semaver
Active member
Barış Pehlivan yazdı: Sedef Kabaş davası ile geri döndüler, ‘Pelikan’ bu biçimde operasyon çekti Gazetemiz müellifi Barış Pehlivan, “Arka Bahçe” isimli köşesinde, tutuklanan gazeteci Sedef Kabaş davası üzerine dikkat çeken bir ayrıntıyı gündeme getirdi.
Pehlivan bugünkü yazısında, Kabaş’ın tutuklanmasına giden süreci Pelikan takımına yakınlığıyla bilinen Takvim gazetesinin başlatmış olduğunı belirtti.
Yazıda, Kabaş’ın tutuklanmasına münasebet gösterilen kelamlarının 14 Ocak’taki yayına ilişkin olduğu, 21 Ocak’ta ise Takvim’in “Hoşt! Lider Erdoğan’a hakaret yağdırdı… Biletini kesecek savcı aranıyor” manşetini attığı akabinde da toplumsal medyada Haddini bil Sedef Kabaş” kampanyasının başlatıldığı anlatıldı.
Pehlivan’ın yazısının ilgili kısmı şu biçimde:
Yirmili yaşlardaki cumhuriyet savcısı, Sedef Kabaş’ı tutuklatmasına münasebet gösterdiği yayından nasıl haberdar oldu?
Karışık bir soru mu? Açayım…
14 Ocak: Gazeteci Uğur Dündar’ın sunduğu Demokrasi Arenası Tele1’de yayımlandı. Programın yenidenı gece saatlerinde de izleyiciyle buluştu.
15 Ocak: Tele1 tıpkı programın yenidenını bu defa gündüz neslinde ekrana verdi.
Ortadan altı gün geçti… bu biçimdea kadar kimseden çıt yoktu.
Ta ki…
Tarih: 21 Ocak…
Saat: 16.02…
Pelikancılara yakınlığı sır olmayan Takvim gazetesinin internet sitesinde bir “haber” yayına girdi. Manşet görselinde şöyleki yazıyordu:
“Hoşt! Lider Erdoğan’a hakaret yağdırdı… Biletini kesecek savcı aranıyor.”
bir süre daha sonra haber başlığı şuna evrildi:
“Tele1’de Cumhurbaşkanlığı makamına ve Erdoğan’a hakaret eden Sedef Kabaş hesap verecek!”
Takvim’le eşzamanlı biçimde toplumsal medyada “Haddini bil Sedef Kabaş” etiketli bildiriler atılmaya başlandı.
Birebir gün, saat 18.39…
RTÜK Lideri Ebubekir Şahin, Twitter’dan şu iletisi paylaştı:
“TELE1 yayın kuruluşunda, Sedef Kabaş’ın Sayın Cumhurbaşkanımızı maksat alan, kabul edilmesi asla mümkün olmayan kelamlarına ait inceleme sonucu alınmıştır. Mevzu birinci Üst Konsey toplantısında Konsey gündemine getirilecektir. Kamuoyunun bilgisine sunarız.”
Kabaş o gece gözaltına alındı, sonraki gün de tutuklandı.
Ortadan bir gün geçti. RTÜK uzmanları pazar günü rapor hazırladı. 24 Ocak’ta ise Tele1’e verilebilecek en ağır ceza verildi.
Şimdi…
Tüm bu toplam kronoloji bize şunu anlatıyor:
Program RTÜK’ün radarına yakalanmadı. Takvim’e bu yayını günler daha sonra manşete çektiren ve eşzamanlı toplumsal medyayı, RTÜK’ü, akabinde da yargıyı harekete geçiren öbür bir medya izleme sistemi var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Gündem belirleme konusunda hoş bir ivme yakaladık” kelamı de bu izleme takımının Saray’da olduğunu düşündürüyor.
Ört ki ölem!
PELİKAN KÜMESİ NEDİR?
Kamuoyunun birinci vakit içinderda 1 Mayıs 2016’da ismini duyduğu Pelikan kümesi, o periyot Başbakan olan Ahmet Davutoğlu’nu sert bir biçimde eleştiren Pelikan Bildirisi yayımlamıştı. “Pelikan Darbesi” olarak anılan sürecin sonu, bildirinin yayımlanmasından günler daha sonra Davutoğlu’nun istifasına kadar gitmişti. AKP ortasında başka bir küme oluşturan Pelikancılar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’a verdikleri dayanakla biliniyor. Pelikan kümesi İstanbul yargısındaki gücüyle ve siyasi operasyonlarıyla da biliniyor.
Pehlivan bugünkü yazısında, Kabaş’ın tutuklanmasına giden süreci Pelikan takımına yakınlığıyla bilinen Takvim gazetesinin başlatmış olduğunı belirtti.
Yazıda, Kabaş’ın tutuklanmasına münasebet gösterilen kelamlarının 14 Ocak’taki yayına ilişkin olduğu, 21 Ocak’ta ise Takvim’in “Hoşt! Lider Erdoğan’a hakaret yağdırdı… Biletini kesecek savcı aranıyor” manşetini attığı akabinde da toplumsal medyada Haddini bil Sedef Kabaş” kampanyasının başlatıldığı anlatıldı.
Pehlivan’ın yazısının ilgili kısmı şu biçimde:
Yirmili yaşlardaki cumhuriyet savcısı, Sedef Kabaş’ı tutuklatmasına münasebet gösterdiği yayından nasıl haberdar oldu?
Karışık bir soru mu? Açayım…
14 Ocak: Gazeteci Uğur Dündar’ın sunduğu Demokrasi Arenası Tele1’de yayımlandı. Programın yenidenı gece saatlerinde de izleyiciyle buluştu.
15 Ocak: Tele1 tıpkı programın yenidenını bu defa gündüz neslinde ekrana verdi.
Ortadan altı gün geçti… bu biçimdea kadar kimseden çıt yoktu.
Ta ki…
Tarih: 21 Ocak…
Saat: 16.02…
Pelikancılara yakınlığı sır olmayan Takvim gazetesinin internet sitesinde bir “haber” yayına girdi. Manşet görselinde şöyleki yazıyordu:
“Hoşt! Lider Erdoğan’a hakaret yağdırdı… Biletini kesecek savcı aranıyor.”
bir süre daha sonra haber başlığı şuna evrildi:
“Tele1’de Cumhurbaşkanlığı makamına ve Erdoğan’a hakaret eden Sedef Kabaş hesap verecek!”
Takvim’le eşzamanlı biçimde toplumsal medyada “Haddini bil Sedef Kabaş” etiketli bildiriler atılmaya başlandı.
Birebir gün, saat 18.39…
RTÜK Lideri Ebubekir Şahin, Twitter’dan şu iletisi paylaştı:
“TELE1 yayın kuruluşunda, Sedef Kabaş’ın Sayın Cumhurbaşkanımızı maksat alan, kabul edilmesi asla mümkün olmayan kelamlarına ait inceleme sonucu alınmıştır. Mevzu birinci Üst Konsey toplantısında Konsey gündemine getirilecektir. Kamuoyunun bilgisine sunarız.”
Kabaş o gece gözaltına alındı, sonraki gün de tutuklandı.
Ortadan bir gün geçti. RTÜK uzmanları pazar günü rapor hazırladı. 24 Ocak’ta ise Tele1’e verilebilecek en ağır ceza verildi.
Şimdi…
Tüm bu toplam kronoloji bize şunu anlatıyor:
Program RTÜK’ün radarına yakalanmadı. Takvim’e bu yayını günler daha sonra manşete çektiren ve eşzamanlı toplumsal medyayı, RTÜK’ü, akabinde da yargıyı harekete geçiren öbür bir medya izleme sistemi var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Gündem belirleme konusunda hoş bir ivme yakaladık” kelamı de bu izleme takımının Saray’da olduğunu düşündürüyor.
Ört ki ölem!
PELİKAN KÜMESİ NEDİR?
Kamuoyunun birinci vakit içinderda 1 Mayıs 2016’da ismini duyduğu Pelikan kümesi, o periyot Başbakan olan Ahmet Davutoğlu’nu sert bir biçimde eleştiren Pelikan Bildirisi yayımlamıştı. “Pelikan Darbesi” olarak anılan sürecin sonu, bildirinin yayımlanmasından günler daha sonra Davutoğlu’nun istifasına kadar gitmişti. AKP ortasında başka bir küme oluşturan Pelikancılar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’a verdikleri dayanakla biliniyor. Pelikan kümesi İstanbul yargısındaki gücüyle ve siyasi operasyonlarıyla da biliniyor.