semaver
Active member
Dkkat çeken Marmara uyarısı: Denize girmek bir an evvel yasaklanmalı Muharrem Sarıkaya, Marmara Denizi’ndeki müsilaj problemine ait olarak, Hacettepe Üniversitesi’nde Etraf Sıhhati Bilim Kısmı uzmanlarından Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz ile yaptığı görüşmeyi aktardı.
Yavuz, Sarıkaya ile yaptığı toplantıda Marmara için yapılan araştırmada koleraya yol açan bakteri ölçüsünün çok yüksek düzeye ulaştığını ve denize bir an evvel girilmesinin yasaklanması gerektiğini söylemiş oldu.
Sarıkaya, “denize çıkma yasağı” başlıklı yazısında”Nasıl ki Koronavirüs periyodunda sokağa çıkma yasağı ile salgının insan sıhhati üstündeki etkisinin azaltılması yoluna gidildiyse Marmara Denizi için de bugünden, tıpkı vakitte vakit geçirmeden ‘denize girme yasağı’ uygulanmalı… Başlıkta şuurlu olarak ‘denize çıkma yasağı’ cümlesini kurdum, zira balık da avlanmamalı… Marmara’ya girip çıkan tüm deniz araçları şayet müsilaj yığını ile karşılaştı yahut ortasından geçtiyse sağlam bir biçimde faj diye bilinen müsilajı yiyen virüs ile yıkanmalı. Birinci defa 1729’da Adriyatik Denizi’nde rastlanılan ve 1987’den bu yana da Doğu Akdeniz’i tesiri altına alan deniz salyası aslında kirliliğin nasıl yayıldığını göstermeye yeter…” sözlerini kullandı.
Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz ile yaptığı görüşmeyi aktaran Sarıkaya, şu biçimde devam etti:
“‘İklim değişikliği önemli oranda artmasına niye oldu’ dedi. Son 30 yılda deniz salyasının artışının çarpan biçiminde yükseldiğini belirten Doç. Dr. Yavuz, Bengaldeş’te, Bengal Körfezi’nde son devir yaşanan gelişmeye dikkat çekti. Bu bölgede müsilaj ile bir arada kolera olayının patladığını belirtti ve Marmara için yapılan araştırmada da koleraya yol açan bakteri ölçüsünün çok yüksek bir sayıya ulaştığına vurgu yaptı. ötürüsıyla daha biri bitmeyen salgına bir de kolera eklenirse varın durumu siz anlayın. O niçinle Marmara’da denize girmenin bir an evvel yasaklanması taraftarı.”
Yavuz, Sarıkaya ile yaptığı toplantıda Marmara için yapılan araştırmada koleraya yol açan bakteri ölçüsünün çok yüksek düzeye ulaştığını ve denize bir an evvel girilmesinin yasaklanması gerektiğini söylemiş oldu.
Sarıkaya, “denize çıkma yasağı” başlıklı yazısında”Nasıl ki Koronavirüs periyodunda sokağa çıkma yasağı ile salgının insan sıhhati üstündeki etkisinin azaltılması yoluna gidildiyse Marmara Denizi için de bugünden, tıpkı vakitte vakit geçirmeden ‘denize girme yasağı’ uygulanmalı… Başlıkta şuurlu olarak ‘denize çıkma yasağı’ cümlesini kurdum, zira balık da avlanmamalı… Marmara’ya girip çıkan tüm deniz araçları şayet müsilaj yığını ile karşılaştı yahut ortasından geçtiyse sağlam bir biçimde faj diye bilinen müsilajı yiyen virüs ile yıkanmalı. Birinci defa 1729’da Adriyatik Denizi’nde rastlanılan ve 1987’den bu yana da Doğu Akdeniz’i tesiri altına alan deniz salyası aslında kirliliğin nasıl yayıldığını göstermeye yeter…” sözlerini kullandı.
Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz ile yaptığı görüşmeyi aktaran Sarıkaya, şu biçimde devam etti:
“‘İklim değişikliği önemli oranda artmasına niye oldu’ dedi. Son 30 yılda deniz salyasının artışının çarpan biçiminde yükseldiğini belirten Doç. Dr. Yavuz, Bengaldeş’te, Bengal Körfezi’nde son devir yaşanan gelişmeye dikkat çekti. Bu bölgede müsilaj ile bir arada kolera olayının patladığını belirtti ve Marmara için yapılan araştırmada da koleraya yol açan bakteri ölçüsünün çok yüksek bir sayıya ulaştığına vurgu yaptı. ötürüsıyla daha biri bitmeyen salgına bir de kolera eklenirse varın durumu siz anlayın. O niçinle Marmara’da denize girmenin bir an evvel yasaklanması taraftarı.”