semaver
Active member
Nüfusun yaşlanmasıyla birlikte Alzheimer görülme sıklığının arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Sultan Tarlacı, daima öğrenme uğraşının beyni genç tuttuğuna işaret ediyor. Prof. Dr. Sultan Tarlacı, beyin ve hafızayı güçlendirecek üç kıymetli tavsiyede bulundu: Her gün 10 dakika idman yapmak, dişinizi fırçaladığınız elinizi birer hafta ortayla değiştirmek ve öğrenme sürecini tetikleyecek kitaplar okumak.
21 Eylül, tüm dünyada ve ülkemizde Alzheimer hastalığının yıkıcı tesirlerini azaltmak ve hastalığın erken periyotta tespit edilmesinin sağlanması maksadıyla Dünya Alzheimer Günü olarak belirlendi.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı, Alzheimer hastalığı ile ilgili kıymetlendirme yaptı. Beyin ve hafıza geliştirmeye ait tavsiyelerde bulundu.
Alzheimer hastalığının bilinmesinde toplumun yaşlanmasının fazlaca tesiri olduğunu söz eden Prof. Dr. Sultan Tarlacı, toplum olarak Alzheimer hastalığıyla ilgili farkındalığımızın arttığını, toplumun yaşlanması niçiniyle hastalığın daha fazla duyulduğuna dikkat çekti.
Bayanlarda daha sık görülüyor
Alzheimer sıklığının artışının en değerli niçininin de yaş olduğunu kaydeden Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Kadınlarda erkeklere oranla biraz daha sık görülmekle bir arada, 65 yaşındaki 100 şahıstan 9-15’inde, 75 yaş kümesindeki 100 şahıstan 15-20’inde ve 85 yaş kümesindeki 100 kişinin ise neredeyse 30-40’ında Alzheimer hastalığı ortaya çıkmaktadır. Bu istikametiyle bakıldığında yaş Alzheimer hastalığı gelişimi için en kuvvetli risk faktörüdür. Bilhassa ileri yaşla birlikte şahısta kalp-damar hastalığı yahut baş çarpması (travma) öyküsü de varsa daha bariz olarak ortaya çıkabilmektedir.” dedi.
Makus ve olumsuz etraf koşullarına dikkat!
Bütün hastalıklar için günümüzde genetik bir niye tanımlandığını, Alzheimer için saf genetik niçinlerin %1’in de altında olduğunu kaydeden Prof. Dr. Sultan Tarlacı, berbat ve olumsuz etraf koşullarının hastalık lehinde bir baskı oluşturduğunu söz etti.
Prof. Dr. Sultan Tarlacı, şunları söylemiş oldu: “normal olarak hastalıkla ilgili tüm genleri bilmesek de birtakım bireylerde fazlaca erken yaşta ortaya çıkmasından genetik niçinlerin sorumlu olduğunu bilmekteyiz. Temel olarak bir hastalıkla ilgili genleri taşıyor olmanız, o hastalığa kesinlikle yakalanacağınız manasına gelmez. Fakat makûs ve olumsuz etraf koşulları o hastalık lehinde bir baskı oluşturur ise soydan gelen genetik eğilimle de ikisi bir ortaya gelerek hastalığın ortaya çıkmasına niye olabilir. Çevresel baskı dediğimiz, biroldukca biçimde olabilir.
Çevresel niçinler güzelleştirilmeli
Bu beslenme hali, travma, solunan kirli hava, şahısta beraberinde öbür hastalıkların da olması, eğitim düzeyinin düşük olması, kimi ilaçları geçmişte kullanıyor olmak, kaliteli yani fazlaca kaynaktan ve çeşitlilikte beslenmemek, hobi-ilgi azlığı, idman yapmamak, sigara-alkol alışkanlığı, tip II Diyabeti olmak, homosistein yüksekliği, şişmanlık, kan yağlarında önemli yükseklik, denetimsiz hipertansiyon, kronik depresyon üzere faktörlerin bir birçok bu çevresel baskı ögeleri ortasında sayılabilir. Buradan da anlaşılacağı üzere, Alzheimer hastalığı genleri taşısanız da, çevresel makûs niçinleri iyileştirdiğinizde ya Alzheimer olmaz ya da olacak ise daha geç yaşta ve de daha yavaşça şiddette ortaya çıkmasını sağlarsınız.”
Alzheimer’a karşı en değerli silah!
Genetik tesirler haricinde biroldukca risk faktörü için yapılabilecek müdahaleler bulunduğunu belirten Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Riskleri denetim altına almak birinci yapılması gereken girişimlerdendir. Erken evrelerde, şahısların eğitimlerinin yüksek olması ve daima bir öğrenme eforu ortasında olması beyni genç fiyat ve Alzheimer’a karşı en değerli silahtır. Okuma, oyun oynama, müzik söyleme, bol seyehat bile tek başına kıymetlidir. Ek olarak aerobik antrenman beyin kan ve oksijen kullanmasını arttırır. Uygun gelir” dedi.
Bu tavsiyelere kulak verin!
Prof. Dr. Sultan Tarlacı, beyin ve hafıza geliştirmeye yönelik üç tane temel teklifte bulundu:
Her gün 10 dakika idman: Haftada her gün 10 dakika idman yapmak gerek. ‘’Fiziksel antrenmanın beyne ne faydası olabilir ki?’’ diye düşünebilirsiniz. Genelde bizler idmanı bedensel sıhhat, bedensel güzellik halini artırmak için kullanırız lakin idman sistemli yapıldığı vakit beyin sıhhati üzerinde de olumlu tesiri var. Hem hayvan deneylerinde tıpkı vakitte beşerler üzerinde yapılan çalışmalar üzerinde gösterilmiş antrenman yani bacak ve beden hareketinin olması beyin kan akımını artırıyor.
İdman şakak bölgesindeki kök hücreleri filizlendiriyor
Bilhassa hafıza ve bellek beyin bölgemiz olan şakak beyin bölgemizde kök hücreler var. Antrenman yapıldıkça kök hücrelerin orada filizlenerek yeni hudut hücrelerine dönmesinin oranı artıyor. Olağan biçimde nizamlı antrenman yapıldığı vakit fazlaca bariz olarak beyin kan akımı %7 – %8 oranında artıyor. Kan akımı artışı demek, beyne daha epeyce oksijen gitmesi, beynin kendini daha hayli yenilemesi ve hafıza belleğin daha kuvvetli olması demek. Bunun için rastgele bir sıradan idmanı hafta boyunca sistemli olarak 10 dakika yaparsanız faydasını kesinlikle bakılırsaceksinizdir.
Dişinizi öteki elinizle fırçalayın: Diğer bir teklifimiz, her gün nizamlı olarak hangi elinizle dişlerinizi fırçalıyorsanız bir hafta boyunca bunun aykırısını yapmayı deneyin. Günlük hayatımızda devamlı olarak bir trans halindeyiz. Bütün işlerimizi bilinçdışı ve otomatik olarak yaparız. Kendinizi düşünün. Sabah uyandığınızda yüzünüzü yıkamaya, dişlerinizi fırçalamaya lavaboya gidersiniz, kahvaltınızı hazırlar, arabanıza/servisinize biner işinize gidersiniz.
Her şey otomatik sistem içerisinde olur ve burada düşünülecek epey bir şey yoktur. Her şey rutindir. Diş fırçalama da öyledir. Her gün dişlerinizi sağ elinizle fırçalıyorsanız, bir hafta boyunca sol elinizle fırçalamaya başlayın. Sol elinizle yaptığınız vakit beynin plastik yapısı gereği, beyninizin sağ yarım küresi çalışmaya başlayacak. Yani, bu sistemi bir haftalığına bilakis çevirdiğinizde beyninizin başka yarı küresini çalıştırmış olacaksınız. Pekala, bunun neye faydası olabilir?
Öncelikle yaptığınız hareketlere farkındalığınızı artırır. Zira karşıtını yaptığınız için otomatik aksiyonun dışına çıkmanız, üst farkındalığınızın ortaya çıkmasını tetikler.
Her gün öğrenme sürecini tetikleyecek kitap okuyun: Her gün sistemli olarak kitap okumak da bir diğer tekliftir. kimi vakit beş sayfa, kimi vakit kitabın bir kısmı üzere gereksinime bağlı olarak okunabilir. Köşe yazıları yahut roman üzere kitaplardan kelam etmiyorum. Öğrenme sürecinizi tetikleyecek, okurken yeni kavramları, yeni sözleri, yeni şahısları, yeni bağlantıları, yeni sorun çözme biçimlerini öğretecek kitapları okumanız lazım. Öbür kitapları da olağan ki okuyabilirsiniz lakin beyninizi tetikleyecek, beyninizi ışıldatacak, beyninizin ateşlenmesini ve alevlenmesini sağlayacak olan sürekli yeni şeylerdir.
yenidenlı, kişiyi zorlamayan şeyler beyinde iz bırakmıyor
yenidenlı, sizleri zorlamayacak şeyler beyninizin üzerinde epey iz bırakmaz. ‘’Ben bu kitabı anlamam, bu kitabı kavrayamam’’ diye düşünmeyin. Bir biçimde bir noktasını kavrar, okudukça yeni sözler, kavramlar öğrenebilirsiniz. Sanat, ideoloji üzere alanlarda yeni şahısları öğrenebilirsiniz. Yeni bireyler üzerinden diğer kavramları da araştırmaya başlayıp zincir formunda ilerleyebilirsiniz. Bunun başlangıcı, sizi zorlayacak ya da sizin uyarımınızı artıracak kitapları okumak ve bunun için de maksat koymak. Her gün vaktinize ve isteğinize bağlı olarak kitabı ne kadar okuyacağınızı belirlemek sizin inisiyatifinizde.
Hibya Haber Ajansı
21 Eylül, tüm dünyada ve ülkemizde Alzheimer hastalığının yıkıcı tesirlerini azaltmak ve hastalığın erken periyotta tespit edilmesinin sağlanması maksadıyla Dünya Alzheimer Günü olarak belirlendi.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı, Alzheimer hastalığı ile ilgili kıymetlendirme yaptı. Beyin ve hafıza geliştirmeye ait tavsiyelerde bulundu.
Alzheimer hastalığının bilinmesinde toplumun yaşlanmasının fazlaca tesiri olduğunu söz eden Prof. Dr. Sultan Tarlacı, toplum olarak Alzheimer hastalığıyla ilgili farkındalığımızın arttığını, toplumun yaşlanması niçiniyle hastalığın daha fazla duyulduğuna dikkat çekti.
Bayanlarda daha sık görülüyor
Alzheimer sıklığının artışının en değerli niçininin de yaş olduğunu kaydeden Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Kadınlarda erkeklere oranla biraz daha sık görülmekle bir arada, 65 yaşındaki 100 şahıstan 9-15’inde, 75 yaş kümesindeki 100 şahıstan 15-20’inde ve 85 yaş kümesindeki 100 kişinin ise neredeyse 30-40’ında Alzheimer hastalığı ortaya çıkmaktadır. Bu istikametiyle bakıldığında yaş Alzheimer hastalığı gelişimi için en kuvvetli risk faktörüdür. Bilhassa ileri yaşla birlikte şahısta kalp-damar hastalığı yahut baş çarpması (travma) öyküsü de varsa daha bariz olarak ortaya çıkabilmektedir.” dedi.
Makus ve olumsuz etraf koşullarına dikkat!
Bütün hastalıklar için günümüzde genetik bir niye tanımlandığını, Alzheimer için saf genetik niçinlerin %1’in de altında olduğunu kaydeden Prof. Dr. Sultan Tarlacı, berbat ve olumsuz etraf koşullarının hastalık lehinde bir baskı oluşturduğunu söz etti.
Prof. Dr. Sultan Tarlacı, şunları söylemiş oldu: “normal olarak hastalıkla ilgili tüm genleri bilmesek de birtakım bireylerde fazlaca erken yaşta ortaya çıkmasından genetik niçinlerin sorumlu olduğunu bilmekteyiz. Temel olarak bir hastalıkla ilgili genleri taşıyor olmanız, o hastalığa kesinlikle yakalanacağınız manasına gelmez. Fakat makûs ve olumsuz etraf koşulları o hastalık lehinde bir baskı oluşturur ise soydan gelen genetik eğilimle de ikisi bir ortaya gelerek hastalığın ortaya çıkmasına niye olabilir. Çevresel baskı dediğimiz, biroldukca biçimde olabilir.
Çevresel niçinler güzelleştirilmeli
Bu beslenme hali, travma, solunan kirli hava, şahısta beraberinde öbür hastalıkların da olması, eğitim düzeyinin düşük olması, kimi ilaçları geçmişte kullanıyor olmak, kaliteli yani fazlaca kaynaktan ve çeşitlilikte beslenmemek, hobi-ilgi azlığı, idman yapmamak, sigara-alkol alışkanlığı, tip II Diyabeti olmak, homosistein yüksekliği, şişmanlık, kan yağlarında önemli yükseklik, denetimsiz hipertansiyon, kronik depresyon üzere faktörlerin bir birçok bu çevresel baskı ögeleri ortasında sayılabilir. Buradan da anlaşılacağı üzere, Alzheimer hastalığı genleri taşısanız da, çevresel makûs niçinleri iyileştirdiğinizde ya Alzheimer olmaz ya da olacak ise daha geç yaşta ve de daha yavaşça şiddette ortaya çıkmasını sağlarsınız.”
Alzheimer’a karşı en değerli silah!
Genetik tesirler haricinde biroldukca risk faktörü için yapılabilecek müdahaleler bulunduğunu belirten Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Riskleri denetim altına almak birinci yapılması gereken girişimlerdendir. Erken evrelerde, şahısların eğitimlerinin yüksek olması ve daima bir öğrenme eforu ortasında olması beyni genç fiyat ve Alzheimer’a karşı en değerli silahtır. Okuma, oyun oynama, müzik söyleme, bol seyehat bile tek başına kıymetlidir. Ek olarak aerobik antrenman beyin kan ve oksijen kullanmasını arttırır. Uygun gelir” dedi.
Bu tavsiyelere kulak verin!
Prof. Dr. Sultan Tarlacı, beyin ve hafıza geliştirmeye yönelik üç tane temel teklifte bulundu:
Her gün 10 dakika idman: Haftada her gün 10 dakika idman yapmak gerek. ‘’Fiziksel antrenmanın beyne ne faydası olabilir ki?’’ diye düşünebilirsiniz. Genelde bizler idmanı bedensel sıhhat, bedensel güzellik halini artırmak için kullanırız lakin idman sistemli yapıldığı vakit beyin sıhhati üzerinde de olumlu tesiri var. Hem hayvan deneylerinde tıpkı vakitte beşerler üzerinde yapılan çalışmalar üzerinde gösterilmiş antrenman yani bacak ve beden hareketinin olması beyin kan akımını artırıyor.
İdman şakak bölgesindeki kök hücreleri filizlendiriyor
Bilhassa hafıza ve bellek beyin bölgemiz olan şakak beyin bölgemizde kök hücreler var. Antrenman yapıldıkça kök hücrelerin orada filizlenerek yeni hudut hücrelerine dönmesinin oranı artıyor. Olağan biçimde nizamlı antrenman yapıldığı vakit fazlaca bariz olarak beyin kan akımı %7 – %8 oranında artıyor. Kan akımı artışı demek, beyne daha epeyce oksijen gitmesi, beynin kendini daha hayli yenilemesi ve hafıza belleğin daha kuvvetli olması demek. Bunun için rastgele bir sıradan idmanı hafta boyunca sistemli olarak 10 dakika yaparsanız faydasını kesinlikle bakılırsaceksinizdir.
Dişinizi öteki elinizle fırçalayın: Diğer bir teklifimiz, her gün nizamlı olarak hangi elinizle dişlerinizi fırçalıyorsanız bir hafta boyunca bunun aykırısını yapmayı deneyin. Günlük hayatımızda devamlı olarak bir trans halindeyiz. Bütün işlerimizi bilinçdışı ve otomatik olarak yaparız. Kendinizi düşünün. Sabah uyandığınızda yüzünüzü yıkamaya, dişlerinizi fırçalamaya lavaboya gidersiniz, kahvaltınızı hazırlar, arabanıza/servisinize biner işinize gidersiniz.
Her şey otomatik sistem içerisinde olur ve burada düşünülecek epey bir şey yoktur. Her şey rutindir. Diş fırçalama da öyledir. Her gün dişlerinizi sağ elinizle fırçalıyorsanız, bir hafta boyunca sol elinizle fırçalamaya başlayın. Sol elinizle yaptığınız vakit beynin plastik yapısı gereği, beyninizin sağ yarım küresi çalışmaya başlayacak. Yani, bu sistemi bir haftalığına bilakis çevirdiğinizde beyninizin başka yarı küresini çalıştırmış olacaksınız. Pekala, bunun neye faydası olabilir?
Öncelikle yaptığınız hareketlere farkındalığınızı artırır. Zira karşıtını yaptığınız için otomatik aksiyonun dışına çıkmanız, üst farkındalığınızın ortaya çıkmasını tetikler.
Her gün öğrenme sürecini tetikleyecek kitap okuyun: Her gün sistemli olarak kitap okumak da bir diğer tekliftir. kimi vakit beş sayfa, kimi vakit kitabın bir kısmı üzere gereksinime bağlı olarak okunabilir. Köşe yazıları yahut roman üzere kitaplardan kelam etmiyorum. Öğrenme sürecinizi tetikleyecek, okurken yeni kavramları, yeni sözleri, yeni şahısları, yeni bağlantıları, yeni sorun çözme biçimlerini öğretecek kitapları okumanız lazım. Öbür kitapları da olağan ki okuyabilirsiniz lakin beyninizi tetikleyecek, beyninizi ışıldatacak, beyninizin ateşlenmesini ve alevlenmesini sağlayacak olan sürekli yeni şeylerdir.
yenidenlı, kişiyi zorlamayan şeyler beyinde iz bırakmıyor
yenidenlı, sizleri zorlamayacak şeyler beyninizin üzerinde epey iz bırakmaz. ‘’Ben bu kitabı anlamam, bu kitabı kavrayamam’’ diye düşünmeyin. Bir biçimde bir noktasını kavrar, okudukça yeni sözler, kavramlar öğrenebilirsiniz. Sanat, ideoloji üzere alanlarda yeni şahısları öğrenebilirsiniz. Yeni bireyler üzerinden diğer kavramları da araştırmaya başlayıp zincir formunda ilerleyebilirsiniz. Bunun başlangıcı, sizi zorlayacak ya da sizin uyarımınızı artıracak kitapları okumak ve bunun için de maksat koymak. Her gün vaktinize ve isteğinize bağlı olarak kitabı ne kadar okuyacağınızı belirlemek sizin inisiyatifinizde.
Hibya Haber Ajansı