Ankara Ticaret Odası (ATO) Lideri Gürsel Baran, iklim değişikliğinin getirdiği sıkıntılar ve güç krizi niçiniyle dünya genelinde badireler yaşanmaya başlandığını belirterek, “Kapımıza dayanan güç ve iklim krizi karşısında israfı önleyelim. Doğal gaz, petrol, elektrik, su ve besin mamüllerini tasarruflu kullanalım.” sözünü kullandı.
Baran, yazılı açıklamasında, iklim değişikliği tesiriyle su ve rüzgar kaynaklı güç üretiminin azaldığı yaz periyodunun akabinde güç krizinin, Avrupa ülkeleri ve Çin başta olmak üzere birfazlaca ülke ve bölümü tehdit ettiğini belirterek, bu gelişmelerin sonuçlarının Türkiye’de de görülmeye başlandığını vurguladı.
Türkiye’nin mevcut mutabakatlarla muhtaçlığının büyük bir kısmının temin edildiğini, arz güvenliğini sağlamak üzere yeni mutabakatlar yapıldığını aktaran Baran, Azerbaycan ile 2024 sonuna kadar 11 milyar metreküplük ilave doğal gaz alımını içeren mutabakatın da bu açıdan ehemmiyet taşıdığının altını çizdi.
Baran, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Isınma ve üretimde kullandığımız doğal gazı Rusya başta olmak üzere İran, Azerbaycan üzere ülkelerden ithal ediyoruz. Kullandığımız elektriğin yaklaşık yüzde 25’ini doğal gaz kullandığımız santrallerle üretiyoruz. Gelişmiş ülkelerin doğal gaz temini konusunda kahır yaşadığı ve meblağların yüksek seviyede arttığı bu süreçte benzeri dertlere maruz kalmamak için hem doğal gaz tıpkı vakitte elektrik tüketiminde azami ölçüde tasarrufa yönelmemiz gerekiyor.”
“Su ve besinde alarm zilleri çalıyor”
şimdi tüm tarım mamüllerinde maliyetin arttığını ve besin üretiminin aksadığını belirten Baran su ve besinde alarm zillerinin çaldığının altını çizdi.
Baran, güç, besin ve su tüketim alışkanlıklarının gözden geçirilmesi gerektiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“COVID-19 salgınının tüm dünyayı etkileyen dertli sürecinin akabinde güç ve iklim kriziyle karşı karşıyayız. Yalnızca Türkiye’de değil dünyada bolluk devri sona eriyor. Su kaynaklarımız da kuraklık niçiniyle azalıyor. Güç, besin ve su tüketim alışkanlıklarımızı gözden geçirip israf etmeden, azami biçimde tasarruf edecek yeni alışkanlıklar kazanmamız gerekiyor. Hayat kaynaklarımızı gelecek jenerasyonlara de aktarabilmek bizim en büyük insanlık bakılırsavimizdir.”
Hem kaynakların israf edilmeden kullanılması tıpkı vakitte faturaların yükselmesinin önüne geçilmesi için tasarruf tekliflerinde bulunan Baran, “Gıdada israfı önlemek için sofrada tabağa yiyecek kadar almaktan tutun da buzdolabında en uzun mühlet koruma edebilecek biçimde saklamaya kadar her türlü tasarruf tedbirlerini hayatımıza geçirelim. Isınmak için doğal gaz tüketimimizi asgariye indirmek için güç kaçaklarını engelleyelim. Kendi konutlarımıza ve hayat koşullarımıza uygun tedbirlerimizi alalım. Sorumluluk üstlenerek kaynaklarımızı tasarruflu kullanalım. Kapımıza dayanan güç ve iklim krizlerine karşı israfı önleyelim.” tabirlerini kullandı.
Okumaya devam et...
Baran, yazılı açıklamasında, iklim değişikliği tesiriyle su ve rüzgar kaynaklı güç üretiminin azaldığı yaz periyodunun akabinde güç krizinin, Avrupa ülkeleri ve Çin başta olmak üzere birfazlaca ülke ve bölümü tehdit ettiğini belirterek, bu gelişmelerin sonuçlarının Türkiye’de de görülmeye başlandığını vurguladı.
Türkiye’nin mevcut mutabakatlarla muhtaçlığının büyük bir kısmının temin edildiğini, arz güvenliğini sağlamak üzere yeni mutabakatlar yapıldığını aktaran Baran, Azerbaycan ile 2024 sonuna kadar 11 milyar metreküplük ilave doğal gaz alımını içeren mutabakatın da bu açıdan ehemmiyet taşıdığının altını çizdi.
Baran, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Isınma ve üretimde kullandığımız doğal gazı Rusya başta olmak üzere İran, Azerbaycan üzere ülkelerden ithal ediyoruz. Kullandığımız elektriğin yaklaşık yüzde 25’ini doğal gaz kullandığımız santrallerle üretiyoruz. Gelişmiş ülkelerin doğal gaz temini konusunda kahır yaşadığı ve meblağların yüksek seviyede arttığı bu süreçte benzeri dertlere maruz kalmamak için hem doğal gaz tıpkı vakitte elektrik tüketiminde azami ölçüde tasarrufa yönelmemiz gerekiyor.”
“Su ve besinde alarm zilleri çalıyor”
şimdi tüm tarım mamüllerinde maliyetin arttığını ve besin üretiminin aksadığını belirten Baran su ve besinde alarm zillerinin çaldığının altını çizdi.
Baran, güç, besin ve su tüketim alışkanlıklarının gözden geçirilmesi gerektiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“COVID-19 salgınının tüm dünyayı etkileyen dertli sürecinin akabinde güç ve iklim kriziyle karşı karşıyayız. Yalnızca Türkiye’de değil dünyada bolluk devri sona eriyor. Su kaynaklarımız da kuraklık niçiniyle azalıyor. Güç, besin ve su tüketim alışkanlıklarımızı gözden geçirip israf etmeden, azami biçimde tasarruf edecek yeni alışkanlıklar kazanmamız gerekiyor. Hayat kaynaklarımızı gelecek jenerasyonlara de aktarabilmek bizim en büyük insanlık bakılırsavimizdir.”
Hem kaynakların israf edilmeden kullanılması tıpkı vakitte faturaların yükselmesinin önüne geçilmesi için tasarruf tekliflerinde bulunan Baran, “Gıdada israfı önlemek için sofrada tabağa yiyecek kadar almaktan tutun da buzdolabında en uzun mühlet koruma edebilecek biçimde saklamaya kadar her türlü tasarruf tedbirlerini hayatımıza geçirelim. Isınmak için doğal gaz tüketimimizi asgariye indirmek için güç kaçaklarını engelleyelim. Kendi konutlarımıza ve hayat koşullarımıza uygun tedbirlerimizi alalım. Sorumluluk üstlenerek kaynaklarımızı tasarruflu kullanalım. Kapımıza dayanan güç ve iklim krizlerine karşı israfı önleyelim.” tabirlerini kullandı.
Okumaya devam et...