Elektrik ve doğalgaz faturalarına gelen artırımlar vatandaşın reaksiyon göstermesine niye oluyor.
CNN Türk ekranlarında Ahmet Hakan’ın sunduğu programın konukları içinde Akşam gazetesi muharriri Turgay Güler de bulundu.
Turgay Güler’in, programda sarf ettiği, “Topluma kuru fasulye dağıtılacak, herkes kendi gazını kendisi üretecek” sözlerini kullanımı ise hayli tartışılmıştı.
O ANI ANLATTI
Kelam konusu programın sunucusu, Hürriyet gazetesi muharriri Ahmet Hakan da, mevzuyla ilgili olarak, “Elektrik, fatura, gaz, kuru fasulye, Turgay Güler” başlıklı bir yazı kaleme aldı ve programdaki o anları anlattı.
Olayın çarpıtıldığını söz eden Ahmet Hakan, programdaki bütün konukların elektrik faturalarının büyük sorun olduğu konusunda hemfikir olduğunu belirtti.
Turgay Güler’in o kelamları, HES’lere itiraz edenlere yönelik kullandığını söyleyen Ahmet Hakan, “Yani yaptığı espri, vatandaşa değil, nükleere, HES’lere itiraz eden çevrecilere yöneliktir. aslına bakarsan program sırasında da amacının bu olduğunu tekraren belirtmiştir. Kaldı ki benim bulunduğum bir programda rastgele bir konuk, ‘Elektrik faturalarını düşürmek için vatandaşa kuru fasulye dağıtılsın’ diye saçmalayamaz. bu biçimde iğrenç bir saçmalama karşısında ‘Ne diyorsun sen birader?’ diyerek olay çıkarırım, müdahale ederim” dedi.
Kaygısının Turgay Güler’i korumak olmadığının altını çizen Ahmet Hakan, “Derdim yalnızca ve yalnızca hakikati korumak” diye belirtti.
Ahmet Hakan’ın yazısı şu biçimde:
“Bugün benim yazı günüm değil.
Fakat kendimi bir mevzuyu açıklığa kavuşturmak zorunda hissettim.
O yüzden karşınızdayım.
*
Toplumsal medya, çarkları insafsızca dönen bir makineye dönüşmüş durumda. En aklı başında insanları bile bir anda trol pozisyonuna düşürüyor bu yırtıcı makine.
“Olayın doğrusu nedir?” dedirtmiyor. “Aslında ne oldu?” sorusuna asla yüz verdirmiyor. “Gerçekten de bu biçimde mi oldu sanki?” diye hiç merak ettirmiyor.
*
Kim var bu gaddar makinenin gerisinde?
Bir ordu var!
*
İktidarın trol ordusundan kelam etmişti ya CHP Önderi Kemal Kılıçdaroğlu.
İşte ona emsal bir ordu daha var toplumsal medyada.
İktidara değil de muhalefete çalışan bir ordu.
Üstelik bu ordu, genelde gönüllülük temeline göre çalışıyor.
Üstelik bu ordu, gizlenmeye, saklanmaya bile gerek görmüyor.
*
İşte bu ordu, acımasız bir çarpıtmaya omuz verdi evvelki geceden itibaren.
Lakin ne omuz verme!
Çarklar dönmeye başladı ve bir çarpıtma, her insanın lisanında gerçeğe dönüşüverdi.
*
Olay şu:
*
Pazartesi akşamı Tarafsız Bölge’de bahsimiz “Elektrik Faturaları” idi.
*
Konuklarımız: Bedri Baykam, Zafer Şahin, Onur İste, Hakan Bayrakçı ve Turgay Güler.
*
Program boyunca bütün konuklar…
Elektrik faturalarının ülkenin en kıymetli sorunu haline geldiği konusunda hemfikir oldular.
Bir ortak görüşte birleştiler yani.
*
Tartışma sırasında bir orta husus HES’lere, nükleer güce, rüzgâr gücüne falan da geldi.
Birtakım konuklar nükleer güce, HES’lere itiraz edince…
Konuklarımızdan Turgay Güler…
“Benim formülüm var: Topluma kuru fasulye dağıtılacak. Herkes kendi gazını kendi üretecek” diye bir espri yaptı.
*
İçinde kuru fasulye, gaz falan geçen hiç bir espriden hazzetmem. Program sırasında da vurguladım, münasebetsiz bulurum bu tıp esprileri.
Hele husus, elektrik faturaları üzere yakıcı bir meseleyken bağlamı ne olursa olsun bu biçimde esprilere başvurulmasını fazladan münasebetsiz bulurum.
Bu esprinin kıyasıya eleştirilmesinde de hiç bir sakınca görmem.
*
Fakat sıra hakikati eğip bükmeye, çarpıtmaya gelince…
Ona dur demeyi de boynumun borcu sayarım.
*
İşte o borcu yerine getiriyorum artık:
*
Toplumsal medyada trol ordusunun…
“Turgay Güler, yüksek elektrik faturalarına tahlil olarak vatandaşa kuru fasulye tavsiye etti” diye verdiği bilgi, düpedüz bir çarpıtmadan ibarettir.
*
Doğrudur.
Turgay Güler, “Benim bir formülüm var. Topluma kuru fasulye dağıtılacak. Herkes kendi gazını üretecek” demiştir.
Fakat bunu…
“Nükleere itiraz ediyorsunuz, HES’lere itiraz ediyorsunuz. Düzgün de elektrik faturaları nasıl düşecek? Vatandaşa kuru fasulye dağıtılıp kendi gazını üretmesi mi sağlanacak” manasında söylemiştir.
Yani yaptığı espri, vatandaşa değil, nükleere, HES’lere itiraz eden çevrecilere yöneliktir.
aslına bakarsan program sırasında da amacının bu olduğunu tekraren belirtmiştir.
*
Kaldı ki benim bulunduğum bir programda rastgele bir konuk, “Elektrik faturalarını düşürmek için vatandaşa kuru fasulye dağıtılsın” diye saçmalayamaz.
bu biçimde iğrenç bir saçmalama karşısında “Ne diyorsun sen birader?” diyerek olay çıkarırım, müdahale ederim.
Yalnızca ben değil.
Programa katılan bütün konuklar, bu biçimde bir iğrençlik karşısında ayağa kalkar.
*
Turgay Güler’le yakınlığım pek yok. Kendisiyle hiç sosyalleşmedim. Program konuğum olması haricinde rastgele bir münasebetimiz yok. Vaktiyle beni en ağır biçimde eleştirenlerin başında geliyordu.
Yani derdim Turgay Güler’i korumak, ona art çıkmak değil.
Derdim yalnızca ve yalnızca hakikati korumak.
*
Bunun için de fazlaca bencilce niçinlerim var.
*
Hakikati korumadığım vakit içinderda…
Kendimi berbat hissediyorum, içim hiç rahat etmiyor, uyku tutmuyor, mideme bir sancı giriyor, okuduğumu anlayamıyorum, izlediğim sinemalardan keyif almıyorum, kendime olan hürmetimi yitiriyorum, başım ağrıyor, yaşama sevincimi kaybediyorum.”
CNN Türk ekranlarında Ahmet Hakan’ın sunduğu programın konukları içinde Akşam gazetesi muharriri Turgay Güler de bulundu.
Turgay Güler’in, programda sarf ettiği, “Topluma kuru fasulye dağıtılacak, herkes kendi gazını kendisi üretecek” sözlerini kullanımı ise hayli tartışılmıştı.
O ANI ANLATTI
Kelam konusu programın sunucusu, Hürriyet gazetesi muharriri Ahmet Hakan da, mevzuyla ilgili olarak, “Elektrik, fatura, gaz, kuru fasulye, Turgay Güler” başlıklı bir yazı kaleme aldı ve programdaki o anları anlattı.
Olayın çarpıtıldığını söz eden Ahmet Hakan, programdaki bütün konukların elektrik faturalarının büyük sorun olduğu konusunda hemfikir olduğunu belirtti.
Turgay Güler’in o kelamları, HES’lere itiraz edenlere yönelik kullandığını söyleyen Ahmet Hakan, “Yani yaptığı espri, vatandaşa değil, nükleere, HES’lere itiraz eden çevrecilere yöneliktir. aslına bakarsan program sırasında da amacının bu olduğunu tekraren belirtmiştir. Kaldı ki benim bulunduğum bir programda rastgele bir konuk, ‘Elektrik faturalarını düşürmek için vatandaşa kuru fasulye dağıtılsın’ diye saçmalayamaz. bu biçimde iğrenç bir saçmalama karşısında ‘Ne diyorsun sen birader?’ diyerek olay çıkarırım, müdahale ederim” dedi.
Kaygısının Turgay Güler’i korumak olmadığının altını çizen Ahmet Hakan, “Derdim yalnızca ve yalnızca hakikati korumak” diye belirtti.
Ahmet Hakan’ın yazısı şu biçimde:
“Bugün benim yazı günüm değil.
Fakat kendimi bir mevzuyu açıklığa kavuşturmak zorunda hissettim.
O yüzden karşınızdayım.
*
Toplumsal medya, çarkları insafsızca dönen bir makineye dönüşmüş durumda. En aklı başında insanları bile bir anda trol pozisyonuna düşürüyor bu yırtıcı makine.
“Olayın doğrusu nedir?” dedirtmiyor. “Aslında ne oldu?” sorusuna asla yüz verdirmiyor. “Gerçekten de bu biçimde mi oldu sanki?” diye hiç merak ettirmiyor.
*
Kim var bu gaddar makinenin gerisinde?
Bir ordu var!
*
İktidarın trol ordusundan kelam etmişti ya CHP Önderi Kemal Kılıçdaroğlu.
İşte ona emsal bir ordu daha var toplumsal medyada.
İktidara değil de muhalefete çalışan bir ordu.
Üstelik bu ordu, genelde gönüllülük temeline göre çalışıyor.
Üstelik bu ordu, gizlenmeye, saklanmaya bile gerek görmüyor.
*
İşte bu ordu, acımasız bir çarpıtmaya omuz verdi evvelki geceden itibaren.
Lakin ne omuz verme!
Çarklar dönmeye başladı ve bir çarpıtma, her insanın lisanında gerçeğe dönüşüverdi.
*
Olay şu:
*
Pazartesi akşamı Tarafsız Bölge’de bahsimiz “Elektrik Faturaları” idi.
*
Konuklarımız: Bedri Baykam, Zafer Şahin, Onur İste, Hakan Bayrakçı ve Turgay Güler.
*
Program boyunca bütün konuklar…
Elektrik faturalarının ülkenin en kıymetli sorunu haline geldiği konusunda hemfikir oldular.
Bir ortak görüşte birleştiler yani.
*
Tartışma sırasında bir orta husus HES’lere, nükleer güce, rüzgâr gücüne falan da geldi.
Birtakım konuklar nükleer güce, HES’lere itiraz edince…
Konuklarımızdan Turgay Güler…
“Benim formülüm var: Topluma kuru fasulye dağıtılacak. Herkes kendi gazını kendi üretecek” diye bir espri yaptı.
*
İçinde kuru fasulye, gaz falan geçen hiç bir espriden hazzetmem. Program sırasında da vurguladım, münasebetsiz bulurum bu tıp esprileri.
Hele husus, elektrik faturaları üzere yakıcı bir meseleyken bağlamı ne olursa olsun bu biçimde esprilere başvurulmasını fazladan münasebetsiz bulurum.
Bu esprinin kıyasıya eleştirilmesinde de hiç bir sakınca görmem.
*
Fakat sıra hakikati eğip bükmeye, çarpıtmaya gelince…
Ona dur demeyi de boynumun borcu sayarım.
*
İşte o borcu yerine getiriyorum artık:
*
Toplumsal medyada trol ordusunun…
“Turgay Güler, yüksek elektrik faturalarına tahlil olarak vatandaşa kuru fasulye tavsiye etti” diye verdiği bilgi, düpedüz bir çarpıtmadan ibarettir.
*
Doğrudur.
Turgay Güler, “Benim bir formülüm var. Topluma kuru fasulye dağıtılacak. Herkes kendi gazını üretecek” demiştir.
Fakat bunu…
“Nükleere itiraz ediyorsunuz, HES’lere itiraz ediyorsunuz. Düzgün de elektrik faturaları nasıl düşecek? Vatandaşa kuru fasulye dağıtılıp kendi gazını üretmesi mi sağlanacak” manasında söylemiştir.
Yani yaptığı espri, vatandaşa değil, nükleere, HES’lere itiraz eden çevrecilere yöneliktir.
aslına bakarsan program sırasında da amacının bu olduğunu tekraren belirtmiştir.
*
Kaldı ki benim bulunduğum bir programda rastgele bir konuk, “Elektrik faturalarını düşürmek için vatandaşa kuru fasulye dağıtılsın” diye saçmalayamaz.
bu biçimde iğrenç bir saçmalama karşısında “Ne diyorsun sen birader?” diyerek olay çıkarırım, müdahale ederim.
Yalnızca ben değil.
Programa katılan bütün konuklar, bu biçimde bir iğrençlik karşısında ayağa kalkar.
*
Turgay Güler’le yakınlığım pek yok. Kendisiyle hiç sosyalleşmedim. Program konuğum olması haricinde rastgele bir münasebetimiz yok. Vaktiyle beni en ağır biçimde eleştirenlerin başında geliyordu.
Yani derdim Turgay Güler’i korumak, ona art çıkmak değil.
Derdim yalnızca ve yalnızca hakikati korumak.
*
Bunun için de fazlaca bencilce niçinlerim var.
*
Hakikati korumadığım vakit içinderda…
Kendimi berbat hissediyorum, içim hiç rahat etmiyor, uyku tutmuyor, mideme bir sancı giriyor, okuduğumu anlayamıyorum, izlediğim sinemalardan keyif almıyorum, kendime olan hürmetimi yitiriyorum, başım ağrıyor, yaşama sevincimi kaybediyorum.”