Biden’ın casus balonunun düşmesinin ardından yaptığı konuşmayla ABD ve Çin arasında gerilim tırmanıyor

Suzan

New member
Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı, Başkan Biden ve ortakları için her gün daha acil bir dış politika sorunu teşkil etse de, iki ülke güçlü ticari bağlara sahipken bile Çin’in Amerikan gücüne uzun vadeli en büyük meydan okuma olduğunu defalarca söylediler.

Geçen hafta Amerika Birleşik Devletleri semalarında cereyan eden casus balonu olayı ve buna bağlı olarak diplomatik gerilimlerin artması bunun altını çizdi. Salı gecesi Bay Biden Birliğin Durumu konuşmasını yaptığında mecliste olacak Demokrat ve Cumhuriyetçi milletvekillerinin çoğu, Çin’in casus balon filosu, ABD hava sahasına geçmişteki izinsiz girişleri ve casusluk faaliyetleri hakkında yanıt verilmesi çağrısında bulundu.

Bay Biden konuşmasında balon hakkında konuşabilir ve ABD ordusuna Cumartesi günü yüzen beyaz küreyi Güney Carolina açıklarındaki suların üzerine fırlatmasını nasıl emrettiğini vurgulayabilir, böylece düşen enkazdan kimse zarar görmesin. Her halükarda, geçen yıl Çin’le yüzleşmek ve onu kontrol altına almak için aldığı çok daha geniş önlemleri vurgulaması muhtemeldir. Demokrat ve Cumhuriyetçi liderler, Çin konusunda diğerlerinden daha kısıtlayıcı olarak görülmek için yarışıyorlar ve rakip süper güce karşı “yumuşak” oldukları yönündeki her türlü eleştiriye karşı duyarlılar.

Bay Biden, Çin’in teknolojik ilerlemelerini ve yüksek teknoloji şirketlerinin küresel erişimini sınırlama çabalarını hızlandırma konusunda Trump yönetimini takip etti. Ancak Bay Biden daha geniş yönergeler yayınladı. Özellikle Ekim ayında, ABD hükümetinin Amerikan şirketlerinin özel lisanslar almamaları halinde Çin’e gelişmiş yarı iletken çipler ve üretim ekipmanı ihraç etmelerini engelleyeceğini duyurdu. Kurallar ayrıca bazı yabancı şirketlerin bunu yapmasını yasaklamayı amaçlıyor.


O zamandan beri Japonya ve Hollanda, Çin’e yapılan yarı iletken üretim ekipmanı ihracatına daha fazla kısıtlama getirmek için ABD’ye katılmayı kabul etti.

Biden yönetimi, Çin ile olası bir silahlı çatışma beklentisiyle Asya-Pasifik bölgesindeki askeri güçleri güçlendirmeye yönelik adımlar da attı. Çin’in kendi toprağı olduğunu iddia ettiği bir ABD ortağı olan demokratik, kendi kendini yöneten Tayvan adası en büyük parlama noktası.

Geçen hafta Savunma Bakanı Lloyd J. Austin III. Filipinler’e yaptığı bir ziyarette, ABD ordusunun geçici konuşlandırma için Tayvan yakınları da dahil olmak üzere bu adalar zincirinin etrafındaki dokuz adede kadar üsse erişebileceğini belirtti.

Biden yönetimi ayrıca, Tayvan ordusunu ABD yetkililerinin bir Çin kuvvetini püskürteceğine veya Çinli liderleri bir işgal komutası başlatmaktan caydıracağına inandıkları mühimmat ve savunma sistemleriyle donatmak amacıyla Tayvan’a silah satışları tasarladı.

Havada kalan bir soru, Casus Balon bölümünden sonra diplomasinin gelişip gelişmeyeceğidir. Dışişleri Bakanı Antony J. Blinken, Perşembe günü balonun patlaması haberinin ardından ziyareti yalnızca “koşullar izin verirse” yapacağını söyleyerek hafta sonu Pekin’e yapacağı geziyi iptal etti. Bay Biden’ın Birliğin Durumu konuşması için Pekin’de iki gün kaldıktan sonra Washington’a dönmeyi planlamıştı.