Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca, son 3 yılda 61 milyon kişinin hudut sistemi ilacı, 12.3 milyon kişinin de antidepresan ilaç kullandığını deklare etti.
CHP Balıkesir Milletvekili Dr. Fikret Şahin’in yazılı soru önergesini yanıtlayan Bakan Koca, 2017 ile 2020 yılları içinde 15 milyon 405 bin kişinin psikiyatri kliniklerine başvurduğunu, yalnızca Covid-19 salgınının birinci yılında bu kliniklere başvuran kişi sayısının 5 milyon 100 bini bulduğunu deklare etti. Sözcü’den Erdoğan Süzer’in haberine bakılırsa resmi datalar, Türkiye’de yaklaşık her 3 bireyden 1’inin hudut ilaçlarıyla ayakta kalmaya çalıştığını ortaya koydu.
Koca’dan gelen bilgileri kıymetlendiren Dr. Şahin, psikiyatri kliniklerine müracaat ve antidepresan kullanmasında Cumhuriyet tarihinin en yüksek sayılarına ulaşıldığını söylemiş oldu.
Bu durumu daha evvel gazeteci müellif Soner Yalçın, Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıkan Kara Kutu kitabında ve açıklamıştı.
Yalçın bahisle ilgili şunları kaleme almıştı:
Rockefeller’a göre psikiyatri “zihinsel hijyen” idi!
Türkiye’de tıp müfredatını hazırlayan Rockefeller takımından Dr. Alan Gregg (1890-1957), yirmi yıl Rockefeller Vakfı’nın Tıp Bilimleri Anabilim Kısmı Başkanlığı’nı yaptı.
Rockefeller’ın psikiyatri stratejisini hayata geçirdi:
– 1931-1944 yılları içinde tıp fakültelerine psikiyatriyi müfredata aldırdı… (Ülkemizde psikiyatri kısmı birinci sefer -Rockefeller parasıyla kurulan- Ankara Üniversitesi çatısı altında 1945 yılında açıldı.)
– 1940’larda anahtar araştırma merkezleri inşa etti…
– Hastaneleri, okulları, mahkemeleri ve toplumsal hizmetleri psikiyatrinin uygulama alanlarına soktu…
Dr. Gregg ilaçlara katkılarından dolayı Lasker Mükafatı aldı.
Ve psikiyatri tahsilinin “beyni” ABD oldu. Yarattığı “tanı enflasyonuyla” dünyada antidepresan satışını artırdı.
örneğin… Türkiye’de, 2000 yılında 11 milyon kutu antidepresan kullanılıyordu. Bu sayı 2018 yılında 55 milyon kutu oldu.
Bu ilaçların yan tesiri nedir? Hiç mi tartışmayalım? Kapitalist tıp anlayışını hiç mi sorgulamayalım?
Türkiye’de günde 10 kişi intihar ediyor!
Bu toplumsal ruhsal yara üzerine durmak gerekmiyor mu? İnsanı-insanlığı kimler yıkıma gdolayıyor?
Sıkıntının ekonomik boyutunu konuşmalıyız.
Sorunun siyasal-kültürel tarafını konuşmalıyız.
Lakin.
Kuşkusuz sorunun tıbbi boyutunu da konuşmalıyız.
CHP Balıkesir Milletvekili Dr. Fikret Şahin’in yazılı soru önergesini yanıtlayan Bakan Koca, 2017 ile 2020 yılları içinde 15 milyon 405 bin kişinin psikiyatri kliniklerine başvurduğunu, yalnızca Covid-19 salgınının birinci yılında bu kliniklere başvuran kişi sayısının 5 milyon 100 bini bulduğunu deklare etti. Sözcü’den Erdoğan Süzer’in haberine bakılırsa resmi datalar, Türkiye’de yaklaşık her 3 bireyden 1’inin hudut ilaçlarıyla ayakta kalmaya çalıştığını ortaya koydu.
Koca’dan gelen bilgileri kıymetlendiren Dr. Şahin, psikiyatri kliniklerine müracaat ve antidepresan kullanmasında Cumhuriyet tarihinin en yüksek sayılarına ulaşıldığını söylemiş oldu.
Bu durumu daha evvel gazeteci müellif Soner Yalçın, Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıkan Kara Kutu kitabında ve açıklamıştı.
Yalçın bahisle ilgili şunları kaleme almıştı:
Rockefeller’a göre psikiyatri “zihinsel hijyen” idi!
Türkiye’de tıp müfredatını hazırlayan Rockefeller takımından Dr. Alan Gregg (1890-1957), yirmi yıl Rockefeller Vakfı’nın Tıp Bilimleri Anabilim Kısmı Başkanlığı’nı yaptı.
Rockefeller’ın psikiyatri stratejisini hayata geçirdi:
– 1931-1944 yılları içinde tıp fakültelerine psikiyatriyi müfredata aldırdı… (Ülkemizde psikiyatri kısmı birinci sefer -Rockefeller parasıyla kurulan- Ankara Üniversitesi çatısı altında 1945 yılında açıldı.)
– 1940’larda anahtar araştırma merkezleri inşa etti…
– Hastaneleri, okulları, mahkemeleri ve toplumsal hizmetleri psikiyatrinin uygulama alanlarına soktu…
Dr. Gregg ilaçlara katkılarından dolayı Lasker Mükafatı aldı.
Ve psikiyatri tahsilinin “beyni” ABD oldu. Yarattığı “tanı enflasyonuyla” dünyada antidepresan satışını artırdı.
örneğin… Türkiye’de, 2000 yılında 11 milyon kutu antidepresan kullanılıyordu. Bu sayı 2018 yılında 55 milyon kutu oldu.
Bu ilaçların yan tesiri nedir? Hiç mi tartışmayalım? Kapitalist tıp anlayışını hiç mi sorgulamayalım?
Türkiye’de günde 10 kişi intihar ediyor!
Bu toplumsal ruhsal yara üzerine durmak gerekmiyor mu? İnsanı-insanlığı kimler yıkıma gdolayıyor?
Sıkıntının ekonomik boyutunu konuşmalıyız.
Sorunun siyasal-kültürel tarafını konuşmalıyız.
Lakin.
Kuşkusuz sorunun tıbbi boyutunu da konuşmalıyız.