Emekli Tümamiral Cihat Yaycı, yaklaşık iki yıl evvel Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı vazifesinden alınıp Genelkurmay Başkanlığı buyruğuna verildi. Bunun akabinde istifa eden Cihat Yaycı, “Apar topar ayrılışımın yapılmasının emredilmesi onurumu fazlası ile örselemiştir” sözlerini kullandı. Cihat Yaycı’yı istifaya götüren evrakın detayları ortaya çıktı.
Sözcü gazetesi muharriri Aytunç Erkin, bugünkü yazısında, Ulusal Savunma Bakanlığı’nın “ihaleye fesat karıştırmaktan” savcılığa gönderdiği 1400 sayfalık soruşturma belgesinin detaylarını kaleme aldı.
Aytunç Erkin, “Üzgünüm… İstifa sebebim ortaya çıktı” başlıklı yazısında, bu soruşturma kapsamında Cihat Yaycı’nın tabir verdiğini belirtti.
İSTİFAYA GÖTÜREN SORUŞTURMA
Cihat Yaycı’nın 18 Mayıs 2020’de istifa ettiğini belirten Aytunç Erkin, istifa dilekçesindeki şu satırları hatırlattı:
“Bilasebep ve mesnetten mahrum olduğunu düşündüğüm (Fetövari kumpasları çağrıştırırcasına) münasebetlerle emre alınmanın yanı sıra, apar topar ayrılışımın yapılmasının emredilmesi onurumu çoku ile örselemiştir.”
Aytunç Erkin, “O periyot Yaycı’yı istifaya götüren sürecin en değerli dinamiği bir ‘ihale’ydi” diyerek detayları şu biçimde anlattı:
“İddiaya göre, Cihat Yaycı’nın savcılığa sevk edildiği belgenin konusu güdüm telinin muayenesi. (Teknik bir bilgi vereyim: Su altından torpido atan gemilerde, torpidoyu maksadına yönlendiren, onları güdümleyen bir tel var. Torpido ateşlendiğinde o telle gayeye yönlendiriliyor. Bir ucu atış yapılan gemide olan tek kullanımlık tel, torpido gayesini vurduğunda kopuyor.)
Devam edelim…
2019 yılında ihaleyi almış ve parası ödenmiş firma muayene sürecinden şikayetçi oluyor ve kendisine zorluk çıkartıldığını söylüyor. Ulusal Savunma Bakanlığı (MSB) Teftiş Heyeti soruşturma açıyor. bir daha argümana göre, Deniz Kuvvetleri Kumandanı onayıyla yapılmış bulunmasına karşın Yaycı soruşturmaya dahil ediliyor. Yaycı ‘ihaleye fesat karıştırmaktan’ savcılığa MSB onayı ile sevk ediliyor. Bu evrak üzerinden Cihat Yaycı’nın vazife yerinin değiştirildiği ve istifa ettiği öne sürüldü.”
YEDİ SAYFALIK SÖZ
2019’da açılan soruşturmayla ilgili geçen hafta Cihat Yaycı’nın söz verdiğini belirten Aytunç Erkin, Cihat Yaycı’nın kelamlarını şu biçimde aktardı:
“Geçen hafta Ulusal Savunma Bakanlığı’nın talimatı üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Askeri Kabahatler Soruşturma Ofisi’ne yedi sayfalık bir söz gönderdim. Ben bu güdüm teliyle ilgili belgeyi okumamıştım. Zira, dahlim ve bilgim yok diye düşündüm hep! Ancak… Gördüm ki, beni itibarsızlaştırmak ve Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı bakılırsavinden aldırmak hedefiyle Ulusal Savunma Bakanlığı Teftiş Konseyi Başkanlığı’nca düzenlenen 10 Nisan 2020 tarihindeki ve 2019/22 sayılı inceleme raporunda üzerime atılan tez kapsamında çalışma yapılmış. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ortadan neredeyse 2 yıl geçtikten daha sonra 14 Aralık 2021 tarihindeki yazısı ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan ve her niçinse ‘oldukca çabuk olarak’ sözümün alınmasını talep etmiş.”
MSB TEFTİŞ ŞURASI’NIN BELGESİ
Cihat Yaycı bu ihale evrakını birinci nerede gördüğünü de şu sözlerle anlattı:
“İki sene evvelki malum soruşturma için (800 bin liralık bir ihale) Ulusal Savunma Bakanlığı (MSB) benden bir daha tabir istedi. Çünkü Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na hata duyurusunda bulunmuşlardı lakin savcılık ne iddianame düzenledi ne de KYOK (Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar) verdi. Bu iki yıllık müddette de kanun değişti, amirallerin yargılamasının Yargıtay’da yapılacağı düzenlendi. Evrak, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafınca yetkisizlik sonucu ile nihayet 1-2 ay evvel Yargıtay’a gönderilmiş. Yargıtay Başsavcılığı da soruşturmanın eksik yapıldığı ve benim sözümün olmadığını münasebet göstererek, sözümün alınmasını, eksikliğin giderilip soruşturma müsaadesinin ona göre verilmesini ve verilirse kendisine gönderilmesini istemiş. MSB, benim yerime atanan Kurmay Lideri’ni incelemeci olarak tefrik etmiş ve onun imzası ile İstanbul’dan sözümün alınması istenmiş. Nihayetinde bin bir zorlukla belgeyi istediğimde gördüm ki… Evrak bir CD ortasında avukatıma 24 Ocak 2022 tarihinde ulaştırıldı. MSB tarafınca yaklaşık 1400 sayfalık bir belge oluşturulmuş. Belgeyi birinci kez okudum ve ne kadar haksızlıkla karşılaştığımı anladım. Avukatlarıma danışarak tabirimi büyük bir ıstırap ile ve emsalsiz haksızlığa uğramanın acısıyla hazırladım. Belgeyi okuyunca gördüm ki hususun benimle uzaktan yakından alakası yok ve alaka da kurulamadığı biçimde misyondan alınmam ve savcılığa cürüm duyurusunda bulunulması MSB Teftiş Konseyi tarafınca istenmiş.”
“BANA KABAHAT OLARAK DÖNDÜ”
Tümamiral Cihat Yaycı şaşkın ve üzgün olduğunu belirterek kelamlarını şu biçimde sonlandırdı:
“800 bin liralık ihalede kamu faydasını düşündüğüm için, ‘Şartnameye uygun olmayan hiç bir mal alınmayacak. Kamu ziyanına yol açılmayacak. Muayene kurulu üyelerine baskı yapılmayacak. Bilakis kanuna ters hareket edenler hakkında yasal süreç yapılacaktır’ demiştim. Bu talimatlarım ‘yerli ve ulusal firmaya zorluk çıkarmak’ biçiminde bana kabahat olarak dönmüş. Evraktaki çabucak her söz benim ‘komisyon üyelerine baskı yapılmasın’ diye talimat verdiğimi kanıtlıyor. Baskı yapan da şu anda nazaranvde olan birisi. İki buçuk yıldır nasıl devletin hakkını korurken hatalı duruma düşürülmeye çalışıldığım ve vazifeden alınıp, nasıl istifa ettiğimi, bir defa daha büyük hüzünle bu belgeyle öğrendim. Şahıslar gelip geçicidir, devlet bakidir.”
Sözcü gazetesi muharriri Aytunç Erkin, bugünkü yazısında, Ulusal Savunma Bakanlığı’nın “ihaleye fesat karıştırmaktan” savcılığa gönderdiği 1400 sayfalık soruşturma belgesinin detaylarını kaleme aldı.
Aytunç Erkin, “Üzgünüm… İstifa sebebim ortaya çıktı” başlıklı yazısında, bu soruşturma kapsamında Cihat Yaycı’nın tabir verdiğini belirtti.
İSTİFAYA GÖTÜREN SORUŞTURMA
Cihat Yaycı’nın 18 Mayıs 2020’de istifa ettiğini belirten Aytunç Erkin, istifa dilekçesindeki şu satırları hatırlattı:
“Bilasebep ve mesnetten mahrum olduğunu düşündüğüm (Fetövari kumpasları çağrıştırırcasına) münasebetlerle emre alınmanın yanı sıra, apar topar ayrılışımın yapılmasının emredilmesi onurumu çoku ile örselemiştir.”
Aytunç Erkin, “O periyot Yaycı’yı istifaya götüren sürecin en değerli dinamiği bir ‘ihale’ydi” diyerek detayları şu biçimde anlattı:
“İddiaya göre, Cihat Yaycı’nın savcılığa sevk edildiği belgenin konusu güdüm telinin muayenesi. (Teknik bir bilgi vereyim: Su altından torpido atan gemilerde, torpidoyu maksadına yönlendiren, onları güdümleyen bir tel var. Torpido ateşlendiğinde o telle gayeye yönlendiriliyor. Bir ucu atış yapılan gemide olan tek kullanımlık tel, torpido gayesini vurduğunda kopuyor.)
Devam edelim…
2019 yılında ihaleyi almış ve parası ödenmiş firma muayene sürecinden şikayetçi oluyor ve kendisine zorluk çıkartıldığını söylüyor. Ulusal Savunma Bakanlığı (MSB) Teftiş Heyeti soruşturma açıyor. bir daha argümana göre, Deniz Kuvvetleri Kumandanı onayıyla yapılmış bulunmasına karşın Yaycı soruşturmaya dahil ediliyor. Yaycı ‘ihaleye fesat karıştırmaktan’ savcılığa MSB onayı ile sevk ediliyor. Bu evrak üzerinden Cihat Yaycı’nın vazife yerinin değiştirildiği ve istifa ettiği öne sürüldü.”
YEDİ SAYFALIK SÖZ
2019’da açılan soruşturmayla ilgili geçen hafta Cihat Yaycı’nın söz verdiğini belirten Aytunç Erkin, Cihat Yaycı’nın kelamlarını şu biçimde aktardı:
“Geçen hafta Ulusal Savunma Bakanlığı’nın talimatı üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Askeri Kabahatler Soruşturma Ofisi’ne yedi sayfalık bir söz gönderdim. Ben bu güdüm teliyle ilgili belgeyi okumamıştım. Zira, dahlim ve bilgim yok diye düşündüm hep! Ancak… Gördüm ki, beni itibarsızlaştırmak ve Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı bakılırsavinden aldırmak hedefiyle Ulusal Savunma Bakanlığı Teftiş Konseyi Başkanlığı’nca düzenlenen 10 Nisan 2020 tarihindeki ve 2019/22 sayılı inceleme raporunda üzerime atılan tez kapsamında çalışma yapılmış. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ortadan neredeyse 2 yıl geçtikten daha sonra 14 Aralık 2021 tarihindeki yazısı ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan ve her niçinse ‘oldukca çabuk olarak’ sözümün alınmasını talep etmiş.”
MSB TEFTİŞ ŞURASI’NIN BELGESİ
Cihat Yaycı bu ihale evrakını birinci nerede gördüğünü de şu sözlerle anlattı:
“İki sene evvelki malum soruşturma için (800 bin liralık bir ihale) Ulusal Savunma Bakanlığı (MSB) benden bir daha tabir istedi. Çünkü Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na hata duyurusunda bulunmuşlardı lakin savcılık ne iddianame düzenledi ne de KYOK (Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar) verdi. Bu iki yıllık müddette de kanun değişti, amirallerin yargılamasının Yargıtay’da yapılacağı düzenlendi. Evrak, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafınca yetkisizlik sonucu ile nihayet 1-2 ay evvel Yargıtay’a gönderilmiş. Yargıtay Başsavcılığı da soruşturmanın eksik yapıldığı ve benim sözümün olmadığını münasebet göstererek, sözümün alınmasını, eksikliğin giderilip soruşturma müsaadesinin ona göre verilmesini ve verilirse kendisine gönderilmesini istemiş. MSB, benim yerime atanan Kurmay Lideri’ni incelemeci olarak tefrik etmiş ve onun imzası ile İstanbul’dan sözümün alınması istenmiş. Nihayetinde bin bir zorlukla belgeyi istediğimde gördüm ki… Evrak bir CD ortasında avukatıma 24 Ocak 2022 tarihinde ulaştırıldı. MSB tarafınca yaklaşık 1400 sayfalık bir belge oluşturulmuş. Belgeyi birinci kez okudum ve ne kadar haksızlıkla karşılaştığımı anladım. Avukatlarıma danışarak tabirimi büyük bir ıstırap ile ve emsalsiz haksızlığa uğramanın acısıyla hazırladım. Belgeyi okuyunca gördüm ki hususun benimle uzaktan yakından alakası yok ve alaka da kurulamadığı biçimde misyondan alınmam ve savcılığa cürüm duyurusunda bulunulması MSB Teftiş Konseyi tarafınca istenmiş.”
“BANA KABAHAT OLARAK DÖNDÜ”
Tümamiral Cihat Yaycı şaşkın ve üzgün olduğunu belirterek kelamlarını şu biçimde sonlandırdı:
“800 bin liralık ihalede kamu faydasını düşündüğüm için, ‘Şartnameye uygun olmayan hiç bir mal alınmayacak. Kamu ziyanına yol açılmayacak. Muayene kurulu üyelerine baskı yapılmayacak. Bilakis kanuna ters hareket edenler hakkında yasal süreç yapılacaktır’ demiştim. Bu talimatlarım ‘yerli ve ulusal firmaya zorluk çıkarmak’ biçiminde bana kabahat olarak dönmüş. Evraktaki çabucak her söz benim ‘komisyon üyelerine baskı yapılmasın’ diye talimat verdiğimi kanıtlıyor. Baskı yapan da şu anda nazaranvde olan birisi. İki buçuk yıldır nasıl devletin hakkını korurken hatalı duruma düşürülmeye çalışıldığım ve vazifeden alınıp, nasıl istifa ettiğimi, bir defa daha büyük hüzünle bu belgeyle öğrendim. Şahıslar gelip geçicidir, devlet bakidir.”