semaver
Active member
Din, iktidar ve cinsel yönelim… Paul Verhoeven (1938) ibretlik bir ortaçağ hikayesi anlatıyor. Yaşanmış olaylara, akademik araştırmacı ciddiyetiyle eğilen bir kitaptan yola çıkarak uyarlanan senaryo enfes. Ortaya çıkan sinema ise müthiş! Sınıflandırılması sıkıntı, şık bir sinemasal inci tahminen de… Rahibe “Benedetta”nın, gelecek cumartesi akşamı “azizlik” mertebesine yükseltileceğine inananlara katılmamak sıkıntı…
İtalya’nın küçük bir kasabasında bulunan manastıra, daha çocukken varlıklı ailesi tarafınca emanet edilen Benedetta, 70 yaşında ölene dek o manastırda kalmıştır. Lakin inişli çıkışlı, epey renkli, iz bırakan bir ömürdür onunki…
İsa ile irtibat… Genç rahibeyle bağ…
İsa ile sık sık bağlantıya geçtiğine inanılan Benedetta, vakit zaman çarmıha gerilmenin doğurduğu derin yara izlerini vücudunda taşır; hatta bir gün ölüp dirilme mucizesini bile yaşatır etrafındakilere… Katolik hiyerarşi ortasında süratle yükseldikten daha sonrasında da manastıra alınmasını sağladığı cazip genç rahibeyle “yasak” cinsel bağda bulunduğu; üstelik bir ucu cinsel uzuv biçiminde yontulmuş tahtadan Meryem Ana heykelciğiyle mastürbasyon yapmakla suçlananınca, sevgilisiyle birlikte kuvvetli Katolik kilisesinin gaddar yargıçları (din adamları!) önüne çıkarılır. Çeşitli baskı ve azaptan daha sonra, kasaba meydanında yakılmaya mahkûm edilen Benedetta, son anda kendisine inanan halkın ayaklanmasıyla alevlerden kurtulur. Engizisyon zihniyetinin temsilcisi Floransa kardinali ve korucuları linç edilirler. esasen ortalığı kasıp kavuran vebaya yakalanmışlardır bu ortada… İktidar hengamesinden mucize yapıtı galip çıkan Benedetta’nın kasaba halkını o periyot veba pandemisinden koruduğuna inanılır…
Sevgilisinin bir arada kaçıp tutkunlarını özgürce yaşama teklifini tereddüt etmeden geri çeviren Benedetta’nın iktidar hırsı, cinsel dürtüsünden daha kuvvetlidür. hayatının sonuna dek kalıp yöneteceği, kuşkusuz yeni tutkular yaşayacağı manastıra geri döner…
Otuz yıl kadar evvel Hollywood imali “Basic Instinct” ile ismi öne çıkan Hollandalı direktör, bu sefer biri Yunan kökenli (Daphné Patakia) başkası Fransız (Virginie Efira) başarılı genç bayan oyuncularla, Fransızca çektiği “Benedetta” ile yavaşça göründüğü kadar ağır ve derinlikli, hayli katmanlı bir başyapıt imzalamış.
Din-iktidar-para üçgeninin, her periyotta ve her coğrafyada niye olduğu yıkımlara, son derece doğal, ince, yer yer de alaycı taşlamalarla dikkatimizi çekiyor.
Her kıtada, farklı dinî inançların sömürülerek çıkarcı siyasetlere alet edildiği bütün ülkelerde, kalabalıkların izlemesinde epey fayda olan bir sinema…
İtalya’nın küçük bir kasabasında bulunan manastıra, daha çocukken varlıklı ailesi tarafınca emanet edilen Benedetta, 70 yaşında ölene dek o manastırda kalmıştır. Lakin inişli çıkışlı, epey renkli, iz bırakan bir ömürdür onunki…
İsa ile irtibat… Genç rahibeyle bağ…
İsa ile sık sık bağlantıya geçtiğine inanılan Benedetta, vakit zaman çarmıha gerilmenin doğurduğu derin yara izlerini vücudunda taşır; hatta bir gün ölüp dirilme mucizesini bile yaşatır etrafındakilere… Katolik hiyerarşi ortasında süratle yükseldikten daha sonrasında da manastıra alınmasını sağladığı cazip genç rahibeyle “yasak” cinsel bağda bulunduğu; üstelik bir ucu cinsel uzuv biçiminde yontulmuş tahtadan Meryem Ana heykelciğiyle mastürbasyon yapmakla suçlananınca, sevgilisiyle birlikte kuvvetli Katolik kilisesinin gaddar yargıçları (din adamları!) önüne çıkarılır. Çeşitli baskı ve azaptan daha sonra, kasaba meydanında yakılmaya mahkûm edilen Benedetta, son anda kendisine inanan halkın ayaklanmasıyla alevlerden kurtulur. Engizisyon zihniyetinin temsilcisi Floransa kardinali ve korucuları linç edilirler. esasen ortalığı kasıp kavuran vebaya yakalanmışlardır bu ortada… İktidar hengamesinden mucize yapıtı galip çıkan Benedetta’nın kasaba halkını o periyot veba pandemisinden koruduğuna inanılır…
Sevgilisinin bir arada kaçıp tutkunlarını özgürce yaşama teklifini tereddüt etmeden geri çeviren Benedetta’nın iktidar hırsı, cinsel dürtüsünden daha kuvvetlidür. hayatının sonuna dek kalıp yöneteceği, kuşkusuz yeni tutkular yaşayacağı manastıra geri döner…
Otuz yıl kadar evvel Hollywood imali “Basic Instinct” ile ismi öne çıkan Hollandalı direktör, bu sefer biri Yunan kökenli (Daphné Patakia) başkası Fransız (Virginie Efira) başarılı genç bayan oyuncularla, Fransızca çektiği “Benedetta” ile yavaşça göründüğü kadar ağır ve derinlikli, hayli katmanlı bir başyapıt imzalamış.
Din-iktidar-para üçgeninin, her periyotta ve her coğrafyada niye olduğu yıkımlara, son derece doğal, ince, yer yer de alaycı taşlamalarla dikkatimizi çekiyor.
Her kıtada, farklı dinî inançların sömürülerek çıkarcı siyasetlere alet edildiği bütün ülkelerde, kalabalıkların izlemesinde epey fayda olan bir sinema…