semaver
Active member
Cari fazla 3.2 milyar dolar, çevrilmesi gereken borç 170 milyar dolar İktidar “düşük faiz, yüksek kur” siyasetiyle iktisatta tüm hesapları cari fazla üzerine yapıyor. Buna rağmen dolar arttıkça Türkiye’nin borç meblağı da artıyor. Cari süreçler ekimde 3.2 milyar dolar fazla verdi. Geçen yılın ocak-ekim devrinde 28.6 milyar dolar olan cari süreçler açığı ise bu yıl 8.4 milyar dolara kadar geriledi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) haftalık iktisat raporunda bu sayıları kıymetlendirdi. İktidarın yeni ekonomik modelle TL’nin bedelini özgür düşüşe bırakıp cari süreçler fazlası vererek enflasyonun ve döviz kurunun dengeleneceğini ileri sürdüğüne dikkat çekilen raporda, şu vurgu yapıldı:
“TL’ye yüzde 60’a yakın oranda kıymet kaybettirilerek yabancı sermayenin kaçışını hızlandırarak ve enflasyonun süratle yükselerek fakirleşmeyi epey artırması” karşılığında verilen cari süreç fazlası Türkiye’nin döviz muhtaçlığını tümüyle karşılamaktan uzaktır.”
Türkiye’nin gelecek 12 aylık devirde 170 milyar dolarlık dış borç ödeme yükümlülüğü bulunduğuna işaret edilen raporda, “Vatandaşların tasarruflarını TL yerine döviz ve altına yönlendirmesi, yurtdışına sermaye kaçışının sürmesi, dövize olan talebi aylık 2-3 milyar dolarlık cari fazlayla karşılanamayacak ölçüde artırıyor” denildi.
Rapora nazaran, Türkiye’nin gelecek 12 aylık periyotta vadesi dolacak olan 170.3 milyar dolarlık dış borçlarının 5.8 milyar dolarlık kısmını Hazine, 514 milyon dolarını lokal idareler, 28.9 milyar dolarını kamu bankaları, 198 milyon dolarını da KİT’ler üstlenecek. 26.1 milyar dolarlık kısmı ise Merkez Bankası’na ilişkin.
ÖZEL KESİMİN BORCU 237 MİLYAR DOLAR
Özel kesimin uzun ve kısa vadeli dış borçları ise bu yılın birinci 10 aylık devrinde 4 milyar dolar artarak 236.9 milyar dolara kadar yükseldi. Bölümün uzun vadeli dış borçları 1.8 milyar dolar azalarak 161.4 milyar dolara gerilerken kısa vadeli dış borçlarında ise 5.8 milyar dolarlık artış kaydedildi. Uzun vadeli dış borçların 64.7 milyar doları finans bölümüne, 96.8 milyar doları ise gerçek bölüme ilişkin bulunuyor. Ocak-ekim devrinde finans dalının borcunda 6.2 milyar dolarlık azalış, gerçek kesimin borçlarında ise 4.4 milyar dolarlık artış yaşandı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) haftalık iktisat raporunda bu sayıları kıymetlendirdi. İktidarın yeni ekonomik modelle TL’nin bedelini özgür düşüşe bırakıp cari süreçler fazlası vererek enflasyonun ve döviz kurunun dengeleneceğini ileri sürdüğüne dikkat çekilen raporda, şu vurgu yapıldı:
“TL’ye yüzde 60’a yakın oranda kıymet kaybettirilerek yabancı sermayenin kaçışını hızlandırarak ve enflasyonun süratle yükselerek fakirleşmeyi epey artırması” karşılığında verilen cari süreç fazlası Türkiye’nin döviz muhtaçlığını tümüyle karşılamaktan uzaktır.”
Türkiye’nin gelecek 12 aylık devirde 170 milyar dolarlık dış borç ödeme yükümlülüğü bulunduğuna işaret edilen raporda, “Vatandaşların tasarruflarını TL yerine döviz ve altına yönlendirmesi, yurtdışına sermaye kaçışının sürmesi, dövize olan talebi aylık 2-3 milyar dolarlık cari fazlayla karşılanamayacak ölçüde artırıyor” denildi.
Rapora nazaran, Türkiye’nin gelecek 12 aylık periyotta vadesi dolacak olan 170.3 milyar dolarlık dış borçlarının 5.8 milyar dolarlık kısmını Hazine, 514 milyon dolarını lokal idareler, 28.9 milyar dolarını kamu bankaları, 198 milyon dolarını da KİT’ler üstlenecek. 26.1 milyar dolarlık kısmı ise Merkez Bankası’na ilişkin.
ÖZEL KESİMİN BORCU 237 MİLYAR DOLAR
Özel kesimin uzun ve kısa vadeli dış borçları ise bu yılın birinci 10 aylık devrinde 4 milyar dolar artarak 236.9 milyar dolara kadar yükseldi. Bölümün uzun vadeli dış borçları 1.8 milyar dolar azalarak 161.4 milyar dolara gerilerken kısa vadeli dış borçlarında ise 5.8 milyar dolarlık artış kaydedildi. Uzun vadeli dış borçların 64.7 milyar doları finans bölümüne, 96.8 milyar doları ise gerçek bölüme ilişkin bulunuyor. Ocak-ekim devrinde finans dalının borcunda 6.2 milyar dolarlık azalış, gerçek kesimin borçlarında ise 4.4 milyar dolarlık artış yaşandı.