semaver
Active member
Artan hadiselerle ağustosta pik derdi duyan tabipler uyardı: Aşı zarurî olsun Sıhhat Bakanlığı’nın datalarına bakılırsa 18 yaş üzeri 23 milyon aşı yaptırmazken sırası geldiği biçimde ikinci dozu yaptırmayanların sayısı 17 milyon, üçüncü dozu olmayanların sayısı ise 9 milyon. Bilhassa Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde aşı olmayanların sayısı pek yüksek. Birtakım Avrupa ülkeleri aşılamayı teşvik etmek için yaptırımlar uygulamaya başlarken Türkiye’de de misal uygulamaların hayata geçirilmesi isteniyor.
Sıhhat Bakanlığı Koronavirüs Bilim Konseyi Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz: Aşının yararını daha ayrıntılı anlatmamız gerekiyor. Lakin durumun aciliyeti niçiniyle bir taraftan anlatırken bir taraftan da bilhassa riskli kümelerde ya da kritik misyonlarda çalışanlarda aşıyı zarurî hale getirmenin mantıklı olduğunu düşünüyorum. Şu anda elimizdeki tüm bilimsel bilgiler aşıların son derece tesirli ve inançlı olduğunu gösteriyor. Bizim bilimsel olarak aşılamanın artırılması için elimizden gelen her şeyi yapmamız gerekiyor. Toplum sıhhatini müdafaamız için kimi noktalarda aşının zarurî olması gerektiğini düşünüyorum. Kritik meslekler için zarurî olmalı; onun haricinde kritik meslekte değil fakat toplu bir yere gidecekse oburunu hastalandırma hakkına sahip olmamalı, aşı olmamışsa test yaptırmalı; dünya da bu biçimde ilerliyor. Aşılamada istediğimiz noktada değiliz. Eylülü rahat geçirebilmemiz için temmuzu, ağustosu biraz daha kapalı geçirmeliydik; şu an olay sayısı fazlaca arttı. Ağustos ayı sıkıntı geçecek üzere olay sayıları manasında…
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları (KLİMİK) Derneği İdare Şurası Üyesi Prof. Dr. Bülent Ertuğrul: Aşı yalnızca ferdî bir müdafaa sağlamıyor, beraberinde toplumsal müdafaaya da katkı sağlıyor. Aşılı bireyler hastalığın yayılmasını engelleyerek aslında biroldukça insanın da hastalığa yakalanmasını engellemiş oluyor. Bugüne kadar aşı ile ilgili yapılmış tüm çalışmalarda aşının aktifliğini ve güvenirliliğini kanıtlamış durumda. Tümünü değerlendirdiğimizde hala beşerler aşı olmuyorlarsa bu bahiste artık bu iş, ferdî sonucu aşmış demektir. Şayet biz toplumsal bağışıklığı sağlayamaz ve kâfi aşı ölçüsüne da ulaşamazsak bir daha can kayıpları olacaktır. Yurtharicindeki aşı tersliğinin temel niçinlerinden biri, aşı aykırısı olan insanların zatenız tüccar olmaları ve diğer eserleri o hastalıkta önerip satışını sağlamaya çalışmaları. Türkiye’ye geldiğimizde aşı aykırılığının temelinde ise boş inanışların, hurafelerin daha ön planda olduğunu görüyoruz. Hurafelere değil, bilime inanmak gerek. Aşılama sürat kazanmazsa ağustosun ortasına gerçek önemli sayıda bir hasta yükü bekliyorum.
Diyarbakır Tabip Odası Lideri Dr. Elif Turan: Diyarbakır’da koronavirüs aşısının birinci dozunu olanların oranı yüzde 40, ikinci doz aşı da yüzde 18-19’larda. Bunun biroldukça sebebi var lakin en büyük niye aslında aşı aykırılığı diyemiyoruz lakin Covid-19 aşısına karşı bir güvensizlik var. Aşı tereddüdü var daha doğrusu… Beşerler gereğince bilgilendirilmiyor, baş karışıklığı var. 15-20 gün öncesinde ortalama 140 olan hadise sayısı şu an günlük 500-600’e çıktı. Ortalama 150 civarında hasta, hastanelerde yatıyor. Olay sayılarında da bakanlığın yaptığı açıklamalarda Diyarbakır birinci 5 vilayet içinde. Aşı konusunda da sonda birinci beşin ortasındayız maalesef… Kendi çalışmalarımızdan edindiğimiz müşahedelere bakılırsa Diyarbakır’da hastanelerde yatan hastaların yüzde 75’i aşısız olanlar.
TTB: 12 YAŞ VE ÜZERİ BİREYLER AŞILANMA TAKVİMİNE ALINMALI
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Kurulu, 12 yaş ve üzeri bireylerin aşılanmasını önerdi. Açıklamada, özetle şunlar kaydedildi: “Aşılama sıhhat, eğitim ve bakım konutu çalışanları başta olmak üzere ülkede tüm kamu kurum kuruluşlarında ve özel kurumlarda çalışanlar için süratle yaygınlaştırılmalı ve Delta varyantı da kıymetlendirilerek 2. doz mRNA aşısı düşünülmeli.”
KOMPLO TEORİLERİ
Sıhhat Bakanlığı Koronavirüs Bilim Konseyi Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz: Aşının yararını daha ayrıntılı anlatmamız gerekiyor. Lakin durumun aciliyeti niçiniyle bir taraftan anlatırken bir taraftan da bilhassa riskli kümelerde ya da kritik misyonlarda çalışanlarda aşıyı zarurî hale getirmenin mantıklı olduğunu düşünüyorum. Şu anda elimizdeki tüm bilimsel bilgiler aşıların son derece tesirli ve inançlı olduğunu gösteriyor. Bizim bilimsel olarak aşılamanın artırılması için elimizden gelen her şeyi yapmamız gerekiyor. Toplum sıhhatini müdafaamız için kimi noktalarda aşının zarurî olması gerektiğini düşünüyorum. Kritik meslekler için zarurî olmalı; onun haricinde kritik meslekte değil fakat toplu bir yere gidecekse oburunu hastalandırma hakkına sahip olmamalı, aşı olmamışsa test yaptırmalı; dünya da bu biçimde ilerliyor. Aşılamada istediğimiz noktada değiliz. Eylülü rahat geçirebilmemiz için temmuzu, ağustosu biraz daha kapalı geçirmeliydik; şu an olay sayısı fazlaca arttı. Ağustos ayı sıkıntı geçecek üzere olay sayıları manasında…
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları (KLİMİK) Derneği İdare Şurası Üyesi Prof. Dr. Bülent Ertuğrul: Aşı yalnızca ferdî bir müdafaa sağlamıyor, beraberinde toplumsal müdafaaya da katkı sağlıyor. Aşılı bireyler hastalığın yayılmasını engelleyerek aslında biroldukça insanın da hastalığa yakalanmasını engellemiş oluyor. Bugüne kadar aşı ile ilgili yapılmış tüm çalışmalarda aşının aktifliğini ve güvenirliliğini kanıtlamış durumda. Tümünü değerlendirdiğimizde hala beşerler aşı olmuyorlarsa bu bahiste artık bu iş, ferdî sonucu aşmış demektir. Şayet biz toplumsal bağışıklığı sağlayamaz ve kâfi aşı ölçüsüne da ulaşamazsak bir daha can kayıpları olacaktır. Yurtharicindeki aşı tersliğinin temel niçinlerinden biri, aşı aykırısı olan insanların zatenız tüccar olmaları ve diğer eserleri o hastalıkta önerip satışını sağlamaya çalışmaları. Türkiye’ye geldiğimizde aşı aykırılığının temelinde ise boş inanışların, hurafelerin daha ön planda olduğunu görüyoruz. Hurafelere değil, bilime inanmak gerek. Aşılama sürat kazanmazsa ağustosun ortasına gerçek önemli sayıda bir hasta yükü bekliyorum.
Diyarbakır Tabip Odası Lideri Dr. Elif Turan: Diyarbakır’da koronavirüs aşısının birinci dozunu olanların oranı yüzde 40, ikinci doz aşı da yüzde 18-19’larda. Bunun biroldukça sebebi var lakin en büyük niye aslında aşı aykırılığı diyemiyoruz lakin Covid-19 aşısına karşı bir güvensizlik var. Aşı tereddüdü var daha doğrusu… Beşerler gereğince bilgilendirilmiyor, baş karışıklığı var. 15-20 gün öncesinde ortalama 140 olan hadise sayısı şu an günlük 500-600’e çıktı. Ortalama 150 civarında hasta, hastanelerde yatıyor. Olay sayılarında da bakanlığın yaptığı açıklamalarda Diyarbakır birinci 5 vilayet içinde. Aşı konusunda da sonda birinci beşin ortasındayız maalesef… Kendi çalışmalarımızdan edindiğimiz müşahedelere bakılırsa Diyarbakır’da hastanelerde yatan hastaların yüzde 75’i aşısız olanlar.
TTB: 12 YAŞ VE ÜZERİ BİREYLER AŞILANMA TAKVİMİNE ALINMALI
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Kurulu, 12 yaş ve üzeri bireylerin aşılanmasını önerdi. Açıklamada, özetle şunlar kaydedildi: “Aşılama sıhhat, eğitim ve bakım konutu çalışanları başta olmak üzere ülkede tüm kamu kurum kuruluşlarında ve özel kurumlarda çalışanlar için süratle yaygınlaştırılmalı ve Delta varyantı da kıymetlendirilerek 2. doz mRNA aşısı düşünülmeli.”
KOMPLO TEORİLERİ
- Aşıya karşı güvensizlik ve tereddüt.
- Aşı tersi telaffuzlar.
- “DNA’mız ile oynanacak”, “Mikroçip takacaklar”, “Aşılar iç organlara ziyan veriyor”, “Nüfus azaltma politikası”, “Kısırlık yapıyor”, “Uzun vadede bağışıklık sistemini ne ölçüde etkilediği”, “Aşılarla ilgili epeyce yan tesir var, lakin aşı firmaları bunların bilinmesine mani oluyor” üzere komplo teorileri var.
- İtalya, İsrail ve Yunanistan aşıya teşvik emeliyle bir dizi yeni önlem de aldı. Buna bakılırsa spor salonu, kafe, restoran
- Rusya’da ise cezalar fazlaca daha ağır, çalışanlarının yüzde 60’ı koronavirüs aşısı olmayan işletmelere 90 günlük ceza verilebiliyor.
- Fransa ve Macaristan’da sıhhat çalışanlarına aşı zaruriliği getirildi. Aşı olmayanların çalışmalarına müsaade verilmeyecek ve maaşlarını alamayacak.