Sabah müellifi Hilal Kaplan, Türkiye’nin birinci başörtülü teğmeni Şule Şahbaz ile Kıyı Güvenlik Komutanlığı’nda görüştü. Şule Şahbaz’ı gördüğünde hayli duygulandığını belirten Kaplan, “‘İyi ki Kovid kısıtlamaları var’ dediğim tek andı herbiçimde; sarılsaydık oturup ağlardım tahminen… Şule üzere genç kızlarımız rahatça okuyup çalışabilsin, kendilerini gerçekleştirsin diye milyonların çektiği zahmet, akıttığı gözyaşları geldi aklıma” sözlerini kullandı.
Röportajda polis bir babanın kızı, üsteğmen bir ağabeyin kardeşi olduğunu söyleyen Şule Şahbaz, pedagojik formasyon yaptıktan daha sonra Kıyı Güvenlik Komutanlığı’nın imtihanlarında başarılı olduğunu ve bu anı ömrü boyunca unutamayacağını söylemiş oldu.
Mezuniyet günü diplomayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden almanın fazlaca bedelli olduğunu belirten Teğmen Şahbaz, ” Diplomamı alırken yaşadığım hisler tahminen de ender yaşanılacak duygulardandı. O an aileme bakma bahtını yakaladım, yüzlerindeki gururu gördüm, bu anı görmek ve Sayın Cumhurbaşkanımızın hoş dilekleriyle bir arada diplomamı almak benim için fazlaca değerliydi” tabirlerini kullandı.
Röportajın akabinde Hilal Kaplan’ın TSK aleyhine attığı tweetler akıllara geldi. Kaplan, TSK’ya yönelik “TSK, nitekim Peygamber Ocağı olsaydı arife günü kan döker miydi?” ve “Şehitlik kavramı İslam’da vardır. ‘Türk-Kürt savaşı’ söylemiş olduğiniz hadisede ise ‘şehit’ yoktur. Anlaması fazlaca mu sıkıntı sahiden?” tabirlerini kullanmıştı.
İşte o tweetler:
Teğmen Şule Şahbazın Hilal Kaplan’ın sorularına cevapları ise şu biçimde:
“POLİS BABANIN KIZI, ÜSTEĞMEN AĞABEYİN KARDEŞİYİM”
1995 yılında Ankara’da doğdum. İlkokul, ortaokul ve liseyi Ankara’da bitirdim. Lisans eğitimimi ise Kırıkkale Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği okuyarak 2018 yılında tamamladım. 20 yıldır Ankara’da yaşıyorum. Kendime daima ailemi örnek aldım. Polis bir babanın kızıyım ve üsteğmen bir ağabeyin kardeşiyim. En büyük hayalim, bu iki meslekten birini yapmaktı. Onların işlerine olan bağlılığı beni her vakit etkiledi ve bu yolda ilerlemek istedim. Ağabeyim de, babam da istedikleri mesleği yapıyorlardı. Bu niçinle keyifli olacağım yerin şu an bulunduğum nokta olacağını düşünmüştüm her vakit. Bunun peşinden gitmek istedim. bir daha de art planda eğitimime devam ettim. 2019 yılında pedagojik formasyon aldım. Lakin rastgele bir yerde çalışmadım, yalnızca maksadıma kilitlendim. 2020 yılında Kıyı Güvenlik Komutanlığı’nın alımlarına başvurdum. Tüm süreçleri başarılı biçimde geçtim, sonunda gayeme ulaştım ve teğmen olmaya hak kazandım. Her neresi olursa olsun seve seve bakılırsavimi yerine getiririm ama Ankara’ya olan sevgim ve ailemin de burada olmasından dolayı okula girdiğimde kendime bir amaç koydum. Gayem dereceye girip Ankara’yı birinci nazaranv yerim olarak seçmekti. Hakikaten bu maksadıma de ulaştım. Şu an Ankara’da MEBS Başkanlığı’nda vazife yapmaktayım. Benim için bir başlangıcın kıssası.
“O ANI UNUTMAYACAĞIM”
Kıyı Güvenlik Komutanlığı’nda eğitim alan arkadaşımın müracaat ilanını bana atmasıyla serüvenim başlamış oldu. Ağabeyimin de Deniz Kuvvetleri’nde nazaranv yapmasından dolayı denizcilik kültürü ilgimi çekiyordu. Bu niçinle büyük bir istek ve heyecanla başvurdum. Biroldukça etaptan geçtim. KPSS, ALES üzere imtihanlardan gerekli puanların alınması gerekiyor, mülakata alım sayısının 10 katı kadar aday çağrılıyor, ön sıhhat muayenesi, fiziki yeterlilik imtihanı ve kelamlı mülakat evrelerinden geçiliyor. Sonuçlar belirtildiğında başarılı olduğumu gördüğüm anı unutmayacağım.
çabucak sonrasında temel askerlik eğitimimizi Yeni Foça’da aldık. Oradaki eğitim güçlü ancak keyifliydi. Bir bayan olarak orada bulunan bayan arkadaşlarımın ve kendimin başarılı olduğunu gördükçe büyük bir gurur yaşadım. Eğitim sürecimizin ikinci kısmı ise Antalya’da Kıyı Güvenlik Okul Komutanlığı’nda devam etti. Orada her istikametten kendimizi geliştirmek için çalıştık. En zorlandığım kısım, aile hasretiydi ancak hayalime odaklandığım için buna dayanabildim. Orada birbirimizin ailesi olduk. Okulda en memnun olduğum an, üniformamı birinci giydiğim andı. Bu gururu ve memnunluğu her kezinde yaşadım. En keyifli olduğum anlardan başkası ise en büyük endişem olan yüzmeye karşı tabularımı yıkarak yüzmeyi hobi haline getirmek oldu. Uzunca sürmüş eğitimlerin ve alanında hakikaten epeyce yeterli olan eğitmenlerin yardımıyla bunu başardım, suya bile giremezken korkusuzca yüzdüğüm anım hafızamdan silinmeyecek anlardan birisiydi.
“ERDOĞAN’DAN DİPLOMAYI ALIRKEN…”
Mezuniyet günü, bir insanın yaşadığı en hoş, en gurur verici anlardandır. Bizler daima teğmen rütbemizi taktığımız ve diplomamızı aldığımız anı hayal ederek okuduk. Zira o gün gösterilen uğraşların, emeklerin ne kadar ulu bir gaye uğruna yapıldığını gördüğümüz en özel anlardan biri ve mesleğimize adım atmamız için en kıymetli basamak. Hepimiz epey keyifli ve heyecanlıydık. Ailelerimizin en pahalı anımıza şahit olacak olmaları bizleri daha da heyecanlandırmıştı. Bu anı epey beklemiştik. Benim yaşadığım heyecan fazlaca daha fazlaydı. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan, bayan subayların birincisi olarak diplomamı alacak olmak, ailem ve benim için fazlaca gurur vericiydi. Diplomamı alırken yaşadığım hisler tahminen de az yaşanılacak duygulardandı. O an aileme bakma talihini yakaladım, yüzlerindeki gururu gördüm, bu anı görmek ve Sayın Cumhurbaşkanımızın hoş dilekleriyle bir arada diplomamı almak benim için epey pahalıydı.
Şule Şahbaz diplomasını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan alırken
“DEFALARCA DENEYİN, VAZGEÇMEYİN”
Vaktinde yapamam dediğim korktuğum durumlar elbette benim de oldu lakin şunu deneyimledim ve gördüm: Hakikaten olmaz ya da yapamam dediğimiz durumları azmimizle o denli hoş başarıyoruz ki. bu biçimde birçok örnekler var, gurur duyduğumuz birçok beşerler… Burada kilit nokta asla vazgeçmemek, kendinize inanmaktır. ömrümüzde karşımıza çıkan mahzurlar fazlaca olağan bir durumdur. Bir pürüzü dahi aşsanız gücünüzü daha âlâ anlıyorsunuz. Hayal ettiğiniz meslek, bulunmak istediğiniz pozisyona erişmek tahminen epeyce sıkıntı geliyor size lakin denemekten vazgeçmeyin. Bir, iki, üç… Ne kadar denemek gerekirse deneyin. Ben başarısızlıklar yaşayarak, tekraren deneyerek fakat vazgeçmeyerek hayal ettiğim yerdeyim. Dilerim ki beşerler güçlerinin daha da farkına varıp, isteklerinde kararlı olup hayallerini yaşarlar.
Röportajda polis bir babanın kızı, üsteğmen bir ağabeyin kardeşi olduğunu söyleyen Şule Şahbaz, pedagojik formasyon yaptıktan daha sonra Kıyı Güvenlik Komutanlığı’nın imtihanlarında başarılı olduğunu ve bu anı ömrü boyunca unutamayacağını söylemiş oldu.
Mezuniyet günü diplomayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden almanın fazlaca bedelli olduğunu belirten Teğmen Şahbaz, ” Diplomamı alırken yaşadığım hisler tahminen de ender yaşanılacak duygulardandı. O an aileme bakma bahtını yakaladım, yüzlerindeki gururu gördüm, bu anı görmek ve Sayın Cumhurbaşkanımızın hoş dilekleriyle bir arada diplomamı almak benim için fazlaca değerliydi” tabirlerini kullandı.
Röportajın akabinde Hilal Kaplan’ın TSK aleyhine attığı tweetler akıllara geldi. Kaplan, TSK’ya yönelik “TSK, nitekim Peygamber Ocağı olsaydı arife günü kan döker miydi?” ve “Şehitlik kavramı İslam’da vardır. ‘Türk-Kürt savaşı’ söylemiş olduğiniz hadisede ise ‘şehit’ yoktur. Anlaması fazlaca mu sıkıntı sahiden?” tabirlerini kullanmıştı.
İşte o tweetler:
Teğmen Şule Şahbazın Hilal Kaplan’ın sorularına cevapları ise şu biçimde:
“POLİS BABANIN KIZI, ÜSTEĞMEN AĞABEYİN KARDEŞİYİM”
1995 yılında Ankara’da doğdum. İlkokul, ortaokul ve liseyi Ankara’da bitirdim. Lisans eğitimimi ise Kırıkkale Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği okuyarak 2018 yılında tamamladım. 20 yıldır Ankara’da yaşıyorum. Kendime daima ailemi örnek aldım. Polis bir babanın kızıyım ve üsteğmen bir ağabeyin kardeşiyim. En büyük hayalim, bu iki meslekten birini yapmaktı. Onların işlerine olan bağlılığı beni her vakit etkiledi ve bu yolda ilerlemek istedim. Ağabeyim de, babam da istedikleri mesleği yapıyorlardı. Bu niçinle keyifli olacağım yerin şu an bulunduğum nokta olacağını düşünmüştüm her vakit. Bunun peşinden gitmek istedim. bir daha de art planda eğitimime devam ettim. 2019 yılında pedagojik formasyon aldım. Lakin rastgele bir yerde çalışmadım, yalnızca maksadıma kilitlendim. 2020 yılında Kıyı Güvenlik Komutanlığı’nın alımlarına başvurdum. Tüm süreçleri başarılı biçimde geçtim, sonunda gayeme ulaştım ve teğmen olmaya hak kazandım. Her neresi olursa olsun seve seve bakılırsavimi yerine getiririm ama Ankara’ya olan sevgim ve ailemin de burada olmasından dolayı okula girdiğimde kendime bir amaç koydum. Gayem dereceye girip Ankara’yı birinci nazaranv yerim olarak seçmekti. Hakikaten bu maksadıma de ulaştım. Şu an Ankara’da MEBS Başkanlığı’nda vazife yapmaktayım. Benim için bir başlangıcın kıssası.
“O ANI UNUTMAYACAĞIM”
Kıyı Güvenlik Komutanlığı’nda eğitim alan arkadaşımın müracaat ilanını bana atmasıyla serüvenim başlamış oldu. Ağabeyimin de Deniz Kuvvetleri’nde nazaranv yapmasından dolayı denizcilik kültürü ilgimi çekiyordu. Bu niçinle büyük bir istek ve heyecanla başvurdum. Biroldukça etaptan geçtim. KPSS, ALES üzere imtihanlardan gerekli puanların alınması gerekiyor, mülakata alım sayısının 10 katı kadar aday çağrılıyor, ön sıhhat muayenesi, fiziki yeterlilik imtihanı ve kelamlı mülakat evrelerinden geçiliyor. Sonuçlar belirtildiğında başarılı olduğumu gördüğüm anı unutmayacağım.
çabucak sonrasında temel askerlik eğitimimizi Yeni Foça’da aldık. Oradaki eğitim güçlü ancak keyifliydi. Bir bayan olarak orada bulunan bayan arkadaşlarımın ve kendimin başarılı olduğunu gördükçe büyük bir gurur yaşadım. Eğitim sürecimizin ikinci kısmı ise Antalya’da Kıyı Güvenlik Okul Komutanlığı’nda devam etti. Orada her istikametten kendimizi geliştirmek için çalıştık. En zorlandığım kısım, aile hasretiydi ancak hayalime odaklandığım için buna dayanabildim. Orada birbirimizin ailesi olduk. Okulda en memnun olduğum an, üniformamı birinci giydiğim andı. Bu gururu ve memnunluğu her kezinde yaşadım. En keyifli olduğum anlardan başkası ise en büyük endişem olan yüzmeye karşı tabularımı yıkarak yüzmeyi hobi haline getirmek oldu. Uzunca sürmüş eğitimlerin ve alanında hakikaten epeyce yeterli olan eğitmenlerin yardımıyla bunu başardım, suya bile giremezken korkusuzca yüzdüğüm anım hafızamdan silinmeyecek anlardan birisiydi.
“ERDOĞAN’DAN DİPLOMAYI ALIRKEN…”
Mezuniyet günü, bir insanın yaşadığı en hoş, en gurur verici anlardandır. Bizler daima teğmen rütbemizi taktığımız ve diplomamızı aldığımız anı hayal ederek okuduk. Zira o gün gösterilen uğraşların, emeklerin ne kadar ulu bir gaye uğruna yapıldığını gördüğümüz en özel anlardan biri ve mesleğimize adım atmamız için en kıymetli basamak. Hepimiz epey keyifli ve heyecanlıydık. Ailelerimizin en pahalı anımıza şahit olacak olmaları bizleri daha da heyecanlandırmıştı. Bu anı epey beklemiştik. Benim yaşadığım heyecan fazlaca daha fazlaydı. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan, bayan subayların birincisi olarak diplomamı alacak olmak, ailem ve benim için fazlaca gurur vericiydi. Diplomamı alırken yaşadığım hisler tahminen de az yaşanılacak duygulardandı. O an aileme bakma talihini yakaladım, yüzlerindeki gururu gördüm, bu anı görmek ve Sayın Cumhurbaşkanımızın hoş dilekleriyle bir arada diplomamı almak benim için epey pahalıydı.
Şule Şahbaz diplomasını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan alırken
“DEFALARCA DENEYİN, VAZGEÇMEYİN”
Vaktinde yapamam dediğim korktuğum durumlar elbette benim de oldu lakin şunu deneyimledim ve gördüm: Hakikaten olmaz ya da yapamam dediğimiz durumları azmimizle o denli hoş başarıyoruz ki. bu biçimde birçok örnekler var, gurur duyduğumuz birçok beşerler… Burada kilit nokta asla vazgeçmemek, kendinize inanmaktır. ömrümüzde karşımıza çıkan mahzurlar fazlaca olağan bir durumdur. Bir pürüzü dahi aşsanız gücünüzü daha âlâ anlıyorsunuz. Hayal ettiğiniz meslek, bulunmak istediğiniz pozisyona erişmek tahminen epeyce sıkıntı geliyor size lakin denemekten vazgeçmeyin. Bir, iki, üç… Ne kadar denemek gerekirse deneyin. Ben başarısızlıklar yaşayarak, tekraren deneyerek fakat vazgeçmeyerek hayal ettiğim yerdeyim. Dilerim ki beşerler güçlerinin daha da farkına varıp, isteklerinde kararlı olup hayallerini yaşarlar.