Kızılay’da bir periyot kayyum olarak misyon yapan Binali Yıldırım’ın kardeşi İlhami Yıldırım, Instagram öyküsünden yaptığı paylaşımlarla içini döktü.
Yıldırım şu sözleri kullandı:
“Dışarı atsam bilemedim. Ancak tek bildiğim fazlaca şey birikti, biriktirdiler. Ne vakit o ufak birikintiden ufak bir şey salsam dışarıya, çabucak işi siyasete, soyadıma getirdiler. Yeri geldi linç yedim, yeri geldi nefret edildim, yeri geldi hain, yeri geldi rahat battı dediler. Aslında birçoklarında herkes üzere ben de vicdani reaksiyonlar verdim.
Ancak ne hikmetse benim verdiğim yansıyı daima siyasi bir yere bağladılar. Maksat, Benim gerçekte söylemiş olduğim nedir diye aslını araştırmak değil, bulduk bir açıklama yapıştır gitsin, ne kadar ziyan verebilirsek o kadar düzgündür ağabeyine.
Endişemden yazdıklarımı, hatta düşündüklerimi bile elli kere yeniden eder oldum. niye? Zira bir daha içimdeki birikintiden bir damla bırakırsam bir daha benim yüzümden soyadıma ziyan gelecek diye..
2015 yılında terör örgütleri için atmış olduğum bir twiti, FETÖ tetikçileri merhum Uğur Kurt (rabbim gani gani rahmet eylesin, yeri cennet olsun, peygamber efendimiz ve Hz. Ali’ye komşu eylesin) için attığımı söylemiş olduler. Ve hızla büyük bir linç yedim.
“ALLAH BÜYÜKTÜR DİYİP SUSTUM”
Bir gün daha sonra yetmedi, bu twiti Alevi kardeşlerimiz, bacılarımız, babalarımız, ağabeylerimiz için attığımı söyleyip, hayli ancak epeyce sevdigim Can dostlarıma beni maksat gösterdiler. Kesti mi bu? Tabi ki kesmedi, yetmedi öteki günde bu twiti seyahat olaylarını protesto edenler için attığımı söylemiş olduler… Pes ya daha ne diyebilirim ki… Beni gayeye koyanlar bile bir türlü karar veremediler beni nasıl linç edeceğine… Pardon! Abimi nasıl edeceklerine. Olsun “Allah büyüktür” diyip sustum, sustuk daima.
“BEN İNSAN DEĞİLİM Dİ Mİ”
sonrasındasında uzunca bir süre orta ara üzerimden silindirle ince ince geçtiler. Beni, çocuklarımı, ailemi hiç düşünmediler. Yanlışsız ya niye düşünüleyim ki? Ben insan değilim di mi? Tabi artık eski defterleri açmak bir daha kendimden ve ailemden diğerine ziyan vermeyecek… Ancak bu sefer de işimin soğuması için bunu yazacağım.
Yazmasaydım şayet, içimi dökmeseydim kendim için artık dönüşü olmayan bir kötülük yapmış olacaktım. Bu sefer içimde kalıp ruhumu bozmaktansa salmak istedim içimden…
yeniden 2015 yılındaki tweetimden ötürü yanlış anlaşıldığım için iyi niyetli kalbini kırdığım herkesten özür dilerim. Başta tabi ki büyük sıkıntıya soktuğum ailem ve abimden.
“ADAY OLDUM SEÇİLDİM”
Gelelim bir diğer içimdeki biriktirdiklerime. Ben 11 sene Türk Kızılayı’nda (5 sene Çekmeköy ilçe, 6 sene İstanbul İl Başkanlığı 3 sene GM Denetim Kurulu BaşkanVekilliği) başkanlık yaptım. Ve diğer şube başkanlarımız gibi ben de tek kuruş maaş almadım! Her gübenin kendi delege sistemi vardır. Delegeler 3 yılda bir kendi aralarından başkan seçerler. Ben de üyesi olduğum şubede seçme ve seçilme hakkımı kullanarak başkanlığa aday oldum, seçildim.
Ve bakılırsavimi yapmaya çalıştım. Burası aslına bakarsan bir dernek. Devlet kurumu değil. Kamu yararına çalışan, LÖSEV gibi, Yeşilay gibi bir dernek ama burada da hep haberler yapıldı. Her yıl 700 şube içerisinde en çok yardım toplayıp yapan, her ile anaokulu yapan, her yıl en yüksek bağışa ulaşan şube başkanlığı haberleri değil.
Hakkımda kötü haber yapan tek bir gazeteci, yaptığı haberi araştırırken bana sorması gerekmez miydi? bu biçimde bir haber yapıyoruz, sizin açıklamanız veya savunmanız nedir diye sormaz mı? Ha pardon hakkın yemeyeyim bir kişi sordu. Murat Ağırel. Cevabını aldı. Kendisine gelen detayların yanlış olduğunu, doğru cevap verdiğimi gördü ve yaptığı haberi düzeltti.
Manşetlerden Kızılay’a kayyum atandı haberi yerine, Kızılay’a Binali Yıldırım’ın kardeşi atandı dediler. Ama aynı haberin altına niçin İlhami Yıldırım’ın atandığını yazmadı. Aslında cevap oldukça sıradan.
İstanbul Şube başkanı olduğum için atandım. Ahmet Hizanlıoğlu da Ankara Şube başkanı olduğu için atandı.
hiç bir gazeteci, öncesinden Kızılay’a nasıl kayyım atanır diye bakmadılar. Kızılay Genel Başkanı da tabi bakmadı.
Cumhurbaşkanımıza kayyımı İlhami atattırdi dedi. Adalet bakanımız Allah’tan doğru bilgiyi verdi Cumhurbaşkanımıza.
Tabi daha sonra ne oldu? ondan sonrasında 3 dönem olduğum bahanesi ile bakılırsavden alındım, yetmedi bir de ikiz şube olarak İstanbul Büyük Şehir Şubesi kurdular. (3 dönem olmadığımı dernekler masasında resmi evrak almama rağmen, ve kongre başkanı seçilmeme rağmen)
Yani ben bir dernekte bile gönüllü olarak yer alamayacaksam, niçin hayat mücadelesi veriyorum ki. Yaptığımız iyilikler görünmeyip de ufak hatalarımız manşet olacaksa niçin çabalıyoruz ki “Hani yiğidi öldür hakkını teslim et” karşılığı.
Aslında yazacağım o kadar oldukça şey var ki. Ama bir daha yazdıklarım , karambole gidecek.
bir daha siyasete ekilecek, bir daha manşetlerde Binali Yıldırım’ın kardeşi bombaladı haberleri yapılacak ve ben bir daha maalesef aileme ve abime, Cumhurbaşkanımıza zarar vermiş olacağım.
TARTIŞMA YARATAN TWEET
İlhami Yıldırım, 2014 yılında Okmeydanı’nda çıkan olaylar sırasında cemevinin bahçesinde bulunan Uğur Kurt’un vurulmasının ardından “Ya bu ülkede eşşek gibi sükunet içinde yaşayacaksınız ya da defolup gideceksiniz!” diye tweet atmıştı.
Odatv.com
Yıldırım şu sözleri kullandı:
“Dışarı atsam bilemedim. Ancak tek bildiğim fazlaca şey birikti, biriktirdiler. Ne vakit o ufak birikintiden ufak bir şey salsam dışarıya, çabucak işi siyasete, soyadıma getirdiler. Yeri geldi linç yedim, yeri geldi nefret edildim, yeri geldi hain, yeri geldi rahat battı dediler. Aslında birçoklarında herkes üzere ben de vicdani reaksiyonlar verdim.
Ancak ne hikmetse benim verdiğim yansıyı daima siyasi bir yere bağladılar. Maksat, Benim gerçekte söylemiş olduğim nedir diye aslını araştırmak değil, bulduk bir açıklama yapıştır gitsin, ne kadar ziyan verebilirsek o kadar düzgündür ağabeyine.
Endişemden yazdıklarımı, hatta düşündüklerimi bile elli kere yeniden eder oldum. niye? Zira bir daha içimdeki birikintiden bir damla bırakırsam bir daha benim yüzümden soyadıma ziyan gelecek diye..
2015 yılında terör örgütleri için atmış olduğum bir twiti, FETÖ tetikçileri merhum Uğur Kurt (rabbim gani gani rahmet eylesin, yeri cennet olsun, peygamber efendimiz ve Hz. Ali’ye komşu eylesin) için attığımı söylemiş olduler. Ve hızla büyük bir linç yedim.
“ALLAH BÜYÜKTÜR DİYİP SUSTUM”
Bir gün daha sonra yetmedi, bu twiti Alevi kardeşlerimiz, bacılarımız, babalarımız, ağabeylerimiz için attığımı söyleyip, hayli ancak epeyce sevdigim Can dostlarıma beni maksat gösterdiler. Kesti mi bu? Tabi ki kesmedi, yetmedi öteki günde bu twiti seyahat olaylarını protesto edenler için attığımı söylemiş olduler… Pes ya daha ne diyebilirim ki… Beni gayeye koyanlar bile bir türlü karar veremediler beni nasıl linç edeceğine… Pardon! Abimi nasıl edeceklerine. Olsun “Allah büyüktür” diyip sustum, sustuk daima.
“BEN İNSAN DEĞİLİM Dİ Mİ”
sonrasındasında uzunca bir süre orta ara üzerimden silindirle ince ince geçtiler. Beni, çocuklarımı, ailemi hiç düşünmediler. Yanlışsız ya niye düşünüleyim ki? Ben insan değilim di mi? Tabi artık eski defterleri açmak bir daha kendimden ve ailemden diğerine ziyan vermeyecek… Ancak bu sefer de işimin soğuması için bunu yazacağım.
Yazmasaydım şayet, içimi dökmeseydim kendim için artık dönüşü olmayan bir kötülük yapmış olacaktım. Bu sefer içimde kalıp ruhumu bozmaktansa salmak istedim içimden…
yeniden 2015 yılındaki tweetimden ötürü yanlış anlaşıldığım için iyi niyetli kalbini kırdığım herkesten özür dilerim. Başta tabi ki büyük sıkıntıya soktuğum ailem ve abimden.
“ADAY OLDUM SEÇİLDİM”
Gelelim bir diğer içimdeki biriktirdiklerime. Ben 11 sene Türk Kızılayı’nda (5 sene Çekmeköy ilçe, 6 sene İstanbul İl Başkanlığı 3 sene GM Denetim Kurulu BaşkanVekilliği) başkanlık yaptım. Ve diğer şube başkanlarımız gibi ben de tek kuruş maaş almadım! Her gübenin kendi delege sistemi vardır. Delegeler 3 yılda bir kendi aralarından başkan seçerler. Ben de üyesi olduğum şubede seçme ve seçilme hakkımı kullanarak başkanlığa aday oldum, seçildim.
Ve bakılırsavimi yapmaya çalıştım. Burası aslına bakarsan bir dernek. Devlet kurumu değil. Kamu yararına çalışan, LÖSEV gibi, Yeşilay gibi bir dernek ama burada da hep haberler yapıldı. Her yıl 700 şube içerisinde en çok yardım toplayıp yapan, her ile anaokulu yapan, her yıl en yüksek bağışa ulaşan şube başkanlığı haberleri değil.
Hakkımda kötü haber yapan tek bir gazeteci, yaptığı haberi araştırırken bana sorması gerekmez miydi? bu biçimde bir haber yapıyoruz, sizin açıklamanız veya savunmanız nedir diye sormaz mı? Ha pardon hakkın yemeyeyim bir kişi sordu. Murat Ağırel. Cevabını aldı. Kendisine gelen detayların yanlış olduğunu, doğru cevap verdiğimi gördü ve yaptığı haberi düzeltti.
Manşetlerden Kızılay’a kayyum atandı haberi yerine, Kızılay’a Binali Yıldırım’ın kardeşi atandı dediler. Ama aynı haberin altına niçin İlhami Yıldırım’ın atandığını yazmadı. Aslında cevap oldukça sıradan.
İstanbul Şube başkanı olduğum için atandım. Ahmet Hizanlıoğlu da Ankara Şube başkanı olduğu için atandı.
hiç bir gazeteci, öncesinden Kızılay’a nasıl kayyım atanır diye bakmadılar. Kızılay Genel Başkanı da tabi bakmadı.
Cumhurbaşkanımıza kayyımı İlhami atattırdi dedi. Adalet bakanımız Allah’tan doğru bilgiyi verdi Cumhurbaşkanımıza.
Tabi daha sonra ne oldu? ondan sonrasında 3 dönem olduğum bahanesi ile bakılırsavden alındım, yetmedi bir de ikiz şube olarak İstanbul Büyük Şehir Şubesi kurdular. (3 dönem olmadığımı dernekler masasında resmi evrak almama rağmen, ve kongre başkanı seçilmeme rağmen)
Yani ben bir dernekte bile gönüllü olarak yer alamayacaksam, niçin hayat mücadelesi veriyorum ki. Yaptığımız iyilikler görünmeyip de ufak hatalarımız manşet olacaksa niçin çabalıyoruz ki “Hani yiğidi öldür hakkını teslim et” karşılığı.
Aslında yazacağım o kadar oldukça şey var ki. Ama bir daha yazdıklarım , karambole gidecek.
bir daha siyasete ekilecek, bir daha manşetlerde Binali Yıldırım’ın kardeşi bombaladı haberleri yapılacak ve ben bir daha maalesef aileme ve abime, Cumhurbaşkanımıza zarar vermiş olacağım.
TARTIŞMA YARATAN TWEET
İlhami Yıldırım, 2014 yılında Okmeydanı’nda çıkan olaylar sırasında cemevinin bahçesinde bulunan Uğur Kurt’un vurulmasının ardından “Ya bu ülkede eşşek gibi sükunet içinde yaşayacaksınız ya da defolup gideceksiniz!” diye tweet atmıştı.
Odatv.com