celikci
New member
Dinmeyen Acı Gulca Katliamı
Takvimler 5 Şubat 1997’yi gösterdiğinde Çin, Doğu Türkistan’da yaşayan Türklerin dini özgürlüklerine müdahaleye kalkışınca Doğu Türkistan halkının sonuna kadar haklı olan tepkisiyle karşılaşmış ve bu tepkiler sonucunda çıkan olayları bastırmak için 400 soydaşımızı acımasızca katletmiştir. Bugün Çin tarafından gerçekleştirilen Gulca katliamının 24. yıl dönümü ve dünyanın unuttuğu bu katliamı dünyaya tekrar hatırlatmak için o gün neler yaşandığını bir kez daha gündeme taşımak istedik. Peki, Gulca katliamında neler yaşandı? Doğu Türkistan’ın en büyük şehri olan Ürümçi’den sonra ikinci büyük şehri olan Gulca’da Kadir Gecesi münasebetiyle Kur’an okunan ve ibadet yapılan bir eve Çin polisi baskın düzenleyerek kadın ve çocukları gözaltına aldı. Bu baskında gözaltına alınanların akrabaları Çin polisinden hiçbir suçu olmayan yakınlarının bir an evvel serbest bırakılmasını isteyince, Çin polisi nezaretteki üç Müslüman kadını demir çubuklarla döverek öldürdükten sonra saçlarından sürükleyerek akrabalarının önüne atınca olayların fitili ateşlenmiş oldu. Çin polisinin üç Müslüman kadını acımasızca katledip saçından sürükleyerek akrabalarının önüne atmasından sonra Gulca sokaklarına dökülen ve tek vücut olan Müslüman Türk halkı, hiçbir şiddet eylemine başvurmadan ellerinde Besmele ve Kelime-i Şehadet gibi pankartlar taşıyarak gayet barışçıl bir şekilde Çin hükümetine karşı tepkilerini dile getirmek için yürüyüş yaptılar. Niyeti sadece tepkisini dile getirerek böyle bir olayın cezasız kalmaması için Çin hükümetine mesaj göndermek olan Müslüman Türk halkı, Çin polisi tarafından provoke edilerek adeta şiddet eylemlerine zorlanınca olaylar bir anda çığırından çıktı. Çin polisi tarafından şiddet eylemlerine zorlanan Müslüman Türk halkı, daha sonra Çin hükümeti tarafından günah keçisi ilan edildi ve Çin hükümeti olayların yaşandığı Gulca kentine olayların bastırılması için çok sayıda asker sevk etti. Olayları acımasızca ve çok kanlı bir şekilde bastıran Çin güvenlik güçleri, adeta bir infaz kampanyası başlatarak olayların yaşandığı akşam ve ertesi günü 400 soydaşımızı katletti. Birçok soydaşımız ise Çin güvenlik güçlerinin orantısız şekilde olaylara müdahalesinde ağır yaralandı. Ayrıca Çin güvenlik güçleri olayların yaşandığı ilk günlerde 2 bin soydaşımızı gözaltına almıştır. Bu olaylarda Çin askerleri tarafından katledilen soydaşlarımızdan 90’ı Çin askerlerince dövülerek, 16’sı ise yine Çin askerlerince üzerlerine sıkılan tazyikli su nedeniyle havanın soğuk olmasından dolayı donarak şehit düşmüştür. 294 soydaşımız ise Çin askerleri tarafından açılan ateş sonrası vücutlarına isabet eden kurşunlarla şehit düşmüştür. Bu olaylar neticesinde binlerce Müslüman Türk, Çin hükümeti tarafından idam edilmek suretiyle şehit edilmiş, yaklaşık yüz bin Müslüman Türk ise tutuklanmıştır. Gulca katliamı milli bir direniştir. Soydaşlarımızın anayurdunda gördüğü zulümdür. Bu zulmü gerçekleştiren zalim Çin, dünyada ne yazık ki mazlum ve masum taraf olarak gösterilmeye çalışılmıştır. Zalim Çin’in bu zulmünü gelin hep beraber dünyaya bu katliamın yıl dönümünde bir kez daha hep beraber haykıralım. Unutmayalım ve unutturmayalım. Unutmak aynı zamanda tükenmektir. Gulca katliamı, Başbağlar katliamı ile aynı tarihe denk gelmektedir. Hem Gulca katliamında, hem de Başbağlar katliamında hayatını kaybeden tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
ALINTIDIR
Takvimler 5 Şubat 1997’yi gösterdiğinde Çin, Doğu Türkistan’da yaşayan Türklerin dini özgürlüklerine müdahaleye kalkışınca Doğu Türkistan halkının sonuna kadar haklı olan tepkisiyle karşılaşmış ve bu tepkiler sonucunda çıkan olayları bastırmak için 400 soydaşımızı acımasızca katletmiştir. Bugün Çin tarafından gerçekleştirilen Gulca katliamının 24. yıl dönümü ve dünyanın unuttuğu bu katliamı dünyaya tekrar hatırlatmak için o gün neler yaşandığını bir kez daha gündeme taşımak istedik. Peki, Gulca katliamında neler yaşandı? Doğu Türkistan’ın en büyük şehri olan Ürümçi’den sonra ikinci büyük şehri olan Gulca’da Kadir Gecesi münasebetiyle Kur’an okunan ve ibadet yapılan bir eve Çin polisi baskın düzenleyerek kadın ve çocukları gözaltına aldı. Bu baskında gözaltına alınanların akrabaları Çin polisinden hiçbir suçu olmayan yakınlarının bir an evvel serbest bırakılmasını isteyince, Çin polisi nezaretteki üç Müslüman kadını demir çubuklarla döverek öldürdükten sonra saçlarından sürükleyerek akrabalarının önüne atınca olayların fitili ateşlenmiş oldu. Çin polisinin üç Müslüman kadını acımasızca katledip saçından sürükleyerek akrabalarının önüne atmasından sonra Gulca sokaklarına dökülen ve tek vücut olan Müslüman Türk halkı, hiçbir şiddet eylemine başvurmadan ellerinde Besmele ve Kelime-i Şehadet gibi pankartlar taşıyarak gayet barışçıl bir şekilde Çin hükümetine karşı tepkilerini dile getirmek için yürüyüş yaptılar. Niyeti sadece tepkisini dile getirerek böyle bir olayın cezasız kalmaması için Çin hükümetine mesaj göndermek olan Müslüman Türk halkı, Çin polisi tarafından provoke edilerek adeta şiddet eylemlerine zorlanınca olaylar bir anda çığırından çıktı. Çin polisi tarafından şiddet eylemlerine zorlanan Müslüman Türk halkı, daha sonra Çin hükümeti tarafından günah keçisi ilan edildi ve Çin hükümeti olayların yaşandığı Gulca kentine olayların bastırılması için çok sayıda asker sevk etti. Olayları acımasızca ve çok kanlı bir şekilde bastıran Çin güvenlik güçleri, adeta bir infaz kampanyası başlatarak olayların yaşandığı akşam ve ertesi günü 400 soydaşımızı katletti. Birçok soydaşımız ise Çin güvenlik güçlerinin orantısız şekilde olaylara müdahalesinde ağır yaralandı. Ayrıca Çin güvenlik güçleri olayların yaşandığı ilk günlerde 2 bin soydaşımızı gözaltına almıştır. Bu olaylarda Çin askerleri tarafından katledilen soydaşlarımızdan 90’ı Çin askerlerince dövülerek, 16’sı ise yine Çin askerlerince üzerlerine sıkılan tazyikli su nedeniyle havanın soğuk olmasından dolayı donarak şehit düşmüştür. 294 soydaşımız ise Çin askerleri tarafından açılan ateş sonrası vücutlarına isabet eden kurşunlarla şehit düşmüştür. Bu olaylar neticesinde binlerce Müslüman Türk, Çin hükümeti tarafından idam edilmek suretiyle şehit edilmiş, yaklaşık yüz bin Müslüman Türk ise tutuklanmıştır. Gulca katliamı milli bir direniştir. Soydaşlarımızın anayurdunda gördüğü zulümdür. Bu zulmü gerçekleştiren zalim Çin, dünyada ne yazık ki mazlum ve masum taraf olarak gösterilmeye çalışılmıştır. Zalim Çin’in bu zulmünü gelin hep beraber dünyaya bu katliamın yıl dönümünde bir kez daha hep beraber haykıralım. Unutmayalım ve unutturmayalım. Unutmak aynı zamanda tükenmektir. Gulca katliamı, Başbağlar katliamı ile aynı tarihe denk gelmektedir. Hem Gulca katliamında, hem de Başbağlar katliamında hayatını kaybeden tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
ALINTIDIR