celikci
New member
Aileler Kuşatma Altında
Gençlerimizin pozitif anlamda bir yükselişe geçemediğinin çoğumuz farkındayız. Farkında olmadığımız ise gençlerimizin yalnız ve güçsüz olduğu. Aile olarak aynı çatı altında yaşıyoruz yaşamasına da birbirimizle sadece kan birlikteliğimiz var. Manevi bağlarımız ise tamamen kopmuş durumda. 25-30 metrekarelik aynı odanın içerisinde otursak dahi hepimiz ayrı dünyalarda yaşıyoruz. Evin reisi olan babanın ilgi alanını siyaset ve futbol, evin bel kemiği olan annenin ilgi alanını magazinde olup bitenler, gençlerin tüm dünyası Instagram olmuş, ergenlerimiz tik-tok denilen video uygulamasında video paylaşır ya da video kovalar, evin en küçüğü bebek ve çocuklarda elinde tablet ya oyun oynar ya da You Tube adlı uygulamada çizgi film izler. Maalesef günümüzün aile tablosu bu. Günümüzde teknolojinin kuşatması altında olan ailelerin aynı ev içerisinde birbirleriyle iletişim halinde yaşamaları deveye hendek atlatmaktan daha zor hale gelmiş. Bu çağın önemli bir avantajı olan teknoloji, aileler yeterli donanıma sahip olmayınca aile bireylerini birbirinden kopartacak kadar ciddi bir dezavantaja dönüştü. Toplum içerisinde de durumun pek farklı olduğu söylenemez. Teknolojinin bir robota dönüştürdüğü insanlar, birbirlerinden kaçar hale geldiler. Gerçi ailede durum böyleyse toplumsal ilişkilerin sağlıklı olmasını beklemek çok büyük bir ahmaklık olur. Toplumun temeli olan aile kurumu, özellikle televizyon dizileriyle kuşatma altına alınarak aile kurumunu çökertecek birçok algı insanların bilinçaltına bir nakış gibi işlenmektedir. Tüm amaç toplumun ayağı olan aile kurumunu çökerterek toplumun ayakta kalamamasını sağlamaktır. Bu devirde her zamankinden çok daha uyanık olmalı ve mümkün olduğunca okuyarak bilinçli yaşamalıyız. Çünkü düşman artık tankıyla, topuyla, tüfeğiyle gelmiyor. Düşman artık teknolojiyle geliyor. Düşmanın tankı, topu, tüfeği televizyon, bilgisayar ve internet olmuş. Bu teknolojik silahları bilinçli kullanırsak düşmanı kendi silahıyla vuran biz oluruz. Aksi takdirde çöken toplumumuz olur. Unutmamak gerekir ki aile toprak gibidir. O toprak ne kadar verimli olursa, o toprakta yetişen bir tohum olan çocukta o kadar kaliteli olur. Artık sosyal medya ortamlarında farkındalık yaratma peşinde koşmayı bırakarak ailemize dört elle sarılmalıyız. En büyük farkındalığımızın yetiştirdiğimiz ve toplumu ayakta tutan kaliteli evlatlarımız olması dileğiyle sizleri, yaşamlarınız ile ilgili hiç olmazsa bir saat düşünmeye davet ediyorum.
ALINTIDIR
Gençlerimizin pozitif anlamda bir yükselişe geçemediğinin çoğumuz farkındayız. Farkında olmadığımız ise gençlerimizin yalnız ve güçsüz olduğu. Aile olarak aynı çatı altında yaşıyoruz yaşamasına da birbirimizle sadece kan birlikteliğimiz var. Manevi bağlarımız ise tamamen kopmuş durumda. 25-30 metrekarelik aynı odanın içerisinde otursak dahi hepimiz ayrı dünyalarda yaşıyoruz. Evin reisi olan babanın ilgi alanını siyaset ve futbol, evin bel kemiği olan annenin ilgi alanını magazinde olup bitenler, gençlerin tüm dünyası Instagram olmuş, ergenlerimiz tik-tok denilen video uygulamasında video paylaşır ya da video kovalar, evin en küçüğü bebek ve çocuklarda elinde tablet ya oyun oynar ya da You Tube adlı uygulamada çizgi film izler. Maalesef günümüzün aile tablosu bu. Günümüzde teknolojinin kuşatması altında olan ailelerin aynı ev içerisinde birbirleriyle iletişim halinde yaşamaları deveye hendek atlatmaktan daha zor hale gelmiş. Bu çağın önemli bir avantajı olan teknoloji, aileler yeterli donanıma sahip olmayınca aile bireylerini birbirinden kopartacak kadar ciddi bir dezavantaja dönüştü. Toplum içerisinde de durumun pek farklı olduğu söylenemez. Teknolojinin bir robota dönüştürdüğü insanlar, birbirlerinden kaçar hale geldiler. Gerçi ailede durum böyleyse toplumsal ilişkilerin sağlıklı olmasını beklemek çok büyük bir ahmaklık olur. Toplumun temeli olan aile kurumu, özellikle televizyon dizileriyle kuşatma altına alınarak aile kurumunu çökertecek birçok algı insanların bilinçaltına bir nakış gibi işlenmektedir. Tüm amaç toplumun ayağı olan aile kurumunu çökerterek toplumun ayakta kalamamasını sağlamaktır. Bu devirde her zamankinden çok daha uyanık olmalı ve mümkün olduğunca okuyarak bilinçli yaşamalıyız. Çünkü düşman artık tankıyla, topuyla, tüfeğiyle gelmiyor. Düşman artık teknolojiyle geliyor. Düşmanın tankı, topu, tüfeği televizyon, bilgisayar ve internet olmuş. Bu teknolojik silahları bilinçli kullanırsak düşmanı kendi silahıyla vuran biz oluruz. Aksi takdirde çöken toplumumuz olur. Unutmamak gerekir ki aile toprak gibidir. O toprak ne kadar verimli olursa, o toprakta yetişen bir tohum olan çocukta o kadar kaliteli olur. Artık sosyal medya ortamlarında farkındalık yaratma peşinde koşmayı bırakarak ailemize dört elle sarılmalıyız. En büyük farkındalığımızın yetiştirdiğimiz ve toplumu ayakta tutan kaliteli evlatlarımız olması dileğiyle sizleri, yaşamlarınız ile ilgili hiç olmazsa bir saat düşünmeye davet ediyorum.
ALINTIDIR