Cemiyet hayatının ünlü isimlerinden Sitare Kalyoncuoğlu, Beyhan Bağış’ın sahibi olduğu Anatoli markasının 10’uncu yılına özel hazırladığı ‘Sitare for Anatoli’ koleksiyonunun kıssasını Bağış ile bir arada Milliyet CADDE okurlarıyla paylaştı.
– Sitare Hanım Anatoli ile iş birliğiniz nasıl başladı?
yıllardır Anatoli’nin müşterisiyim. Markanın yaratıcısı ve sahibi Beyhan Bağış yakın dostum. Kendisinin iş disiplinine, çalışkanlığına ve vizyonuna her vakit hayranlık duydum. Sevgili Beyhan’dan bu biçimde bir teklif gelince hiç düşünmeden kabul ettim.
– Koleksiyonu hazırlarken nelerden ilham aldınız?
En büyük özelliği vakitsiz bakış açısına sahip olması. Koleksiyondaki modüller, bayana yada erkeğe bakılırsa ayrılmayıp renk, desen ve tasarım manasında unisex olarak kullanılabiliyor.
– Sizi en çok etkileyen seçkiler hangisi?
Kaseler, tepsiler, şekerlikler, peynir tabakları, çerezlik, peçete halkası ve makaronluk üzere şık dizaynların yanı sıra mum, puro küllüğü favorilerim içinde…
– Günümüzde dostluk kavramı epey daha değerli. Sevgili Beyhan Bağış’ın da ortasında olduğu bu kutsal olguyu nasıl koruyorsunuz?
Dostluk teriminin temelini inanç oluşturuyor. Birebir lisanı konuşabilmek, kimi vakit susarak anlaşabilmek, ömrün güzel taraflarını olduğu kadar acılarını da paylaşabilmek tanımlıyor diyebilirim.
– Birebir anda farklı iş kollarında faalsiniz. 24 saat size yetiyor mu?
Güne erken başlayanlardanım. Vakit epeyce değerli. Her gün spor yapıp sağlıklı besleniyorum. Haftalık toplantılarımı ve projelerimi kesinlikle öncesinde planlıyorum. Öbür yandan dostlarımın davet ve kutlama üzere özel anlarında yanlarında yer almaya, toplumsal sorumluluk etkinliklerini desteklemeye ihtimam gösteriyorum.
– Şu anda ömrünüzün hangi dönemindesiniz?
İnsan hayatının her devrinde yaşayarak öğreniyor ve kendini daha düzgün tanıyor. Ben daima üretmekten, bilgiyi paylaşmaktan, anda kalmaktan, hoş beşerler biriktirmekten ve oburlarının hayatına dokunmaktan yana oldum. bir daha öyleyim. Benim için yavaşlamak yahut durmak yok! Hayat hoş, nereden baktığına bağlı…
‘Doğru iş birlikleri paha katıyor’
– Beyhan Hanım, ‘Sitare for Anatoli’ koleksiyonu kıssasını aktarmak ister misiniz?
10 yıldır kendi alanlarında muvaffakiyetlerini ispat etmiş farklı bireylerle, profosyonellerle iş birliği yaptık. Pandemi devrinde yıllardır iş birliği yapmak istediğimiz Sitare Hanım’a bu teklifimiz ile gittiğimiz de sıcak yaklaştı. Kollarımızı sıvadık fazlaca kısa bir vakit içerisinde sahiden epeyce yenilikçi, epeyce şık ve epeyce kullanışlı nesneler tasarladık.
– Anatoli markasının 10’uncu yılını kutlarken; gelecekle amaçlarınız nelerdir?
Hakikat iş birlikleri bize her vakit epeyce paha katıyor. Bir elin nesi var iki elin sesi var misali fazlaca hoş projeler üretebildik. Bu projelerin bir kısmında hayır kurumları ve farklı sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yaptık. Bu tertip devam edecek.
– Andrea Bocelli Vakfı’nın uygun niyet elçisi olmanız da büyük beğeni topladı. Bu süreç nasıl ilerliyor?
Faal biçimde bilgilendirme çalışmalarına devam ediyorum. Biroldukça arkadaşım vakıftan haberdar değildi. Kendisi yalnızca Allah vergisi müzik kulağı, yeteneği ve kuvvetli sesi ile değil bununla birlikte son 10 yıldır vakfı aracılığıyla pek fazlaca insan, çocuk ve gereksinim sahibi toplumun ömrüne dokunmayı başarmış biri. Vakfın kuvvetli grubu ve Andrea’nın değerli eşi Veronica ile çalışıyor olmak, dünya çocukları ve daha uygun bir Türkiye, daha yeterli bir dünya bırakmak için yapılacak yatırımlarda olmak bana büyük haz veriyor.
– Sitare Hanım Anatoli ile iş birliğiniz nasıl başladı?
yıllardır Anatoli’nin müşterisiyim. Markanın yaratıcısı ve sahibi Beyhan Bağış yakın dostum. Kendisinin iş disiplinine, çalışkanlığına ve vizyonuna her vakit hayranlık duydum. Sevgili Beyhan’dan bu biçimde bir teklif gelince hiç düşünmeden kabul ettim.
– Koleksiyonu hazırlarken nelerden ilham aldınız?
En büyük özelliği vakitsiz bakış açısına sahip olması. Koleksiyondaki modüller, bayana yada erkeğe bakılırsa ayrılmayıp renk, desen ve tasarım manasında unisex olarak kullanılabiliyor.
– Sizi en çok etkileyen seçkiler hangisi?
Kaseler, tepsiler, şekerlikler, peynir tabakları, çerezlik, peçete halkası ve makaronluk üzere şık dizaynların yanı sıra mum, puro küllüğü favorilerim içinde…
– Günümüzde dostluk kavramı epey daha değerli. Sevgili Beyhan Bağış’ın da ortasında olduğu bu kutsal olguyu nasıl koruyorsunuz?
Dostluk teriminin temelini inanç oluşturuyor. Birebir lisanı konuşabilmek, kimi vakit susarak anlaşabilmek, ömrün güzel taraflarını olduğu kadar acılarını da paylaşabilmek tanımlıyor diyebilirim.
– Birebir anda farklı iş kollarında faalsiniz. 24 saat size yetiyor mu?
Güne erken başlayanlardanım. Vakit epeyce değerli. Her gün spor yapıp sağlıklı besleniyorum. Haftalık toplantılarımı ve projelerimi kesinlikle öncesinde planlıyorum. Öbür yandan dostlarımın davet ve kutlama üzere özel anlarında yanlarında yer almaya, toplumsal sorumluluk etkinliklerini desteklemeye ihtimam gösteriyorum.
– Şu anda ömrünüzün hangi dönemindesiniz?
İnsan hayatının her devrinde yaşayarak öğreniyor ve kendini daha düzgün tanıyor. Ben daima üretmekten, bilgiyi paylaşmaktan, anda kalmaktan, hoş beşerler biriktirmekten ve oburlarının hayatına dokunmaktan yana oldum. bir daha öyleyim. Benim için yavaşlamak yahut durmak yok! Hayat hoş, nereden baktığına bağlı…
‘Doğru iş birlikleri paha katıyor’
– Beyhan Hanım, ‘Sitare for Anatoli’ koleksiyonu kıssasını aktarmak ister misiniz?
10 yıldır kendi alanlarında muvaffakiyetlerini ispat etmiş farklı bireylerle, profosyonellerle iş birliği yaptık. Pandemi devrinde yıllardır iş birliği yapmak istediğimiz Sitare Hanım’a bu teklifimiz ile gittiğimiz de sıcak yaklaştı. Kollarımızı sıvadık fazlaca kısa bir vakit içerisinde sahiden epeyce yenilikçi, epeyce şık ve epeyce kullanışlı nesneler tasarladık.
– Anatoli markasının 10’uncu yılını kutlarken; gelecekle amaçlarınız nelerdir?
Hakikat iş birlikleri bize her vakit epeyce paha katıyor. Bir elin nesi var iki elin sesi var misali fazlaca hoş projeler üretebildik. Bu projelerin bir kısmında hayır kurumları ve farklı sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yaptık. Bu tertip devam edecek.
– Andrea Bocelli Vakfı’nın uygun niyet elçisi olmanız da büyük beğeni topladı. Bu süreç nasıl ilerliyor?
Faal biçimde bilgilendirme çalışmalarına devam ediyorum. Biroldukça arkadaşım vakıftan haberdar değildi. Kendisi yalnızca Allah vergisi müzik kulağı, yeteneği ve kuvvetli sesi ile değil bununla birlikte son 10 yıldır vakfı aracılığıyla pek fazlaca insan, çocuk ve gereksinim sahibi toplumun ömrüne dokunmayı başarmış biri. Vakfın kuvvetli grubu ve Andrea’nın değerli eşi Veronica ile çalışıyor olmak, dünya çocukları ve daha uygun bir Türkiye, daha yeterli bir dünya bırakmak için yapılacak yatırımlarda olmak bana büyük haz veriyor.