.
GENÇ TABİPLER TELAŞLI
İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu da Erdoğan’ın açıklamalarının doktorlarda kırgınlık ve öfkeye niye olduğunu kaydederek, “Hekimlerin küskünlüğünün niçinleri, verilen kelamların tutulmaması, ekonomik ve toplumsal hak kayıpları, sıhhatte şiddet ve yöneticilerin hürmetsizliğidir. Bilhassa genç doktorlarda gelecek derdi bulunuyor. Uzun ve kuvvetli bir eğitim daha sonrası yaşanan bu korkular doktorların ülkeye olan itimadını azaltıyor” sözlerini kullandı.
“HER AN ŞİDDET RİSKİ VAR”
Çalışma saatlerinin olağanın fazlaca üzerinde olduğunu söyleyen Tıp Öğrencisi A.B, “Kısalan muayene mühletleri ve uzayan nöbet mühletleri doktorların motivasyonunu düşürüyor. Ülkemizdeki hastanelerde bitmek bilmeyen tabibe şiddet sorunu var. Uzun çalışma saatleri de buna eklenince hastanede geçirdiğimiz her an şiddete uğrama riski artıyor” diye konuştu.
“HAKKIMIZI İSTİYORUZ”
A.B., hekimlik mesleğinin büyük fedakârlıklar gerektirdiğini anlatarak “Hekimlerin birçoğunun mesaisi akşam beşten daha sonra da devam ediyor. Asistan doktorlar bir insanın dayanma gücünün ötesinde, 36 saatlik nöbetler tutmak zorunda bırakılıyor. Dünya genelindeki birden fazla meslektaşımızdan daha ağır koşullarda çalışıyoruz ve verdiğimiz emeğe bakılırsa aldığımız fiyatlar düşük kalıyor. Sıfırdan bir hayat kurmak yeni mezun bir doktor için fazlaca sıkıntı. Fazlasını istemiyoruz hak ettiğimiz kadarını istiyoruz” sözlerini kullandı. Birçok doktorun Almanya, İngiltere ve ABD’ye gitmek istediğini belirten A.B., “Benim için sıhhat sisteminin güzel olduğu ve doktorlara paha verildiğini düşündüğüm her yer bu mesleği icra etmek için uygun lakin İngiltere’yi kendime daha yakın buluyorum” dedi
“TEHLİKEYİ GÖRÜN”
Mezun olduğunda İngiltere’de hekimlik yapmak istediğini söyleyen tıp öğrencisi C.D ise tabiplere yönelik şiddetin kanıksanmasından korktuğunu söyleyerek, ‘’Hekimlerin de insan olduğunu unutuyoruz. Tabipler, hastaların mutluluğuyla şifa buluyor. Halkımız ve bizler epeyce kıymetli öğretim üyelerimizi kaybediyoruz. Cerrahi branşlar, ağır nöbetli branşlar artık boş kalıyor. Kontenjan var ancak tercih edilmiyor. Niçin tercih edilsin ki?” tabirlerini kullandı. “Tehlikenin görülmesi şart” diyen C.D, “Yeni mezun genç tabipler de yabancı lisan kurslarına gidiyor ve yurtdışına yerleşmeyi düşünüyor. Kalmayı yeğleyenlerse yabancı lisan bilmediklerinden kalmayı tercih ediyor. Artık ortamızda en epey ‘Hangi ülkeye gitmeyi düşünüyorsunuz?’ diye konuşuyoruz” dedi.
GENÇ TABİPLER TELAŞLI
İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu da Erdoğan’ın açıklamalarının doktorlarda kırgınlık ve öfkeye niye olduğunu kaydederek, “Hekimlerin küskünlüğünün niçinleri, verilen kelamların tutulmaması, ekonomik ve toplumsal hak kayıpları, sıhhatte şiddet ve yöneticilerin hürmetsizliğidir. Bilhassa genç doktorlarda gelecek derdi bulunuyor. Uzun ve kuvvetli bir eğitim daha sonrası yaşanan bu korkular doktorların ülkeye olan itimadını azaltıyor” sözlerini kullandı.